CHP’Lİ YÜKSEL: HÜKÜMET, STK’LARI HARACA BAĞLADI!
Yayınlanma :
27.09.2014 15:07


Yüksel, geçmişte İş dünyası ve Sivil Toplum Kuruluşlarının bir araya gelmesiyle
oluşturulan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK), AKP’nin son çıkardığı
torba yasa ile Ekonomi Bakanlığına bağlanmasının, iş dünyasına ve sivil toplum
ruhuna büyük bir darbe olduğunu söyledi.
SİVİL TOPLUMU
DEVLETLEŞTİRMEYE DÖNÜK BİR DARBE
“AKP Hükümeti
kanunsuzluklarına bir yenisini daha ekledi” diyen CHP’li Yüksel, “Hükümet,
çıkardığı son Torba yasayla, Ekonomik bir sivil toplum örgütü olan DEİK’e el
koydu. DEİK yönetim kurulu başkanını seçme ve görevden alma yetkisini, kurucu
kuruluşları belirleme, sona erdirme ve yeni kuruluş ekleme yetkisini Ekonomi
Bakanına verdi. Bakan’ın DEİK Başkanı’nı ataması, kurulların, konseylerin
yönetimlerini belirlemesi yabancı ülke işadamlarının muhatabının hükümet
olacağı anlamına geliyor. Ticaret için karşılıklı gönüllülük esasıyla kurulan
konseylerde, hükümetten bağımsız işadamlarının yer almasından belli ki çok büyük
rahatsızlık duydular. Bu düzenleme Sivil toplumu devletleştirmeye dönük açık
bir darbedir” dedi.
SİVİL TOPLUM ZAPTURAPT
ALTINA ALINMAK İSTENİYOR
“AKP, Torba yasaya koyduğu
bir maddeyle ekonomik bir sivil toplum örgütü olan DEİK’in tüm varlıklarına da
el koydu. DEİK’in taşınır ve taşınmaz mal varlıklarını yeni kurulan Dış
Ekonomik İlişkiler Kurulu’na devredildi.” Diye konuşan Yüksel, “Bu
varlıklar sivil toplumun varlıklarıydı. Bunun adı düpedüz kamulaştırmasız el
koymadır. Sivil toplum kuruluşlarını devletleştirerek, baskı kurarak,
yönetimlerini belirleyerek Sivil toplumu zapturapt altına almak istiyor. Bu
ancak dikta yönetimlerinde görülür. Demokratik çağdaş hukuk devletinde bunun
yeri olamaz. Bu hukuksuzluğa bir an önce son verilmeli. İşletmedikleri hukuk
sistemi bir gün onlara da lazım olacak. ve o gün çok yakın” dedi.
ULUSLARARASI CAMİAYA
NASIL ANLATACAĞIZ?
“Sivil topluma ve STK’lara
büyük önem veren Uluslararası camiaya bu devletleştirmeyi nasıl anlatacağız”
diye soran Yüksel, “AKP, özerk kurumlara, iş dünyasına ticaret ve ekonomi
dünyasına uzun süredir müdahalede bulunuyordu zaten. Önce üniversiteleri,
YÖK'ü, yargıyı kontrolüne aldı. Sonra bağımsız kurumları, ekonomik kurulları,
TÜBA'dan TÜBİTAK'a, İMKB'ye, VOB, TSE, Rekabet Kurumuna kadar hepsini
devletleştirdi. BDDK, Merkez Bankası’nı baskı altına aldı. Şimdi bu dayatmalara
bir yenisini ekledi. Uluslararası alanda sivil toplumla, iş dünyasıyla muhatap
olacak bir kurumu AKP devletleştiriyor. Bu nasıl iştir? Bunu dünyaya nasıl
anlatacağız?” dedi.
STK’LARI HARACA
BAĞLADILAR
İzmir Milletvekili ve CHP
Parti Meclisi Üyesi Alaattin Yüksel, AKP’nin Sivil toplumun mallarına el
koyduğu gibi, STK’ları haraca da bağladığını söyleyerek, “AKP’ye para lazım.
Malum, kasada birşey kalmadı, hepsini boşalttılar! TÜSİAD’a, MÜSİAD’a, TOBB’a,
Müteahhitler Birliği’ne ve TİM’e yıllık gelirlerinizin yüzde 1’ini DEİK’e
vereceksiniz diyorlar. Bu ne demek? Bu açıkça sivil toplum örgütünü “haraca
bağlamak” demek!, İş dünyasını biat etmeye, ‘taraf’ olmaya zorluyorlar. Taraf
olmayan bertaraf olur diyorlar. Taraf olmayanları Maliye, SGK yoluyla
cezalandırdık, ticari yaşamlarını bitirdik, yine yaparız diyerek Uluslararası
ticari çevrelerde ülkemizin itibarını zedelemeye de devam ediyorlar” dedi.
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NA
DEİK SORULARI
CHP İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak yanıtlanması
istemiyle Soru Önergesi vererek DEİK sorununu TBMM’ye taşıdı.
Yüksel Önergesinde şu
sorulara yer verdi:
1- DEİK’in Ekonomi
Bakanlığına dolayısıyla da hükümetinize bağlanmasının nedeni nedir? Bu tür
düzenlemelerin kanunu olmaksızın yönetmelikle yapılması yasal açıdan uygun
mudur? Başka örnekleri var mıdır?
2- Yönetmeliğin 4. ve 9
maddeleri, DEİK yönetim kurulu başkanını seçme ve görevden alma yetkisiyle
kurucu kuruluşları belirleme, sona erdirme ve yeni kuruluş ekleme yetkisini
Ekonomi Bakanına vermektedir. Ekonomi Bakanı’nın, DEİK Başkanı’nı ataması,
kurulların/konseylerin yönetimlerini belirlemesi yabancı ülke işadamlarının
muhatabının hükümet olacağı anlamına gelmiyor mu?
3- Ticaret için karşılıklı
gönüllülük esasına göre kurulan konseylerde, hükümetten bağımsız işadamlarının
yer almasında ne gibi bir sakınca görülmüştü ki yönetmelikteki bu düzenlemeye
gerek duyulmuştur?
4- Bu müdahale ile
hükümetiniz ticari ve ekonomik yaşama direk müdahale etmiş olmuyor mu?
5- DEİK’in kurulduğu
dönemlerde TOBB Başkanı olan, Hükümetleriniz döneminde Ekonomiden Sorumlu Genel
Başkan Yardımcılığı ve Sanayi Bakanlığı görevlerinde bulunan Ali Coşkun’un
“Devletin ticarete ve ekonomiye müdahale ettiği döneme dönülüyor.. AB, Türkiye
ile müzakerelerde TSE’nin Başbakanlık’a bağlı olmasını bile eleştirirken
DEİK’in hükümete yakın isimlerin yer alacağı muhtemel bir tür memuriyete
dönüşmesini Batı ülkelerine nasıl anlatacağız? “ sorularına yanıtlarınız
nelerdir?
6- Yönetmeliğin 28. maddesi
“DEİK’in taşınır ve taşınmaz mal varlıklarının yeni kurulan Dış Ekonomik
İlişkiler Kurulu’na devredilmesini” öngörmektedir. Özel sektörün birikimlerine
devletin el koymasının nedeni nedir?
7- Torba yasada, DEİK’in
mevcut mal varlığı üzerinde tasarrufta bulunma yetkisine ilişkin herhangi bir
hüküm bulunmakta mıdır? Bulunmuyor ise DEİK’in mallarına kanunsuz olarak el
konulmuş olmuyor mu? Kanunda bir düzenleme yok ise, yönetmelikle herhangi bir
kuruluşun mal varlığına el konulabilmesinin yasal olduğu mu iddia edilmektedir?
8- Bu düzenleme Anayasa ve
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki ‘mülkiyet hakkı’ düzenlemesine aykırı
değil midir?
9- Yine aynı yönetmelikte
TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB, Müteahhitler Birliği ve TİM’in yıllık gelirlerinin yüzde
1’ini yeni DEİK’e vermesi şartı getirilmiştir. Özel sektörün bakanlığa vergi
verme zorunluluğunun getirilmesinin nedeni, Hükümetinizin iş dünyasını
kendisine bağlama girişimi midir?
10- Kanuni dayanağı olmadan
yönetmelikle vergi ve benzeri mali yükümlülük getirmek kanunsuzluk değil
midir?
11- Yönetmelikteki tüm bu
düzenlemeler İş dünyasını “taraf” olmaya zorlamanın bir yolu mudur? Uzun bir
süredir taraf olmayanların tehdit edildiği ve de “Bitaraf olan bertaraf olur”
yaklaşımının hüküm sürdüğü ülkemizde, “taraf” olmamakta direnenler ile
“bertaraf” ettiklerinizi vergi yoluyla mı cezalandırıyorsunuz?
12- DEİK’in de bir sivil
toplum örgütü olduğundan hareketle, Hükümetiniz, sivil toplum örgütlerini
kontrol altına almaya ve nihai olarak da devletleştirmeye mi karar vermiştir?
Bu anlamda, müdahale ve biçimlendirme sırası, sivil toplum örgütlerine mi
gelmiştir?
13-
“Hiçbir yönetmelik kanun gücüne sahip değildir” ilkesinden hareketle,
Hükümetinizin çıkaracağı başka yönetmeliklerle dilediği kişi, kurum veya
kuruluşlara karşı da aynı tasarrufta bulunabileceği anlamına gelen bu
keyfiliğe, hukuksuzluğa son verip, demokratik hukuk devletinde gereğinin
yapılmasını sağlayacak mısınız?
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: