İZMİRLİ VEKİLLER “KAÇ-AK SARAY” ÜZERİNDEN KAPIŞTI
Yayınlanma :
20.11.2014 15:12


Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin isminde yer aldığı gibi
“ak” siyaset yapacağı umuduyla seçildiğini, ancak zamanla totaliter ve çağdışı
rejimlere has bir yönetim anlayışı ile “devasa yolsuzluklar batağına” battığını
ve Anayasa’yı askıya alarak ülkeyi kanun
tanımaz bir keyfilikle ülkeyi yönetmeye başladığını ifade eden Aytun Çıray
Başbakan tarafından cevaplanması istemiyle verdiği soru önergesinde şu soruları
sormuştu:
“Kaçak Saray için toplamda beş milyar (3,5 milyar lira daha)
lira harcanması öngörülüyor ve güvenlik koordinasyonu ve plânlamasının
-hakkında atıp tuttuğunuz- İsrailli bir
şirketin üstlendiği doğru mu?” diye sormuştu.
Bunun üzerine cevap Başbakan yerine AKP İzmir Milletvekili
Nesrin Ulema’da gelmiş ve Ulema şunları söylemişti:
"CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ın Cumhurbaşkanlığı
yeni hizmet binası ile ilgili basına yansıyan beyanatları CHP’nin nasıl bir
hezeyan içerisinde olduğunun açık göstergesi olmuştur. Sayın Recep Tayyip
Erdoğan için ‘Totaliter ve Çağdışı’ ifadelerini kullanan CHP’li Aytun Çıray’ın
önce aynaya sonra da CHP’nin millete adeta kan kusturan tarihine baksın.”
“Cumhurbaşkanlığı Hizmet Binaları milletin tapulu
mallarıdır. CHP’li Aytun Çıray, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurtuluş Savaşı
sonrasında bile diğer dünya devletleri karşısında gücünü ve prestijini
göstermek için Çankaya Köşkü yaptırdığını, kendilerinin geçmişte eleştirdikleri
koltuklarda bugün siyaset yaptıklarını, milletten tamamen kopuk sırça köşklerde
saltanat sürdüklerini ne çabuk unuttu.”
Bunun üzerine yazılı bir açıklama yapan Aytun Çıray Ulema’ya
şu sözlerle cevap verdi:
“Kaç-Ak Saray milletimizin yaşadığı en acı tecrübenin
ibretlik belgesidir”
Nesrin Ulema’nın
eline AKP Genel Merkezinden tutuşturdukları anlaşılan zavallı cevap AKP
iktidarının algı yönetiminde artık çuvallamaya başladığının göstergesidir.
Ulema, dünya tarihini en büyük yolsuzluk zincirinin anıtsal
ifadesi olan haram ve kaçak saray hakkındaki haklı eleştirilerimizi gölgelemek
için bir dizi gülünç gerekçeyi sıralıyor. Önce iftira atarak “CHP’nin halka kan
kusturan tarihi”nden söz ediyor, sonra o ortak tarihimizin dehası olan
Atatürk’ün Çankayası ile “kaç-Ak Saray”ı karşılaştırıyor. AKP’yi cilâları
dökülmeye başlayan sözde başarılarıyla savunuyor. Bugünün hesabını
veremeyenlerin, kendi resmi tarihlerini yazmak adına bizden şanlı tarihimizin
hesabını sormaları hadleri değildir.
İnsanımız artık bu sözde başarıların astarının yüzünden ne
kadar pahalıya patladığını, kendisinin acımasızca istismar edildiğini, yetim
hakkının yendiğini maalesef acı bir şekilde görüyor ve görmeye de devam edecek.
Türk milleti, iç ve dış politikada saplandığımız bataklığın çok ağır
maddi-manevi maliyetini ödeme gerçeğiyle yüzleştiğinde ise Ulema gibilerini
“Atatürk’ün Gençliğe Seslenişi”ndeki uygun sıfatlarla damgalayacak.
“Cumhuriyet tarihimizin en büyük maden faciasında ve Gezi
Direnişi’nde kaybettiğimiz çocuklarımızın ahları, onların mazlum yakınlarının
çığlıkları Ulema gibilerinin üzerine çökecek”
Türk Milleti bu haram “kaç-Ak Saray”ı yaşayıp yaşayabileceği
en acı tecrübenin en somut ibretlik belgesi olarak kolektif hafızasına
kaydettiği zaman, Ulema gibilerinin nasıl bir utancın içinde debelendiklerine
şahit olacağız. Cumhuriyet tarihimizin en büyük maden faciasında ve Gezi
Direnişi’nde kaybettiğimiz çocuklarımızın ahları, onların mazlum yakınlarının
çığlıkları Ulema gibilerinin üzerine çökecek.
Ulema gibileri bize artık ipliği pazara çıkmış ucuz algı
yönetimi taktikleriyle büyük resmi, yani hayranlıkla bahsettiği liderinin
dünyada kendisiyle dalga geçilen, milletimiz için büyük yüke dönüşmüş bir
karikatür figüre dönüştüğü gerçeğini kamufle edemezler.
Tarihin gerçeğe yürüyüşü durdurulamaz. Zorbalık belki bir
süre daha tavan yapacak. Ulema gibileri bundan cesaret alarak her şeyi
çarpıtmaya devam edecekler. Fakat bu kirli iletişimi besleyen şartlar hiç
beklemedikleri şekilde aniden son bulacak. Bakalım o zaman tarihin en büyük
soygunun utanç verici anıtsal kirli yapısı bu
kadar cesur bir yüzsüzlükle savunulabilecek mi ?
ULEMA: BUĞDAY AMBARI
RÜYASI GÖRÜYOR
Aytun Çıray’ın sert eleştirilerine, AK Partili Nesrin
Ulema’dan yanıt gecikmedi. “Dün AK Parti iktidarlarını millete hizmet
götürmemekle eleştiren ve bu konudaki cehaletini kamuoyuna yüksek perdeden
bağırarak ifşa eden CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, bugün yine kendisine
yakışır dil ve üslupla şahsıma ve partime yönelik ağır ithamlarda bulunmuştur”
diyen Ulema, “Kaderin cilvesine bakın ki AK Parti iktidarını ve AK Parti
Hareketinin lideri Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı yolsuzluk
yapmakla suçlayan, girdiği bütün seçimlerde aldığı hezimetin acısından sağa
sola saldıran CHP, bugün kendi kurduğu tuzağa düşmüştür. Türkiye
Cumhuriyeti’nin sembol yapılarından biri olmaya aday Cumhurbaşkanlığı yeni
hizmet binasını diline dolayarak AK Parti iktidarını ve Sayın Erdoğan’ı açıkça
hedef alan CHP çok değil 2 yıl öncesine bir bakarsa Anayasa Mahkemesi kararıyla
yolsuzluğu ve usulsüzlüğü tescillenen bir parti olduğunu görür” iddiasında
bulundu. Ulema sözlerini şöyle sürdürdü:
“Nitekim CHP’li Aytun Çıray AK Parti’yi, kaset siyasetiyle
ayakta durmaya çalışan, bugün söylediğini bir gün sonra inkar edebilecek kadar
‘çarkçı’ bir zihniyetle yönetilen CHP ile karıştırıyorlar. Millete komplolar
tarihinden ibaret olan CHP’nin geçmişini unutturma gayreti; siyaseti sadece
birilerinin dikiş tutmaz iddiaları üzerinden yürüttüğü hep boş çıkıyor. Kendi
içindeki farklı seslere bile tahammülü olmayan, en küçük bir muhalefette
milletvekillerine, partililerine kapıyı gösteren CHP’nin AK Parti’ye
söyleyebileceği tek sözü olamaz. Gezi ve Kobani olaylarında, legal illegal
marjinal örgütlerin, marjinal siyasi partilerin kuyruğunu takılarak gençleri
meydanlara çağıran, sokakların savaş alanına dönmesine neden olan, kamu
mallarının yağmalanmasına, ülkenin milyarlarca dolar zarara uğramasına göz yuman
ve bu olaylarda hayatını kaybedenler üzerinden siyasi menfaat hayalleri kuran
CHP ve Milletvekili Aytun Çıray’ın bugün ne yüzle konuştuğunu kamuoyu merak
ediyor.
CHP’li Çıray’a şunu sormak gerek: Arkasına saklandığınız ve
her dönemde paravan olarak kullandığınız Atatürk ve onun muasır medeniyet
hedefleri için ne yaptınız?
Bugün AK Parti’yi ve AK Parti hareketinin liderini asılsız
iddialarla karalamaya çalışan ve Aytun Çıray’ın da üyesi ve milletvekili olduğu
CHP’nin Cumhuriyet tarihi boyunca Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde açıkça ifade
ettiği ihanet şebekeleri ile kol kolla olduğunun en büyük göstergesi “17 Aralık
Süreci” olmuştur. AK Parti’yi devirmek uğruna, dün düşmanım dediklerinin
kuyruğuna takılarak siyaset yapan CHP’nin Atatürk’ün arkasına saklanarak
siyaset yapma dönemi sona ermiştir.
Aytun Çıray ve partisi CHP’nin içine düştüğü hezeyanı
“Buğday ambarı” rüyası olarak görüyor ve aziz milletimizin bu safsatalara asla
prim vermeyeceğini çok iyi biliyoruz.”
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: