İÇ SAVAŞ

Hatırlarmısınız bilmem. İlkokul yıllarında Sosyal Bilgiler
Dersi’nde bizlere öğretilen klasik bilgilerden biri, “Türklerin müthiş akınlarına dayanamayan Çinliler, önce Çin Seddi’ni
yaptılar. Ardından da iç düşmanlar yaratarak Türklerin gücünü yıktılar”
idi. Halen bile yıllardır batılıların Türkiye’den korktuğunu bu nedenle
yıllardır, Sağ-Sol, Alevi-Sünni,
Laik-Anti Laik, Türk-Kürt diye böldüğünü iddia ederiz. Kimsenin aklına da, “Kardeşim bu kadar mı aptal bir milletiz?
En ufak bir şeyde hemen bölünüyoruz” sorusu nedense gelmez. Eminim ki
yazıyı okumaya başladıktan sonra bazılarınız “Yazar kafayı yedi. Ne saçmalıyor bu?” demeye başlamıştır. Yok
rahat olun kafayı yemedim. Sadece, CHP’de uzun süredir gerilimli devam eden ve
geçtiğimiz hafta bir istifa ve bir disiplin süreci ile sonuçlanan “iç savaş”ı yazayım dedim.



Türkiye’nin Cumhuriyet ile yaşıt olan ve Türkiye’nin
kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi onun Türkiye Cumhuriyeti’nden
sonraki ikinci eseri olan Cumhuriyet Halk Partisi maalesef yine iç savaş
yaşıyor. Bu kez geçmişteki,
İnönü-Ecevit, Baykal-İnönü, Önder Sav-Eşref Erdem, Baykal-Sarıgül, Baykal Önder
Sav, Önder Sav Kılıçdaroğlu çekişmeleri gibi liderlik ve güç için değil bu
savaş. Yaşanan şey CHP’nin genleri ile
oynama savaşı. Bir kısım Yenilikçi
ve Solcu adı altında partinin aslında Ecevit tarafından “Ortanın Solu” ifadesiyle
sola getirildiğini ve sol-sosyal demokrat politikalar ile iktidara yürünmesini
talep ederken, Ulusal Sol adı altında dengelerin değişmesiyle ulusal değerleri
savunma görevinin sağdan sola geçtiğini savunarak CHP’ye bu çerçevede misyon
biçmeye çalışıyorlar.



İşte bu “Gen
Operasyonu” o kadar ciddi hale geldi ki CHP kendi kavgasından muhalefet
yapamaz oldu. Ve özellikle Ulusalcı Solcu kısmın temsilcilerinin Grup
Başkanvekilliği koltuklarını tamamen doldurması sonrası CHP’nin yapısının da
böyle algılanmasına neden oluyor. Oysaki bugün başta Çözüm Süreci ve Akil Adamlar konusu olmak üzere AKP İktidarı’nın
hayata geçirdiği, “İntibak Yasası”, “Okul
Sütü”, “Parasız Eğitim” gibi politikalar CHP’nin parti programına Sol-Sosyal Demokrat kanat tarafından
yazdırılan konular olarak öne çıkıyor. Uzun süre Demokrat Parti başta olmak
üzere sağ partilerin gerisinde muhalefette kalan Cumhuriyet Halk Partisi 5 Haziran 1977 genel seçimlerinde oyunu
yüzde 41'e çıkarmayı başardı. Bu oy oranı Türkiye Cumhuriyeti tarihinde sol görüşlü
bir partinin çok partili siyasal yaşamda kazandığı en yüksek oy oranı olarak
tarihe geçti.  Bu oya çıkmasının
temel sebebi ise o gün CHP’nin Genel
Başkanı olan rahmetli Bülent Ecevit’in o dönemde ürettiği ve özellikle kırsal
kesime mesaj olan “toprak işleyenin, su kullananın” sloganı idi. Bu
Sol-Sosyal Demokrat sloganlar CHP’ye tarihi skor getirmişti.



Kişisel görüşüm şudur ki;

“CHP ve CHP’liler
mevcut düzenden ve AKP İktidarı’ndan şikayetçi ise zaten var olan milliyetçi
bir partinin oylarına göz dikecek Ulusalcı mantıktan çok kendi özüne dönerek
Partinin efsane liderlerinden Bülent Ecevit’in kendilerine yüklediği Ortanın
Solu misyonuna geri dönerek, daha halkçı ve sosyal projeler ile sahneye
çıkmalı, kendi programlarının iktidar tarafından kullandığını yüksek sesle
dillendirilmelidir. Yoksa bu iç kavga CHP’yi bırakın iktidarı Yavru Muhalefet
pozisyonuna kadar düşürebilir. Unutmayın Aslı varken kimse taklidine gitmez!”



GönderMe1: Geçtiğimiz
hafta MHP tarafından Gündoğdu Meydanı’nda düzenlenen Bayrak Mitingi üzerine
çokça yorum yapıldı. Özellikle rakam konusu çok tartışıldı. Ben rakamlarda
değilim. Nicelikten önce niteliğin geldiğine inanırım. Yalnız dikkatimi çeken
şey bol miktarda MHP Bayrağı’nın dalgalandığı miting ile ilgili aralarında bazı
kadın kolu başkanlarının da olduğu CHP’lilerin bu fotoğrafları Facebook’ta paylaşması
oldu. Bu paylaşımlarda bulunanlardan tanıdıklarımın kendisine “Ulusalcı” demeleri de ilginç bir
tesadüf olsa gerek.



GönderMe2: Ak Parti’nin
Ege Milletvekilleri’nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı toplantıda
hedefe konan Rıfat Sait’in Göçmenlerin önemli isimlerinden olan Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlu’na şikayet edildiği duyumuna ulaştım. Müezzinoğlu’nun son
İzmir gezisinde bu nedenle Sait ve ekibi yerine Kordon İşadamları Derneği
Başkanı Ömür Şanlı ve eski İl Yöneticileri olan Konak Belediye Meclis Üyesi
Erkan Özkan ile Hüseyin Ahmetoğlu ile birlikte ziyaretlerde bulunduğu bana
ulaşan iddialar arasında. İddiaya göre İzmir’de bulunan Göçmen Dernekleri’nin Sait’in
göçmenler üzerinden yaptığı çıkışlar nedeniyle kendisine siyasi rant sağlamaya
çalıştığı bu nedenle göçmenlerin sıkıntı yaşadığını dile getirdikleri



GönderMe3: Son
günlerde siyasi tartışmaların yer aldığı televizyon programlarından şikayet edenlere
bir tavsiyem olacak. SKY TV’de her Cuma saat 20:30 -23:00 saatleri arasında
yayınlanan ve CHP’den Büyükşehir ve Karabağlar Belediye Meclis Üyesi Kadir
Sinan, MHP’den Hasan Zerek ve Saadet Partisi’nden Cenk Kılıç’ın sürekli konuk
olarak katıldığı “Politikalite”
programını kaçırmayın diyorum.GönderMe4: Siyasette
son dönemin en moda olgusu “Profesyonel
Siyasetçi”ler. Zaten yerel seçimlere bir yıldan az bir süre kala bu
siyasetçi modelleri pek revaçta. Özellikle bana bahsi edilen bir tane var ki
cidden hayranlıkla izliyorum. Daha önce başka bir partide yer alan ve onun
iktidar ortaklığı sırasında da görev yapan, aynı zamanda söz konusu partide iki
ayrı il başkanı ile çalışan ve zaman zaman parti çalışmalarını finanse eden bu
ismin profesyonelliği on numara denilen cinsten. Partisi içinde hiçbir
çalışmaya katılmayan hatta iddiaya göre yürütme kurulu çalışmalarında bile çok
nadir yer alan bu isim özellikle parti büyüğü ve bakan karşılamalarında ön
safta yer alıyor. Hatta bırakın ön safta yer almasını bunu da mikro blog sitesi
Twitter’da duyurması ne kadar profesyonel olduğunu gösteriyor.