Türkiye-Ürdün Diplomatik İlişkilerinin 70. Yılı

Resepsiyona ev sahipliği yapan Ürdün Büyükelçisi Adaleye, “Dostu olan zengindir” atasözünü hatırlatarak, uzun yıllardır dost olan Türkiye ile Ürdün’ün bu bakımdan zengin olduğunu ifade etti. Adaleye, “Her iki ülkenin sarsılmaz dostluğu devam edecek ve İslam coğrafyasında önemli bir misyon üstlenecekler” dedi.

Ürdün Büyükelçisi Amjad Adaileh, Ürdün Halkı ile Türk Halkının birbirlerine yüzyıllar boyu sağlam bir dostluk kardeşlik ve ortak tarihi ilişkilerle bağlandığını belirterek şunları söyledi:

“15 Ocak 1949 tarihinde Ürdün’ün Türkiye Temsilciliğinin açılmasıyla diplomatik ilişkiler başlamış olup 1955 yılından itibaren büyükelçilik seviyesine taşınmıştır. Haşimi Ürdün Krallığı kurucusu merhum Kral 1. Abdullah, 1937 yılında gerçekleştirdiği ziyarette modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu merhum Mustafa Kemal Atatürk ile görüşmüştür. İki ülke arasındaki ilişkiler karşılıklı işbirliği güven ve saygı esasına dayalı olarak kurulmuştur. Günümüzde ise bu ilişkilerin her alanda gelişmesi güçlenmesi ve ülkelerin halklarına bir örnek teşkil etmesi için her iki ülkenin lideri çaba sarf etmektedir.”

2009 yılında Ürdün ile Türkiye arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması sayesinde iki ülke arasındaki ticaret hacminin 1 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Büyükelçi Adaileh, imzalanan ve sayısı 50’ye ulaşan siyasi, ekonomik, kültürel ve askeri alandaki anlaşmalar ve protokollerin de ilişkilerin gelişmesine katkı sağladığını dikkat çekti.

Amjad Adaileh, “Her iki ülke son zamanlarda Ortadoğu’da yaşanan tüm zorluklara rağmen ticaret ve yatırım işbirliğinin geliştirilmesini hedeflemektedir. Haşimi Ürdün Kralı Sayın Majesteleri Kral 2. Abdullah Bin Al Hussein ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ekselansları Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile her iki ülke halkının güçlü iradeleriyle Ürdün ve Türkiye bölgedeki istikrarının ve gelişmenin öncüsü olacaktır” diye konuştu.

Kaplan: İşbirliğimiz daha da büyüyecek

Ürdün İzmir Fahri Konsolosu Ömer Kaplan da, Ürdün ile Türkiye arasındaki köklü ilişki sürecinin dünyadaki tüm olumsuzluklara rağmen hiçbir zaman yara almadığını vurguladı. Kaplan, “Bu başarının altında yatan sır, iki ülke halklarının birbirlerine olan sevgileri, akrabalıkları bir başka etken de Haşimi soyundan gelen Kral ailesine olan saygıdandır. Türkiye’de Ürdün konuşulduğunda bir tek menfi söz duyamazsınız. ‘Kalp kalbe karşı’ derler. Bu müspet atmosfer Ürdün için de geçerlidir. Durum böyle olunca 17 yıldır şerefle, onurla temsil ettiğim Ürdün devletinin İzmir Fahri Konsolosluğu görevini bu ılımlı sevecen ortamdan dolayı sorunsuz, sıkıntısız karşılıklı sevgi saygı ortamında yürütmenin hazzını yaşıyorum. Daha nice 70 yıllara” diye konuştu.