YETER Kİ, DİK DURALIM

Geçmiş zamanlarda herkesin
önemsediği ve değer verdiği bir bilge yaşarmış. Bu bilgiye herkes gibi padişah
da çok değer verirmiş, hatta şehzadelerin olgunlaşması ve tahta oturmaya hazır
hale gelmesi için bilgeye rica edip, eğitilmelerini istermiş.



Bilgenin öğrencisi olan
iki şehzade, belli bir zaman sonra hocalarının aslında çok da abartıldığı gibi
bilge olmadığı şüphesine kapılırlar.



Hocalarının bilgeliğini ve
ne derece hikmet sahibi olduğunu öğrenmek için bir oyun hazırlarlar.
Çocuklardan biri avucuna sakladığı minik bir kuşu gizleyerek hocasına
avucundakinin canlı mı yoksa ölü mü olduğunu soracak, eğer bilge canlı derse
avucunu sıkıp öldürecek, yok eğer ölü derse avucunu açıp canlı kuşu salıverecek
bilgenin yanıldığını kanıtlayacaklarmış.



Hazırladıkları bu planla
bilgenin karşısına çıkan şehzadeler planladıkları gibi sorarlar



-Ey yüce bilge, bu
avucumuzda sakladığımız şey ölü mü? Canlı mı?



Bilge iki şehzadeyi şöyle
bir süzer ve gülümseyerek



-Avucunuz da bulunan
canlının yaşaması veya ölmesi sizin elinizde der.



Bu hikmet öyküsünden yola
çıkarak yaşadığımız ülkede huzur ve mutluluk içerisinde, farklılıklarımızı
zenginlik sayarak bir arada yaşamak ve ülkemizi aydınlık yarınlara taşımak
bizim elimizde.



Biz yeter ki bunu sağlamak
için, karşılaşacağımız zorluklar karşısında erdemli ve dik tavrımızdan ödün
vermeyelim.



Son olarak, tüm
okuyucularımızın ve Yeni Yılını kutlar. Yeni yılın tüm insanlık âlemi için
huzur, mutluluk ve başarının habercisi olması dileğiyle saygılar sunarım. 

HAFTANIN SÖZÜ:

Sizlerin en hayırlısı,
insanlara en faydalı olanınızdır.

HZ. MUHAMMED (S.A.V)