İstanbul'un gizli sarayı böyle görüntülendi
Sultanahmet'in güney tarafında bulunan Bizans kalıntısının yer aldığı saray, şimdi bir otel olarak kullanılan Tarihi Sultanahmet Cezaevi'nin aşağısında ve kafetaryanın altında yer alıyor. Alanın Büyük Saray’ın bir bölümü olarak tahmin edildiğini söyleyen Doç. Dr. Hasan Ferudun Özgümüş, “Burayı temizleseler sarayın diğer kısımları da ortaya çıkacak” dedi.
Yayınlanma :
02.09.2020 21:45


“Burayı temizleseler sarayın diğer kısımları da ortaya çıkacak”
Saray kalıntısı ile ilgili bilgi veren İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Ferudun Özgümüş, "Burası 1998'de ortaya çıkan Roma İmparatorluğu'na ait Büyük Saray'ın bir alt yapısı ve tahminimize göre 6. veya 7. yüzyıllarda olması lazım. Şu an içinde bulunduğumuz mekan ise benim kanaatime göre biraz daha geç. Burası kemer ayaklarına kadar toprak doluydu. Buranın sahibi Mehmet Bey toprağın üzerine muşamba koymuş ve içeriye de ışık döşemişti. Biz buraya sürünerek girdik ve fotoğraflarını çektik. Sonra Mehmet Bey kendi cebinden para harcayarak buradan 600 kamyon toprak çıkardı ama daha fazla yapamadı. O yüzden bu gördüğünüz kısımlar kaldı. Burayı temizleseler sarayın diğer kısımları da ortaya çıkacak. Büyük Saray'a ait bir kalıntı burası ama tam olarak neresi olduğunu bilmiyoruz. Büyük Saray hakkında çok veri var elimizde, hem Antik Çağ'dan kalma hem de arkeolojik veriler var. Ancak arkeolojik verilerle kitapta yazan veriler birbirleri ile uyuşmuyor” dedi.
“Büyük bir ihtimalle imparatorun taht odasıydı”
Bu alanların korunması gerektiğini söyleyen Özgümüş, “Mozaik Müzesi'nin bulunduğu yerde 20. yüzyılda gerçekleşen yangın neticesinde ortaya çıkan mozaiklerin olduğu kısım büyük bir ihtimalle imparatorun taht odasıydı. Bu içinde bulunduğumuz binada ya onunla alakalı ya da Magnaura Sarayı ile alakalı bir yer olması lazım. Eskiden bu tarihi eserlerin 1-2-3 diye derecelendirmesi varmış. 1. veya 2. dereceden tarihi eser olursa elinizi süremiyorsunuz. Burası da 1. dereceden tarihi eser ve böyle yerlere sahip olan mülk sahipleri devlet ellerinden almasın diye buraları yok ediyorlar. Daha sonra 1990’lı yıllarda ‘Kentsel Arkeolojik Sit’ diye bir kavram çıkarmışlar ve bu da kabul görmüş. Bu ‘Kentsel Arkeolojik Sit’e göre burası yine sizin, devlet veya bir başkası mülkünüze dokunmuyor yalnız korumak şartıyla" şeklinde konuştu
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: