Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Özel Programı'nda önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Cumhurbaşkanlığı Külliyemize, milletin evine, bu gazi mekana hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz. Sizlerin şahsında 86 milyon vatandaşımıza, Kıbrıs Türk halkına, dünyanın dört bir yanındaki Türk diasporası mensuplarına ve gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimize selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Buradaki misafirlerimizle birlikte tüm vatandaşlarımın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı tebrik ediyorum.
Cumhuriyetimizin 102. yıl dönümü kutlu olsun. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere milli mücadeleyi yöneterek Kuva-i Milliye ruhunu Cumhuriyetle taçlandıran Büyük Millet Meclisimizin tüm mensuplarını şükranla anıyorum.
Onca yokluk içinde cepheden cepheye koşan İstiklal Harbimizin tüm şehit ve gazilerini kemali edeple anıyorum. Anadolu'daki ilk akınlarımızdan İstanbul'un fethine, Kıbrıs Barış Harekatı'ndan 15 Temmuz destanına, bir gül bahçesine girercesine toprağa düşen şehit ve gazilerimize de Allah'tan rahmet niyaz ediyorum.
"İSTİKLALİNE AŞIK BİR MİLLETİN MENSUPLARIYIZ"
Şu hakikati bugün bir kez daha ifade etmek isterim. Biz binlerce yıllık tarihimizin hiçbir döneminde esarete boyun eğmemiş, zulme rıza göstermemiş, istiklaline aşık bir milletin mensuplarıyız.
Milletimizin hürriyetine olan tutkusunu en son milli mücadelede gördük. Maraş bize mezar olmadan düşmana gülizar olmaz diyen Sütçü İmam'ın, Türk bu topraklarda Türkiye ısındı. Sade siz değil bütün dünya bir araya gelse bizi bu topraklardan ayıramaz diyen Antepli Şahin Bey'in. İşgalcilerin İzmir'e çıktığı gün Denizli'deki Ulu Camii önünde halka hitap ederek istiklal aşkı, vatan sevgisi ve kalbimizdeki imanla mücadelemizin sonunda zaferi kazanacağız diyen Müftü Ahmet Hulusi Efendi'nin. Ve kanlarıyla canlarıyla destan yazan daha nice kahramanın omuzlarında yükselen milli mücadele muazzez ve muazzam bir direnişin nişanesidir.
Değerli misafirler istiklal marşı şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy'un Kastamonu'da verdiği hutbede milli şuuru bakınız hangi sözlerle uyandırmıştır. Boynunu uzat kafanı devir diyorlar madem ki teklif bu kadar ağırdır artık bunu hiç kimse kabul edemez ister istemez dişiyle tırnağıyla uğraşır çabalar nefsini imkanın son derecesine kadar müdafaya bakar. Ey Cemaati Müslümin işte bugün bizden istedikleri ne filan vilayet ne filan sancaktır doğrudan doğruya başımızdır boynumuzdur hayatımızdır varlığımızdır devletimizdir dinimizdir imanımızdır.
"VATANIN NAMUSUNU KORUMAK İÇİN HEP BİRLİKTE ZAFERE YÜRÜDÜLER"
İhtiras ve tefrikayı büsbütün atalım, azme, vahdete sarılalım. Cenab-ı Kibriya hak yolunda meydana atılan azim ve iman sahipleriyle beraberdir. Ya İlahi bize tevfikini gönder, doğru yol hangisidir millete göster. İşte bu dirayetle, bu azim ve cesaretle cephede yiğit askerlerimiz, cephe gerisinde fedakar analarımız, hilali ahmerimiz, gencinden yaşlısına aziz milletimizin her bir ferdi istiklal sancağını gururla taşımışlardır.
Vatanın namusunu korumak, yurdun harimi ismetine zillet çizmelerini bastırmamak için tek vücut olmuş, hep birlikte zafere yürümüşlerdir. İstiklal ve istikbal uğrunda çekilen çileler, tarihimizin yeni bir sayfası olan Türkiye Cumhuriyeti'nin doğumunu müjdelemiştir. Şu noktayı da her zaman hatırımızda tutmamız gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti, devamlılık ilkesine dayalı kadim devlet geleneğimizin en son halkasıdır. Bundan 102 sene evvel ilan edilen Cumhuriyetimiz, 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' ilkesiyle milli iradenin şahlanışıdır.
Unutmayalım, Cumhuriyetin mütemmim cüzü demokrasidir. Cumhuriyeti cumhurla ve demokrasiyle taçlandırma yolculuğu, tek parti yıllarında ve darbe dönemlerinde kesintiye uğramış olsa da, bir şekilde bu engelleri aşarak bugünlere gelmeyi başarmıştır. Bu mücadelede aynı azim ve kararlılıkla halen devam etmektedir. Türkiye'yi ve Türk demokrasisini güçlendirme davamızda son 23 yıldır en önemli dayanağımız milletimizin sarsılmaz iradesidir. İnşallah bu irademiz sapasağlam ayakta olduğu sürece, bu millet binlerce yıldır olduğu gibi birbiriyle muhabbetle kucaklaştığı müddetçe, Türkiye'nin kutlu yolculuğunun önünü kesebilecek hiçbir dahili ve harici odak yoktur.
"BUGÜN 102 YIL ÖNCESİNE GÖRE ÇOK FARKLI BİR NOKTADAYIZ"
Kıymetli dostlarım, milletçe insanlığa örnek olan çok özel bir vasfa sahibiz. Biz geçmişiyle yaşayan, maziden aldığı mirası daha da zenginleştirip, atiye taşıyan ecdadın emanetine gözü gibi bakan vefakar bir milletiz. Biz vatanımızı yalnızca aziz şehit ve gazilerimizin değil, aynı zamanda Rabbimizin de emaneti olarak görüyoruz. İşte tam da bu yüzden devletimizi ilelebet payidar kılmak, milletimizi asırlık hayalleriyle boğuşturmak için yoğun bir mücadele yürütüyoruz. Allah'a şükür, bugün 102 yıl öncesine göre çok farklı bir noktadayız. Savunma sanayinden ekonomiye, ulaştırmadan eğitime, ticaretten sağlığa, dış politikaya, teknolojiye, turizme kadar her alanda geçmişle kıyas dahi yapılamayacak ölçüde büyük bir kalkınma seferberliği içindeyiz. Cumhuriyeti salonlara ve gadroplara indirgemeye çalışan slogan cumhuriyetçilerine aldırmadan, Cumhuriyete asıl hizmetin eser ve hizmetle olacağını 81 vilayetimize kazandırdığımız devasa yatırımlarla ortaya koyuyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: