İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Genetik ve Biyomühendislik Bölümü’nde eğitim gören gençler, başarılı çalışmalarıyla dünyaca ünlü üniversitelerin ilk tercihi oldu. Bu yıl diplomasını alır almaz Avrupa’daki üniversitelerin gözdesi haline gelen Ece Beril Dağdelen, İngiltere’deki Imperial College London; Yaren Derbent ise İrlanda’daki Trinity College Dublin’e yüksek lisans için kabul edildi.
Binlerce kişinin okuma hayali kurduğu üniversitelere seçilmeyi başaran Dağdelen ve Derbent, ‘yaşam bilimi’ alanında eğitim görecek. İEÜ’lü gençler, DNA’nın yapısı ve kanser başta olmak üzere tedavi bekleyen hastalıklarla ilgili yapacakları projelerle insanlığa umut olmak için çalışacak. Staj için Almanya’daki Kanser Araştırma Merkezi’ne (DKFZ) kabul edilen Deniz Çıtakcı ile İspanyol Genom Araştırmaları Merkezi’ndeki (CRG) Furkan Çorapcı ise, eylül ayına kadar çalışmalarını aralıksız sürdürecek.
İEÜ Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihangir Yandım, öğrencileri Ece Beril Dağdelen ve Yaren Derbent ile ortak bir TÜBİTAK projesinde de birlikte çalıştıklarına dikkat çekerek onlarla gurur duyduğunu söyledi.
“PROJEYE BÜYÜK KATKILARI OLDU”
Laboratuvar tekniklerinden analiz becerilerine, bilimsel sorgulamadan eleştirel düşünmeye kadar birçok farklı alanda çok yönlü bir eğitimle gençleri geleceğe hazırladıklarını belirten Doç. Dr. Yandım, “TÜBİTAK desteğiyle yürüttüğümüz, insan hücrelerinin yaşlanma sürecini araştırdığımız bir projemiz var. Proje tamamlanmadığı için detay vermeyeceğim ama yaşlanmaya bağlı oluşan bazı hastalıkların önüne geçilmesi için önemli araştırmalar gerçekleştiriyoruz. Ece ve Yaren, projede yer alarak önemli deneyimler kazandı. Bu süreçte bana da çok yardımcı oldular, kendilerini iyi geliştirdiler. Şimdi sıra, yurt dışına açılıp farklı kültürleri tanımaya ve araştırmaları daha geniş alanda sürdürmeye gelmişti. Ece ve Yaren, bu noktada büyük bir avantaj yakaladı ve kendilerini hedefe ulaştıracak, başarılarını kanıtlamış okullar tarafından tercih edildi” dedi.
“OKURKEN DE YURT DIŞINDA DENEYİM”
Bölüm olarak, evrensel standartlarda donanımlı bireyler olarak yetiştirdiklerini ifade eden Doç. Dr. Yandım, “Benim de doktora eğitimimi tamamladığım Imperial College London, uluslararası değerlendirme kuruluşu Quacquarelli Symonds’ın (QS) üniversite sıralamalarına göre Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) sonra dünyadaki en iyi üniversite olarak gösteriliyor. Trinity College Dublin de ilk 100 içinde yer alan, oldukça saygın bir üniversite. Öğrencilerimiz sadece mezun olduktan sonra değil, okurken de bölümümüzün sunduğu imkanlar sayesinde yurt dışında deneyim kazanabiliyor. Deniz Çıtakcı ve Furkan Çorapcı da bunun çok güzel bir örneği. Böylece öğrencilerimiz, bilimsel bilgi ve becerilerini global ölçekte geliştirme şansı yakalıyor” ifadelerini kullandı.
“ÖĞRENCİ MERKEZLİ EĞİTİM”
Doç. Dr. Yandım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ece ve Yaren’in yüksek lisans programı için kabul edilmesi, sadece onların bireysel gayretinin değil; aynı zamanda üniversitemizin nitelikli akademik kadrosu ve öğrenci merkezli eğitim anlayışının da bir sonucu. Bu başarılar, öğrencilerimize eleştirel düşünme, araştırma kültürü, etik sorumluluk ve uluslararası bakış açısı kazandırma hedefimizin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bilimsel üretkenliği, disiplinlerarası yaklaşımı ve yenilikçiliği merkeze alan üniversitemiz, öğrencilerini yalnızca mezun etmiyor; onları dünya çapında fark yaratacak bireyler olarak geleceğe uğurluyor.”
Yorumlar
Kalan Karakter: