Sıla ARABACIOĞLU-GERÇEK HABERCİ-Türk Zeytincilik Sektörü, tarihi bir sezon yaşıyor. Türkiye, 2022-2023 sezonunda 735 bin tonluk sofralık zeytin rekoltesiyle dünya birincisi olurken, zeytinyağında 421 bin ton rekolteyle dünya ikinciliği konumuna yükseldi.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği, “Zeytin ve Zeytinyağı Sektör Buluşması’nda” Türk zeytin ve zeytinyağı sektörünü değerlendirdi. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, daha önce Danıştay’ın bu yöndeki yönetmeliği durdurduğu zeytinlik alanda madencilik yapılabilmesinin önünü açan kanun teklifine dikkat çekerek yasanın iptal edilmesi gerektiğini dile getirdi.
“120'den fazla ülkeye ihracat gerçekleştirdik”
Bu sezon zeytinyağı sektörü olarak tarihin en yüksek ihracat rakamlarına ulaştıklarının altını çizen Er, “31 Ekim'de sona eren 2021-2022 zeytinyağı ihracat sezonunda 120'den fazla ülkeye ihracat gerçekleştirdik ve toplam zeytinyağı ihracatımızın yüzde 53'ünü ambalajlı olarak gönderdik. Malumunuz olduğu üzere, dünya zeytin ağaç varlığı bakımından, İspanya 330 milyon ağaç varlığıyla ilk sırada yer almakta. Ülkemiz 193 milyon ağaç varlığıyla 2’nci sırada yer alıyor” dedi.
“Türkiye tarihinde ilk kez rastlanan rakamlara ulaşacağız”
Er, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi rekolte tahmin raporuna göre, önümüzdeki 2022-2023 sezonunda 730 bin ton zeytin ve 420 bin ton da zeytinyağı rekoltesi öngörüldüğünü vurguladı ve şunları söyledi:
“Bu rakamlara ulaşılabilirse Türkiye tarihinde ilk kez rastlanan bir tabloyla karşı karşıya kalacağız demektir. Bu rakamlarla Türkiye sofralık zeytinde dünyada birinci, zeytinyağında da ikinciliğe yükselecek. Bu sevindirici gelişmelere rağmen, üzülerek görüyoruz ki, sektör için hayati önem taşıyan 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu, hazırlanan ‘torba kanun’ içerisinde yer alan teklif ile tekrar delinmeye çalışılmakta. Ülkemiz ekonomisi açısından stratejik öneme sahip olan zeytincilik sektörünün geleceği açısından büyük tehdit oluşturan bu girişimin bir an önce iptal edilmesi ve sektörümüzün rakip ülkelerde olduğu şekilde korunmaya ve desteklenmeye devam edilmesi gerektiğine inanıyoruz.”
“Zeytin ağaçlarını korumalıyız”
Torba kanunda yer alan Danıştay’ın daha önce yürütmeyi durdurma kararı verdiği zeytinlik alanda madencilik yapılabilmesinin önünü açan kanun teklifini işaret eden Er, “500 bini aşan üretici ailesi ve milyonlarca zeytin dostunun gür sesi dinlenmeli ve daha önceki girişimlerde olduğu gibi yanlıştan dönülerek, 3573 sayılı Zeytincilik Kanuna tamamen aykırı olan ve son 20 yılda sektöre yapılan tüm yatırımların boşa gitmesine neden olacak kanun teklifi iptal edilmeli. Yasanın iptal edilmesini istiyoruz, ucu açık bir yasa. Sektörümüzün ortak görüşü; zeytincilik vasfını ve verimini yitirmiş yerlerde uygulanabilir ama Türkiye’nin tamamını kapsaması zeytinliklerimize ziyan olması demektir. Zeytin ağaçları 7 yaşında verime 50 yaşında tam verime ulaşır. Binlerce sene verim alabilirsiniz. Zeytinliklerimizin talan edilmesi yok edilmesini istemiyoruz. Kanun teklifinin geri çekilmesini istiyoruz. Zeytin ağaçlarını daha fazla korumak gerekiyor” diye konuştu.
“Sektör olarak beklentimiz…”
Er, sektör olarak beklentilerinin çiftçinin girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve sonuç olarak ürün fiyatlarının rakip üretici ülkelerle uyumlu hale getirilmesi olduğunun altını çizerek, “Bu sayede, hem iç piyasada tüketici uygun fiyata sağlıklı zeytin ve zeytinyağına erişebilecek, hem de ihracatçımız dünya piyasalarına sunmak üzere sürdürülebilir markalar yaratabilecektir. Ülkemizde üretim alanlarının ortalama büyüklüğü İspanya, İtalya gibi rakiplere kıyasla çok düşük düzeyde ve engebeli coğrafi yapı üretim ve hasatta zorluklar çıkarmakta. Bu da üretimde ölçek ekonomisinin sağlanmasını engellemekte, üretim maliyelerini artırmakta, rekabetçi fiyatlardan hammadde teminini engellemektedir. Kırsal nüfusun azalması ve yaşlanması da bir diğer önemli konu” ifadelerini kullandı.
“Genç çiftçiler desteklenmeli”
Uluslararası rekabette gücünün artırılması için; üretimin bahçeden işletmeye nakle kadar geçen tüm aşamalarında, girdi maliyetlerinin daha rekabetçi olabileceğimiz seviyelere çekilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “AB üyesi üretici ülkelerle rekabet edebilmemiz için üreticilerimize yönelik desteklerin artırılması, mekanik tarım ve hasadın daha fazla desteklenmesi, kırsalda yaşayan özellikle genç çiftçilerin daha fazla desteklenmesi, büyük ölçekli zeytin plantasyonu yatırımlarının destek kapsamına alınması, TARSİM kapsamına aşırı sıcakların, ani ve yoğun yağışların getirdiği ürün kayıplarının dahil edilmesi gerekmekte” açıklamasını yaptı.
“Üreticinin önünü görebilmesi gerekiyor”
Er, şu an üreticiye verilmekte olan zeytinyağında kg başına 80 kuruş, zeytinde 15 kuruş destekler, AB ülkelerinde verilen kg başına 0,90 Euro Kilograma ulaşan destek ile kıyaslandığında yetersiz kaldığını dile getirerek, “Bunun zeytinyağında 3,5 TL’ye, zeytinde ise 70 kuruşa çıkarılması ve verilecek primlerin hasat dönemi başlangıcı olan Eylül-Ekim aylarında açıklanması ve ödemelerin daha erken gerçekleştirilmesi, piyasadaki arz talep dengesinin oluşabilmesi ve üreticinin önünü görebilmesi için büyük önem arz etmekte” dedi.
“Destekler arttırılmalı”
2013 yılına kadar DFİF desteklerinin dolar üzerinden verildiğini hatırlatan ambalajlı zeytinyağında ton başına 650 Dolar sofralık zeytinde ise 260 Dolar’a kadar destek alınabildiğini kaydetti ve şunları söyledi:
“Bugünkü kurla çevirdiğimizde zeytinyağı için yaklaşık 12 bin TL, sofralık zeytin için ise 4 bin 800 TL yapıyor. Şu an ise ambalajlı zeytinyağı ihracatında ton başına 1600 liraya kadar, sofralık zeytinde ise 630 liraya kadar ihracat iadesi sağlanmakta. Yani sektör olarak son 10 yılda aldığımız ihracat destekleri yüzde 85 oranında erimiş. Bugün diğer üretici ülkelerle rekabet edebilmemiz için ihracatçıya sağlanan ‘Tarımsal Ürünlerde İhracat İadesi’ desteklerinin mutlaka artırılması gerekiyor. Geçmişte dolar bazında verilen desteklerin yüzde 70’i kadar bir destek verilmesi durumunda, ihracatçımızın rekabet gücü büyük oranda artacak ve ambalajlı-markalı ürün ihracatımıza çok büyük katkı sağlayacaktır. Böylelikle Türkiye’nin ihracatı iki katına çıkar ve sektörümüz çok önemli bir ivme kazanır.”
Gürlesel, “Türkiye seçime enflasyon ile girecek”
Toplantının ikinci bölümünde güncel ekonomik gelişmeleri Ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel değerlendirdi. Küresel olarak yaşanan enflasyona dikkat çeken Gürlesel, “Avrupa’nın göbeğinde olarak tabir ettiğim bir savaş ile birlikte daha önce görülmemiş bir enflasyon yaşadık. Savaşın ilk etkileriyle yaratılan enflasyonla faizler yükseldi, gübre petrol fiyatları arttı. Pazarlarda küçülme ve siparişlerde ve ihracatta azalma getirdi. 2023’ün ana belirleyicileri 3 konu olacak. ‘Enflasyon ile mücadele başarılı olacak mı? Para politikasındaki sıkılaşma ne kadar sürecek? Buna bağlı olarak bizim ihracat pazarımız küçülme ile mi karşılanacak?’ Biz bu sorulara cevap arıyoruz” dedi.
Gürlesel, dünyada gıda fiyatları artışında ilk sırada Türkiye’nin olduğunu vurgulayarak, “Dünyanın ekonomik tablosu içinde devreye Merkez Bankaları girdi. Bununla birlikte faiz oranlarını arttıran para politikaları oluşturmaya başladı. Enflasyonun belini kırmak için faizler yükselmeye devam edecek. Mar ayında zirveye geleceğiz. Avrupa Birliği ve İngiltere küçülme yaşayacak. Gelişen ülkeler küçülme tarafında değiller. Eğer enflasyon istendiği gibi aşağı yönlü kalıcı bir düşüş yaşanmazsa para politikaları faizleri artırabilir. Pazarlarda daha uzun bir küçülme süreci yaşanabilir. Hem enerji hem gıda fiyatlarında savaş sonrası beklenti biraz aşağı çekildi. 2023 sonunda dahi Merkez Bankalarının beklediği yüzde 2’ye değil 4-5’lere ancak düşebilir. Pazarlar açısından gelişen ülkeler ihracat açısından daha rahat olacak” diye konuştu.
Türkiye’nin 2023 yılında büyümeye devam edecek ülkeler arasında olduğunu kaydeden Gürlesel, “Türkiye krediler ile daha da büyüyecek. Türkiye, seçime enflasyon ile gideceğiz. Bütün riskler seçim sonrasına atılarak iyimser tablo bekleniyor” ifadelerini kullandı.
İhracat ödülleri sahiplerini buldu
Programın bir diğer ayağı ise 2021 Yılı Zeytin-Zeytinyağı İhracatı Ödül Töreni oldu. Ödül alan firmalar şu şekilde:
Ambalajlı sofralık zeytin kategorisinde; 1. Eker Gıda Nak.İnş.San.Tic.Ltd. Şti. 2. Maroli Gıda Sanayi ve Dış Ticaret Anonim Şirketi 3. Toprak Zeytin Zeytinyağı Gıda Tarım Ürünleri Hayvancılık Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi 4. Yunuslar Tarım Ürünleri Gıda İnşaat Turizm Nakliyat Sanayi Ve Dış Ticaret Limited Şirketi 5. Zer Yağ Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi 6. Günkar İnşaat Gıda Tekstil Nakliyat İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi 7. Korhan Sera Pazarlama Ve Dış Ticaret Anonim Şirketi 8. Aydona Gıda İnşaat Petrol İletişim Kuy.Tekstil Elekt.Tur.Enerji Nak.Oto.San.İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. 9. Agme Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi 10. Zeyko Tarım Gıda Sanayi İthalat İhracat Pazarlama Limited Şirketi
Ambalajlı zeytinyağı kategorisinde; 1. Verde Yağ Besin Maddeleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi 2. Kozmopolitan Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi 3. Savola Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi 4. Alhatoğlu Zeytincilik Gıda Zirai İlaç ve Tarım Makinaları Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi 5. Yonca Gıda Sanayi İşletmeleri İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi 6. Ticaret Ve Sanayi Kontuvarı Türk Anonim Şirketi 7. Küçükbay Yağ ve Deterjan Sanayi Anonim Şirketi 8. Marbıl Yag San.ve Tıc. A.S. 9. Eraydın Tarım Ürünleri Gıda Petrol Hayvancılık İnşaat Nakliye San.ve Tic.İhr.İth .Ltd.Şti. 10. Zer Yağ Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Yorumlar
Kalan Karakter: