Tuzla Belediyesi’nin kültür, sanat ve yaşam merkezi Tuzla Yaşam Aydınlı’nın açılış töreni bugün yapıldı. Törene katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaşam merkezinin önemine dikkati çekerek şunları söyledi:
“Cumhuriyet, zenginin çocuğunun yakaladığı imkanları, babası yoksul diye bazı çocuğun mahrum kalmasına isyan eden rejimin adıdır. Biz bu isyanın partisiyiz. Birileri sarayda keyif çatarken Anadolu’da tebaa diye görülenlerin tremordan, hastalıktan kırılıp, sıtmadan kırılıp, tremordan gözleri kör olup doğuda bazı illerimize ‘körler şehri’ adı konulacak kadar sıkıntılar varken birilerinin bir eli yağda, bir eli balda, ‘Akşam ne yiyeceğim’, ‘Lüfer balığının yanağını yapıyorum sana padişahım’ diyenler dururken öbür taraftaki yoksulluğa isyan eden partiyiz biz. Onun için CHP’yiz. Bugün de iktidara geldiklerinde emekli maaşı 8 çeyrek altınken emeklimize bugün 2 çeyrek altını bile çok gören, 1,5 çeyrek altınlık maaş verenlere isyan eden partinin adı CHP’dir. Asgari ücret 22 bin lira ile ev geçindirmeye çalışan bir sürü emekçi oturuyor bu mahallede. Bu iktidar geldiğinde asgari ücret 7 çeyrek altındı. 11 bin lira bugün çeyrek altın. Bu iktidar gelmeden önce 77 bin lira olan asgari ücreti bugün 22 bin lira yaptılar ya, buna isyanın adı CHP’dir.
"O GÜN BUGÜN BİZİ SİLKELİYORLAR"
Size söz veriyorum. Nasıl Eren Ali ‘1,5 yılda bu işi halledeceğiz’ deyip de bugün alnı açık, başı dik buraya gelip çıkıp konuştuysa CHP iktidarında Aydınlı’daki bütün vatandaşlar insanca bir yaşama, insanca maaşa ve onurlu bir cumhuriyet yurttaşı olmanın gururuna kavuşacaklar. Söz veriyoruz hepinize. Biz bu eserleri inanın çok zor şartlarda hayata geçiriyoruz. Neden? Bundan önce Tuzla Belediye Başkanının keyfi yerindeydi. İktidar kendi partisinden, SGK parasını yatırır yatırmaz. Vergiyi yatırır, yatırmaz. ‘Ne olacak’ diyordu, sadece bu değil; bütün AK Partili belediyeler... ‘İcra mı gelecek yani? Ne yapacaklar yani? İcra mı yollayacaklar’ deyip bütün imkanları istediği gibi kullanıyordu. Biz geldik, Sayın Erdoğan canlı yayında hepimizin önünde dedik ki ‘Silkeleyin bunları.’ O gün bugün bizi silkeliyorlar. Ne yapıyor? Bizden önceki belediyenin ödemediği vergileri, ödemediği SGK’ları hepsini birden, faiziyle bizim alacaklarımızdan kesiyorlar. Yani eskiden bir eli yağda, bir eli balda her imkanla 11 yılda yapmadıkları burayı, onların borçlarını ödeyen Eren Ali kardeşim 1,5 yılda yaptı. Bir de böyle bakmak lazım buna.
"BİR YILDIR DARBECİ KUŞATMA ALTINDAYIZ"
Tam bir yıldır bir darbeci kuşatma altındayız biz CHP’li belediyeler olarak. Yarın 30 Ekim. Yarın bir yıl olacak. Türkiye’nin en büyük ilçesine, nüfusu 1 milyonun üzerindeki Esenyurt’a kayyum atadıklarının, belediye başkanını alıp tutukladıklarının üstünden bir yıl geçti. O günden bugüne 12’si İstanbul’da 18 belediye başkanım cezaevlerinde. 3 belediyemize kayyum atadılar ve tüm belediyelerimizin üzerinde maddi manevi tahrik var, baskılar var. Madden ve manen silkeliyorlar ama Allah’a şükür aslanlar gibi milletimizle birlikte direnmeye devam ediyoruz. Seçimle göreve gelenin seçimle gitmesi esastır. Sayın Erdoğan 15 Temmuz günü ülkenin başındaydı. Cumhurbaşkanıydı o gün ve geçmişte Erdoğan’la arası iyi olanlar o gece ona darbeye kalkıştılar. Meclis kapalıydı, birileri darbenin sevincini yaşıyordu. ‘İktidar değişecek, kurtulacağız’ diyorlardı. O gün biz Meclis’i kuran parti olarak bunları aradık, ‘Meclis’i açın’ dedik. ‘Darbeye birlikte direnelim’ dedik. ‘Millet yetkiyi kime verdiyse yetkiyi o kullanır. Seçilmiş Meclis’in, demokrasinin arkasındayız. İlk seçimlerde millet bize başka bir görev verene kadar biz ana muhalefet partisiyiz. Milletin verdiği yetki bir yanda dururken demokrasiye şaşı bakmayız. Yan gözle bakmayız. Fırsatçılık yapmayız’ dedik. Şimdi birileri o günlerde bize teşekkür ediyorlardı. ‘Büyük demokratlık gösterdiniz’ diyorlardı.
"DEMOKRASİ TOKADINI VURDUNUZ"
Şimdi birileri İstanbullunun helal oylarıyla seçtiği, 13 bin 600 farkla seçtiği Ekrem İmamoğlu’na ‘13 bin farkla seçim mi kazanılır’ deyip 31 Mart 2019’da mazbatasını alacak seçimi kazandığı hâlde 19 gün önce vermeyip oyları baştan saydırdılar. Baktılar Ekrem İmamoğlu önde. Bu sefer mazbatasını iptal edip ‘Seçim yeniden yapılacak’ dediler. Siz sandığa gittiniz, 806 bin farkla seçimi Ekrem İmamoğlu’na kazandırdınız. Yani diyorlardı ki tekrar seçimde ‘Osmanlı tokadını vuracağız’, onlara demokrasi tokadını vurdunuz. İstanbul’u Ekrem İmamoğlu’na teslim ettiniz. 5 yıl boyunca Ekrem Başkan çalıştı, birileri hasetlik yaptı. Efendim belediye otobüsünün çalışmadığı gün özel halk otobüsünü kiraladılar, ‘Film çekiyoruz’ diye yalandan yaktılar, ‘İBB’nin, İETT‘nin otobüsleri yanıyor’ dediler. Efendim gittiler metrolarda çalışan yürüyen merdivenlere taş soktular. ‘Merdivenler durdu, çalışmıyor’ dediler. Öyle gün geldi, efendim ‘İspark‘ta PKK’lılar var’ diye yalan attılar. Bu kadar kötülüğün sonunda Ekrem Başkan’ın mesela oturacağı sandalyesinin bacağını kırıp sarayda bütün belediye başkanları otururken onu düşürmeye çalışıp alay etmeye kalktılar ama İstanbullu dostunu, dost olmayanı ayırdı. 31 Mart 2024’te tekrar sandığa gittiniz. Bu sefer onun sandalyesinin ayağını kırıp onla alay etmeye çalışanlara bir demokrasi tokadı daha vurup 1 milyon 150 bin farkla Ekrem Başkan’ı yeniden seçtiniz. Bunların hepsini hatırlıyor muyuz?
"SANDIĞI BEKLİYORUZ"
Şimdi yeni kötülükler yapıyorlar. Yani size diyor ki ‘İstanbul’u kimin yöneteceğine siz karar veremezsiniz, ben karar veririm’ diyor. Ekrem Başkan’ı Silivri’ye koyuyor, onun yerine kayyum atamaya niyetleniyor ama bu sefer de İstanbullu çıkıyor Saraçhane’ye, milyonlarca kişi o öyle bir direnç, öyle bir dayanışma, öyle bir mücadele gösteriyor ki, geri adım atmak zorunda kalıyorlar. Sabır diyoruz, sabır çekiyoruz. Sandığı bekliyoruz. O sandık, Atatürk’ten emanet o sandık. Cumhuriyeti var eden o sandık gelecek ve Aydınlı Mahallesi, Tuzla, İstanbul ve Türkiye gerçek patronun kim olduğunu bu darbecilere gösterecek. Bu açıdan ben sizlerin vicdanına güveniyorum. Bana diyorlar ki, ‘Çok cesursun.’ Vallahi hiç cesur değilim. Hiç cesur değilim. Özgür Özel iki emekli öğretmenin çocuğu, bir bahçıvanın, bir memurun torunu. Öyle cesur falan değil. Zoru gördü mü, dizi titrer.
"HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK"
Ben gücümü Atatürk’ün partisi CHP’nin Genel Başkanı olmaktan ve cumhuriyeti savunan sizlerden alıyorum. Sizlerin demokrasiye olan inancından alıyorum. Demokrasiye sahip çıkın. Cumhuriyete sahip çıkın. Seçme ve seçilme hakkınıza sahip çıkın. Seçtiklerinize sahip çıkın. Göreceksiniz her şey çok güzel olacak. Kalkınma demokrasi ile olur. Yoksulluk demokrasi ile gider. Avrupa’da olmayan yoksulluğu, dünyanın en zengin, en avantajlı, en iyi ülkesine yaşatanlara karşı göreceksiniz, en kısa sürede Avrupa gibi yönetilen ve Avrupa’dan daha zengin ve daha güçlü bir ülkeyi hep beraber inşa edeceğiz. Buna yürekten inanıyorum. Tuzla’nın Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum. Yaşasın cumhuriyet, yaşasın demokrasi, yaşasın yarınlardaki özgür, zengin ve güçlü Türkiye’miz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: