ÜÇ BİLİNMEYENLİ KARŞIYAKA DENKLEMİ

Karşıyaka CHP İlçe Örgütü 27 Ocak’ta Olağanüstü Kongreye
gidecek. CHP’de önemli gündem maddesi bu kongre etrafında şekilleniyor. Ve bir
çok okurumdan “Neden Karşıyaka’yı sende değerlendirmiyorsun?” sorusu
gelince mecburen bir yazı kaleme almak gerekti.

Herkesin malumu olduğu üzere Aralık ayı sonunda CHP Karşıyaka
eski İlçe Başkanı Adnan Alabay’a ve Alabay ailesine karşı yapılan çete
operasyonunun ardından büyük deprem yaşayan Karşıyaka, Adnan Alabay’ın başkanlıktan
istifası ile ilk şoku atlatmaya çalışmıştı. Ardından gelen ikinci dalga şok ile
İlçe Örgütü görevden alınarak, yerine ilçeyi kongreye götürmek üzere Geçici
Heyet (Kayyum) atanmıştı. İşte ne olduysa bundan sonra oldu.



Bir tarafta, yapılan çete operasyonunu siyasi bir operasyon
olarak lanse eden Adnan Alabay’ın en yakınındaki isim “kimilerine göre kankası” Müjdat Ünsalan ve ekibi, yapılan Kayyum
ataması ile mağdur olduklarını söyleyerek delegelerden destek arayışına çıkarken,
öbür tarafta, yapılan çete operasyonunun CHP Karşıyaka’ya büyük zarar verdiğini
iddia eden İl Yönetimi tarafından herkesi kucaklayacağı düşünülen Ali
Karaege’nin başkanlığında bir ilçe yönetimi hazırlığı başladı. Bana göre birde
bu yapılara karşı olan bir taraf daha var. Bu taraf Karşıyaka Belediye
Başkanlığı için kendisine rakip görülen Ali Engin tarafından Ali Karaege
isminin ortaya atılmasını, Ali Engin’in örgüte hakim olmaya çalışması olarak değerlendiren
ve bu isme sıcak bakmayan Cevat Durak cephesi…



Gördüğüm kadarı ile Cevat Durak Cephesi, Ali Karaege ismine
soğuk bakarken, Müjdat Ünsalan cephesine ise temkinli yaklaşmakta. Buna gerekçe
ise kanımca, Adnan Alabay ile sıkı bağlar içinde bulunan Müjdat Ünsalan
cephesinin, son yaşanan travmaya ilaç olmayacağı düşüncesidir.



“Karşıyaka ne olur?”
diye soran okurlarım, sonuç bu. Buyurun
size üç bilinmeyenli Karşıyaka denklemi…



Başkan ismi üzerinde henüz bir uzlaşı sağlayamayan bu üç
cephenin kongre gününe kadar uzlaşarak tek liste ile kongreye gitmesinin mümkün
olup olmayacağını hep beraber göreceğiz. (Ben
buna pek olası bakmıyorum. Ama imkansız da değil)



Dediğim gibi Durak ve ekibi istediği kadar soğuk baksın, ilçe
yönetiminin görevden alınması sebebiyle mağdur olduklarını ve kongrede bunun
rövanşını alacaklarını ve bu nedenle de her ne olursa olsun aday
çıkaracaklarını söyleyen Müjdat Ünsalan ekibi çalışmalarına süratle devam
ediyor. Bu da, kongrenin tek liste ile olmayacağının açık bir göstergesi. İşte
bu durumda, Cevat Durak ve ekibinin ne yapacağı merakla bekleniyor. İşte bu noktada
kulislerde konuşulan iki yol var

1-Ali Engin ile
birlikte hareket ederek, gerekirse başkan ismini de tekrar değerlendirerek,
ilçe yönetimin hazırlanmasında beraber hareket edebilirler.



2-Kendisine rakip
gördüğü Ali Engin’in kaybetmesi ve dolayısıyla yalnız kalmak için, her ne kadar
son kongrede Adnan Alabay’ı desteklemesi sebebiyle ağzı yandıysa da, Müjdat
Ünsalan ekibine temkinli yaklaşarak el altından desteklemesi.



Bana göre ilk durumda ilçe seçiminin kazananı netleşirken,
ikinci durumda oyların birbirine çok yakın olacağı bir seçim süreci yaşanır.
Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’ın bu durumda risk alıp almayacağını hep
beraber izleyip göreceğiz.



Tabii, son kongrede
Adnan Alabay’ı desteklemelerine rağmen, yapılan çete operasyonu sebebiyle, bu
ekibin veliahdı olarak görülen Müjdat Ünsalan ekibine desteklerini çekerek,
kararsız kalan delegelerin iradeleri bu seçimin galibinin belirlenmesinde etken
olacaktır.



GönderMe1: Siyasilerde
çokça yaşanan “kimin kim olduğunu
bilmemek sendromu” son Karşıyaka sütrecinde de yaşanıyor. İmza toplama ve
toplantıya davet etme süreçlerinde rakibin ağır toplarının evlerine gidip davet
ettikleri haberi kulağıma kadar geldi. Kardeşim daha ekipleri bilmeden kongreye
gidiyorsunuz. Son günlerin deyimiyle “Neyin
kafasındasınız?” diye sorasım var.



GönderMe2: CHP
Kadın Kolları’nda başlayan ve İzmir Kazanı’nda da kaleme alınan “Ulusalcılar ve diğerleri” tartışması
CHP’ye İzmir’de yara vereceğe benziyor. “Ulusalcılık”
ve “Milliyetçilik” kavramları yanlış
ağızlarda ve dillerde tehlikeli işlere yol açar. Bu argümanları kullananlar
unutmasınlar ki CHP’yi İzmir’de iktidara taşıyanların içinde çokça “Alevi” ve “Kürt” kökenli seçmen var.



GönderMe3:
Diyarbakır’da gazetecilik yaptığım yıllarda “Ulusal Sol” kavramının en ateşli savunucularından olan “Meşhur” bir gazeteciye dediğim gibi. “Sol, enternasyonaldir. Milliyeti olmaz.
Ulusal Sol dediğiniz ‘Nationalsosyalist’ kavramını dünya üzerinde kullanan iki
isim bilirim. Biri ‘Führer’ lakaplı Adolf Hitler diğeri ise ‘Duçe’ lakaplı
Benito Mussolini’dir. Onlarında ne kadar faşist olduğu ve 2. Dünya Savaşı’nda
kaç cana mal olduklarını bilmemek aptallıktır.”



GönderMe4: Son
günlerde AKP İzmir’den gelen haber mailleri dikkatimi çekiyor. Maşallah herkes
çalışmalarını dile getirmeye başladı. Yalnız dostlar alışverişte görsün misali
yağdırılan maillerde yer alan çalışmalar ile İzmir’i kazanamayacaklarını
birilerinin kulaklarına fısıldaması gerekiyor.



GönderMe5: AKP’nin
geçtiğimiz hafta Kuşadası’nda yaptığı kampla ilgili başta Facebook olmak üzere
sosyal paylaşım sitelerine bol miktarda hatıra fotoğrafı düştü. Aldığım duyumlara
göre bu arkadaşları AKP Genel Merkezi’de “Bakalım
kampta öğrendiklerini siyasette ne zaman ve nasıl kullanacaklar” diyerek
yakından takip ediyormuş. Benden demesi.