“ALABİLECEĞİMİZ EN İYİ SONUCU ALDIK”

Sandıkların açılıp seçimin sonucunun belli olmasıyla
birlikte bir basın toplantısı gerçekleşti. Aziz Kocaoğlu’nun katılmadığı bu
toplantıda milletvekilleri Aytun Çıray, Alaattin Yüksel ve CHP İzmir İl Başkanı
Ali Engin konuştu. Seçimlerde oy kullanan tüm İzmirlilere teşekkür eden Engin,
seçimin adaletsiz şartlarda yapıldığını söyledi ve şunlara değindi: “Eşitsiz ve
adaletsiz bir yarış olduğunu hep söyledik, ama buna rağmen bütün örgütümüzle
canla başla çalıştık. Örgütümüzün bu gösterdiği çabaya teşekkür ederim. En
büyük teşekkürü de, demokrasiye, özgürlüğe, hukuk devletine, ülkesine, kentine
sahip çıkarak önemli bir miktarda oy veren İzmirlilere teşekkür etmek
istiyorum. Bu arada Sayın İhsanoğlu’nu destekleyen, hep beraber iki aydan beri
çalıştığımız diğer siyasi partilerin başkanlarına, yöneticilerine ve seçmenine
de çok teşekkür ediyorum. Ülkemize ve demokrasimize hayırlı uğurlu olmasını
diliyoruz. İnşallah bu demokrasi, özgürlük mücadelemiz bundan sonra hızla devam
edecek”.

Haber alma özgürlüğü
engellendi

İzmir milletvekili Aytun Çıray ise, seçim çalışmaları
sürecinde medyaya uygulanan baskıdan söz etti ve şunlara değindi: “Türkiye bir
seçimi daha geride bıraktı. Buradan başta tüm İzmirlilere teşekkür ediyorum.
Çünkü her zamanki olgunluğuyla bir seçimi daha gerçekleştirmiş olduk. Bu
seçimin öne çıkan iki temel özelliği var. Onlara geçmeden önce bir başka şeyi
hatırlatmak istiyorum. Sayın başbakan bir konuşmasında İzmir’i kazanmadan bir
yere seçilirsem, bunu kazanılmış kabul etmeyeceğim demişti. İzmirliler yine
sayın başbakana bu mutluluğu tattırmadılar. Yüzde altmışa yakın bir oyla büyük
uzlaşının adayına destek verdiler. Ben de sayın il başkanımız gibi tüm
İzmirlilere milletvekili arkadaşlarımız adına teşekkür ediyorum. Dediğim gibi
iki temel sonucu var bu seçimin. Bir tanesi, Türkiye’de ilk defa bir seçimde
uzlaşma adayının ortaya çıkmasıdır. Başta CHP ve MHP olmak üzere yaklaşık on
bir partinin bir uzlaşıyla ortaya çıkardığı aday bu seçimde yarıştı ve bütün
zorluklara rağmen çok önemli bir oy aldı. İkinci olarak, Türk milletinin haber
alma özgürlüğünün engellendiği bir seçim oldu. Medyaya bu seçimdeki kadar büyük
bir baskıyı hiç yaşamamıştık. Gazetelerin yönetimlerine ne kadar müdahale
edildiği, TRT’nin neler yaptığı ortada. Eşit olmayan şartlarda sayın başbakanın
devletin bütün olanaklarını kullanarak seçim kampanyasını yürüttüğünü
biliyorsunuz. Ve böyle bir sonuç ortaya çıktı. Bunu bir siyasi mazeret olarak
değil, demokrasi adına bir tehdit olarak söylüyorum. Haber alma özgürlüğünün
olmadığı seçimler kanunen meşru olabilir mi? Siyaseten demokratik meşruiyetten
yoksundurlar. Bu anlamıyla bu seçimler uzun yıllar tartışılacaktır ve
tartışmaya açıktır. İnşallah devletimiz ve milletimiz için hayırlı olur”.

Sandığa gitmeyen
kitle cumhurbaşkanını belirledi

Milletvekili Alaattin Yüksel de seçime katılımın düşük
olmasından yakındı ve şunları söyledi: “ Bana göre de seçim sonuçları malumun
ilanı oldu. Seçim sonuçlarının böyle olmasının sebebi, katılımın düşük
olmasıdır. Yerel seçimlerde 90.4 olan katılım bu seçimlerde 70’e düşmüştür.
Yüzde 1.8 geçersiz oy vardır. Bu sandığa gitmeyenler ve geçersiz oylar aslında
cumhurbaşkanını belirlemiştir. Bunu yaratabilmek için de TMSF aracılığıyla,
devlet tarafından el koyuluş çok büyük bir medya kurumu vardır. Bununla,
kamuoyu şirketleriyle seçim sonuçları önceden ilan edilmiştir. Yüzde 55’le,
58’le seçimin kazanılacağı algısı oluşturulmuştur. Bu nedenle sandık başına
gitmeyen çok önemli bir kitle vardır. Bunlar Recep Tayyip Erdoğan’ın
seçilmesine sebep olmuştur. Ben bütün seçmenlerimize ve örgütümüze teşekkür
ediyorum”.

Bir basın mensubunun, alınan sonuçlara göre parti olarak
kendinizde bir eksik görüyor musunuz sorusuna ise “Hiçbir eksiğimiz yok. Alabileceğimiz
en iyi sonucu aldık” cevabı verildi.