
Uygur, “Kendi içimizden birisini Türkiye siyasetine emanet edeceğiz”
Buca’nın Türkiye siyasetinin önemli isimlerini çıkarttığını vurgulayan DEVA Partisi Buca İlçe Başkanı Aybar Uygur, “Türkiye siyasetinin her alanında siyasetçi çıkartmış bu kıymetli coğrafyada hep unutulan bir Buca’nın içerisindeyiz. Bu sorumluluk ile DEVA Partisi siyasetini Buca’da yönlendiriyor. Artık DEVA Partisi Buca’da siyasete ayak basıp Türkiye iddiasına taşıyacak siyasetçiyi DEVA Partisi Buca İlçe Başkanlığı’ndan çıkartacak ve Türkiye siyasetine emanet edecektir. Bunun için size söz veriyorum. Yüreği Buca sevgisi ve İzmir aşkı ile dolu olan siyasetçiyi kendi içimizden çıkartarak Türkiye siyasetine emanet edecektir” dedi.
Aybar, Buca’da çok kısa bir sürede örgütlendiklerini belirterek, “Binli sayılarda üye kaydına ve gönüllü kaydına sahibiz. İnşallah kongremizden sonra Buca’da çok hızlı bir şekilde siyasi çalışmalar yapacağız. Tarihin verdiği, omuzlarımıza yüklenen sorumluluk ile Buca’da Buca’ya ve Bucalı vatandaşlarımıza laik bir siyasi kadrolarla karşınızda olacağız. Allah bizi bu yolda Buca halkımızın önünde başımızı yere düşürmesin” diye konuştu.

Kaya Ösen, “Mesajımızın gerekli yerlere ulaştığını net bir şekilde görüyoruz”
DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen ise demografisi ile Gaziantep’i küçük bir Türkiye’ye benzeterek, “İlk mitingimizde yakalamış olduğumuz heyecanın ülkemizin dört bir yanına yayılmasını ümit ediyoruz. Demokratik hakları engellemekte ustalaşanlara karşı, Gaziantep'in en ücra meydanında on binlerle verdiğimiz mesajın, gerekli yerlere ulaştığını ve birilerini telaşlandırdığını, miting hakkında yalan haber yapanlarla, çaresizce rakamları kurcalayanlar sayesinde açık bir biçimde görüyoruz. İzmir İl Kongremizde söylediğim gibi, seçimleri masalarda, seçim sistemleriyle kazanmaya çalışanlara inat seçim gününde, Damlaya mührü 3 kez vuracak, seçimleri meydanlarda, pazarlarda, sandıklarda biz kazanacağız” ifadelerini kullandı.
“Bu güzel ülkeyi hak ettiği yarınlara DEVA Partisi ile taşıyacağız”
Hukukun üstünlüğü ilkesini, kamuya ve topluma hızlı bir biçimde tekrar kazandıracak, düşünce özgürlüğünü suç olmaktan çıkaracaklarının altını çizen Kaya Ösen şu şekilde devam etti:
“Vicdani ve hukuki olmayan hiçbir baskın görüşe göz yummayacağız. Bildiklerimiz ve inandıklarımız doğrultusunda her kimden, nasıl ve nereden gelirse gelsin, haklıysa, onunla birlikte konuşacak onun haklarını savunacağız. Türkiye'de bugüne dek ezilen, ötekileştirilen her kesimden yurttaşımızın, sözde değil özde bir şekilde yanında olacağız. Bu güzel ülkeyi hak ettiği yarınlara DEVA Partisi ile taşıyacağız. DEVA Partisi ile birlikte Türkiye, yalnızca ekonomik sorunların, kadın cinayetlerinin, işsizlik intiharlarının, kaçak göçmenlerin, devlete Sızmaya çalışan cemaatlerin konuşulduğu bir ülke olmaktan çıkaracak, huzurlu ve mutlu insanların ülkesi haline gelecektir. Bunları başarmak için çok çalışacak, sorunları içtenlikle ve gerçeklikle karşılayacak, devletimizin sorunlarına çözümler getirmek için konuşacak, konuştukça özgürleşecek, özgürleştikçe hep birlikte kazanacağız.”

Yeneroğlu, “2023’te yol ayrımına gireceğiz”
Son olarak ile DEVA Partisi İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, 2023 seçimlerinin Türkiye için yol ayrımı olduğuna dikkat çekerek, “Bu bütün seçimlerde söylenir; ama hep birlikte mutabık olduğum bir konu var ve bu 2023’ün çok önemli olduğudur. 2023’te seçimler zamanında ve anayasaya aykırı bir aday ile seçim yapılırsa biz bir yol ayrımına gireceğiz. Refah zenginlik mi yoksa sefalete tam manası ile teslim olmuş bir Türkiye mi? Ya özgürlüklere evet diyeceğiz ya da yasakları kabulleneceğiz. Ya şeffaflık ya da yolsuzluklar ile mafyatik devlet anlayışını kabulleneceğiz. Bu anlayış devam ederse bugün iyi günlerimiz olacak. Bu kötü günlerde hukuk devletinin esmesinin okunmadığı ortamda gelecekte maalesef bu günleri arayabiliriz. Bu noktaya gelmemek için o şu parti demeden birbirimizin huzurunu ve güvenini esas alan demokrasi için mücadele edeceğiz” açıklamasını yaptı.
“Türkiye, demokrasi ve hukuk düşmanlığı ile karşı karşıya”
Türkiye’nin en büyük sorunu sefalet yoksulluk ve hayat pahalılığı olduğunu vurgulayan Yeneroğlu, “Biz hep birlikte biliyoruz ki bunlar sebep değil sonuç. Asıl sebep Türkiye’nin kötü ve anayasal düzen dışında yönetilmesi. Türkiye şu anda bir sistem ile yönetilmiyor. Anayasamız cumhurbaşkanının tarafsız olmasını emrediyor, bu sadece bir sistem meselesi değil. Türkiye’nin karşı karşıya olduğu demokrasi ve hukuk düşmanlığı. Bugün yaşananlar özellikle kadınları, genç kızlarımızı, etkiliyor. Özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının nedenini kadınlar ödüyor. Hangisini sayarsak sayalım birçok şeyin bedelini kadınlar ödüyor” dedi.

“Siyaseti rasyonel bir biçimde yönetmeliyiz”
Yeneroğlu, gençlerin ülkesini terk etmek istediğine ve koşullar nedeni ile yaşayamadıklarını söyleyerek, “Bugün öyle bir ülke halinde geldik ki gençlerimiz cennet gibi bir bölgede bile yaşayamıyorlar. Bu durum bizim gibi çok gururlu tarihinin ve toprağına aşık olan bir millet için çok acı... Birçok gencimiz Avrupa ülkelerine giderek oralarda yaşamak istiyor. Hatta iktidara destek veren gençlerde bile aynı duruşu görüyoruz. Yani toplumumuzun özlediği mutlu Türkiye ortak bir özlem. Başta cumhurbaşkanı olmak üzere gelen geçen terörist ilan edilerek düşmanlaştırılıyor. Milletin inançlarına ve görüşlerine saygı duyulmadan ayrıştırarak hedef gösteren bir anlayış var. Bugün bu anlayış siyasette de kutuplaşmaya neden oluyor. Biz tolumun ayrıştırılmasını, kimlikleri tahrik edilmesini istemiyoruz. Biz siyasetin kimlik politikası uygulamasının deva olmayacağı bilincindeyiz. Bir şeyleri başarmak istiyorsak öncelikle siyaseti rasyonel bir biçimde yönetmeliyiz” diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: