Özdağ, partisinin Manavgat İlçe Başkanlığı’nın açılışına katıldı. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özdağ, iktidarın "Terörsüz Türkiye” olarak adlandırdığı süreç hakkındaki soru üzerine şunları söyledi:
“Terörle müzakereler, terörü sona erdirmez. Terör örgütünün Türkiye'yi mağlup etmesi ve şartlarını dayatmasını beraberinde gelir. Karşımızda Lozan'ı kabul etmeyen, ‘Biz affedilecek bir şey yapmadık ki af isteyelim’ diyen, terör eylemlerini isyan olarak meşru gören ve Anayasamızın girişinin değişmesini, 66. maddesinin, 42. maddesinin değişmesini isteyen ayrıca Türkiye'nin iki ulustan teşekkül ettiğini kabul etmemizi talep eden ve bölgesel özerklik isteyen bir terör örgütü ve onun siyasi temsilcisiyle Türkiye'yi karşı karşıyadır. DEM’in taleplerinin olduğu rapor, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yıkılarak yerine yeni bir devletin kurulmasıdır. Kimse kimseye yalan söylemesin, Türk halkına da yalan söylenmesin. Eğer bizim söylediklerimizin doğru olmadığını söylüyorlarsa İmralı'da üç milletvekiliyle terör örgütü elebaşı arasında yapılan tutanakların tamamını açıklasınlar.”
Terör sorununun nasıl çözüleceğine ilişkin soruya Özdağ, şu yanıtı verdi:
“Biz terörle mücadelenin tavizsiz sıfır tolerans ilkesiyle, terör örgütünü teslim olmaya itecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini, bu mücadelenin sadece sınırlar içerisinde değil, bütün Orta Doğu bölgesini kapsayacak bir mücadele olması gerektiğini düşünüyoruz. Ve Türkiye bu mücadeleyi kısmen gerçekleştirdi ve başarılı da oldu. PKK ile bu müzakereler başladığı zaman Türkiye içerisinde PKK'nın eylemi kalmamıştı. Ve ordumuz PKK'nın girilemez dediği Haftanin'de ve Kuzey Irak'ın iç bölgelerinde Kilit Pençe harekatıyla hakim olmuştu. Biz kazandık arkadaşlar terörle mücadeleyi, defaatle kazandık. Şimdi sanki Türkiye bir savaş kaybetmiş gibi ‘Barış anlaşması imzalayacağız’ deniliyor. Devletin baş muhatabı ‘Öcalan’ deniliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Öcalan denilen terörist eş seviyede kabul edilip muhatap alınabilir mi? Ama bunların olduğu, bunların söylendiği bir dönemden geçiyoruz.”
"PKK'NIN UYUŞTURUCU PARASI VAR"
Özdağ, PKK terör örgütünün ekonomik kaynağını uyuşturucudan elde ettiğini öne sürerek, şunları kaydetti:
“Bu bir narko-terör örgütü. Uyuşturucudan kazanıyor. Onun için Türkiye'nin uyuşturucuya karşı mücadelesi ki biz ‘Tertemiz Türkiye’ projesiyle bunu hedefliyoruz, aynı zamanda PKK terörüne karşı mücadele. Örgütün bugün 23 milyar Euro ve 3 milyar dolar parası var. Ve bu uyuşturucu parası. Düşün ne kadar büyük bir uyuşturucu taciri olduğunu bu örgütün. Ayrıca bu örgüt bugünkü süreç devam ederse uyuşturucu taciri olmaktan vazgeçmeyecek, örgüt dağılmayacak da. PKK dağılmadı ve dağılmayacak. Aksine diyecekler ki ‘Biz Türkiye'ye karşı bir zafer kazandık. Şartlarımızı kabul ettirdik’ diyecekler. Ve bunu demeye başladılar şimdiden.”
İktidarın Suriye politikasını eleştiren Özdağ, şu ifadeleri kullandı:
“Suriye politikasına gelince baştan aşağı yanlış bir politikadır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kötü dış politikasıdır. Ve daha biz bütün kötü sonuçlarını yaşamış değiliz. 2011’den beri yaşadıklarımız ancak giriş niteliği taşıyordu. Bundan sonra daha bizi çok zorlayacak. Dün Trump bir açıklama yaptı ve Golan Tepelerini İsrail'e verdiğini söyledi. Gördünüz değil mi? Hani Suriye'de zafer kazanmıştık? ‘Suriye'de zafer kazandık’ diyenlerin şimdi ne yorum yapacağını dinlemek isterim.”
“Halep Kalesi'ne Türk bayrağını asan kişinin HTŞ tarafından öldürüldüğünü biliyorlar mı?”
Zamanı gelmişken söyleyeyim. Suriye'de Beşar Esad'ın devrildiği günlerde bu işin bir İsrail projesi, Amerikan projesi olduğunu söylediğimde bazı çevreler Halep'te kaleye bir Türk bayrağını asıldığını göstererek bu işin bir Türk projesi olduğunu söylemişlerdi. Halep Kalesi'ne Türk bayrağını asan kişinin HTŞ tarafından öldürüldüğünü, infaz edildiğini biliyorlar mı? Onun için bizim bayramlık ağzımızı açtırmayın.
Uluslararası ilişkilerin, Orta Doğu'nun kılcal damarlarını dünden değil, on yıllardan beri çalışan bir genel başkan var karşınızda. Halep'e HTŞ birlikleri ilk girdikleri anda Ankara'da belki kimsenin haberi yoktu ama benim Halep'te nelerin olduğundan, nelerin bittiğinden ve bu sürecin Türkiye için nasıl lanet olası bir yenilgiye dönüştüğünden de üzülerek farkındaydım ve bugün de o sonuçları yaşıyoruz. Suriye'de onun için bir PKK devleti kuruluyor; izlenen Suriye politikasından dolayı."
"TÜRKİYE'Yİ DEĞİŞTİRMEMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Partisinin politikalarından taviz vermeyeceğini belirten Özdağ, şöyle konuştu:
“Türk milleti Zafer Partisi'nin bu süreçte de diğer politikalarında da hiç taviz vermeden sağlam durduğunu, geri adım atmadığını, taviz vermediğini, mücadelesini sakin ama güçlü bir şekilde sürdürdüğünü görüyor. Ve böyle yapmaya devam edeceğiz. Bakın bir sene önce burada Antalya'da yaptığım mitingden sonra tutuklandım. Aşağı yukarı 11 ay geçti, yine buradayım. Bu sefer de panel yapıyorum. Konu yine aynı. Taviz yok çünkü biz Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi’nde bize vermiş olduğu görevi yerine getiriyoruz. Türkiye'nin birliğini ve dirliğini savunuyoruz. Bahçeli, ‘Önümüzdeki süreçte çok şey değişecek, her şey değişecek. İnşallah Türkiye değişmez’ demişti. Biz de Bahçeli'nin duası yerine gelsin diye çalışıyoruz. İnşallah Türkiye'yi değiştirmemeye çalışıyoruz.”
Zafer Partisi’nin kamuoyu araştırmalarında yüzde kaç oya sahip olduğu sorusu üzerine Özdağ, şunları kaydetti:
“Bir anketler yapılsın bakalım. Ben anket de yapan bir akademisyen olarak rakamlara nasıl yalan söyletilir gayet iyi bilirim. Henüz bizim yaptırmış olduğumuz yeni bir çalışma yok. Ama sahadaki gözlemlerimizden partimizin bir baraj sorunu olmadığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gireceği gözüküyor fakat önemli olan Meclis'e girmek değil hükümetin parçası olmak ve Türkiye'yi yönetmek.”
Yorumlar
Kalan Karakter: