Türkiye büyük bedel ödemek durumunda kalabilir
Yayınlanma :
28.08.2013 19:09


büyümesini iç ve dış talep birlikteliği ile gerçekleştirmek zorunda olan
Türkiye’nin, AB ile 1996 yılında başlayan Gümrük Birliği sonrasında ciddi
niteliksel kazanımları olmasına rağmen niceliksel olarak önemli ölçüde kayba uğradığını
hatırlatan Yorgancılar “Bu kaybın gerisindeki başlıca faktör ise AB'nin üçüncü
ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarında Türkiye'nin ithalatçı olarak
zorunlu taraf, ihracatçı olarak ise üçüncü ülkenin insafına kalması olmuştur. Dünyanın
hem en büyük ithalatçıları hem de ihracatçılarının başında gelen ABD ve AB'nin
yapacağı serbest ticaret anlaşmasında taraf olmayan bir Türkiye; fakir
pazarlarla baş başa kalacak, ihracatını 2023 hedeflerine ulaştırmada
zorlanacaktır." dedi.
Küreselleşme
sürecinin hız kazanmasıyla birlikte Çin’in dünya ekonomisinin en büyük sponsoru
rolünü üstlendiğini ifade eden Yorgancılar bu sponsorluğun ucuz işgücü, ucuz girdi ve ucuz nihai mal
tedariki yanında yüksek rezerv biriktirmek yoluyla da olduğunu hatırlattı. “Ancak, Çin'in bu sponsorluk ve tamamlayıcı
partner konumundan gerçek bir rakibe dönüşmesi başta ABD ve AB ülkeleri olmak
üzere dünyanın gelişmiş ve dış pazarla büyüyen ekonomilerini zorlayacaktır
diyen Yorgancılar sözlerini şöyle sürdürdü: “ Bunu gören ABD ve AB aralarında
serbest ticaret anlaşması yapmak üzere yola çıkmıştır. Bu sürecin
tamamlanmasından önce bile küresel ölçekli yatırımların bundan etkilenmesi söz konusu
olacaktır. AB ile ABD arasındaki olası bir serbest ticaret anlaşmasının gerek
dünya, gerekse Türkiye ekonomisi açısından anlamı ve önemi daha net bir şekilde
ortaya çıkmaktadır. Zira bu anlaşmanın imzalanması halinde dünya ticaretindeki
dengelerde büyük değişiklik olabilecektir. Mevcut koşullarda Doğuya kayan
üretim ve ticaretin rotasını veya yoğunluğunu değiştirme potansiyeli taşıyan bu
anlaşma ABD ve AB için istenilen bir şey olmaktan öte bir zorunluluk haline geldiği için, artçı sarsıntıları devam eden
ve daha uzun bir süre devam edecek olduğu netleşen küresel finansal krizinin de
etkisiyle, zorlu pazarlıkların sonunda imzalanması sürpriz olmayacaktır.”
Yorgancılar,
AB ile ekonomik ilişkilerini yanlış bir zemine oturtan (AB'nin üçüncü ülkelerle
yaptığı ikili serbest ticaret anlaşmalarında doğrudan taraf olmaması nedeniyle)
ve bundan ciddi zarar gören Türkiye'nin bu sürecin dışında kalması durumunda
görebileceği zararın boyutlarının oldukça büyük olacağına dikkat çekti.
Yorgancılar “ Gerek devletin gerekse firmaların bu gelişmeye yönelik olarak
önlem almaları; devletin Gümrük Birliği sürecini doğasına uygun hale getirmeye
çalışması, firmaların ise üretim ve ortaklık boyutunda doğru adımları atmaları
uygun olacaktır. Bu süreçte ülkemizde faaliyette bulunan ABD ve AB menşeli
firmaların katalizörlüğüne olan ihtiyaç da oldukça fazladır ve bunun için de
ayrıca hem iş dünyası olarak bizlerin hem de devletin oldukça yoğun lobi çalışması
yapması gerekmektedir." dedi.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: