Alpaslan, İzmir’in su yönünden fakir bir il olduğunu belirterek iklim
değişikliği nedeniyle kuraklık tehlikesine dikkat çekti. 2007 yılında yaşanan
kuraklığa rağmen su kesintisi yapmadan kente su verdiklerini, bunda alınan
önlemlerin etkili olduğunu belirten Alpaslan, damla sulama sisteminin su tasarrufundaki
önemine de dikkat çekti.
Damla sulama ile suda
tasarruf
Suyun tasarruflu ve bilinçli kullanılması gerektiğini
hatırlatan Alpaslan, “Sulama suyunda vahşi sulama yerine damla sulama sistemine
geçmemiz, büyük ölçüde su tasarrufu sağlayacaktır. Örneğin Manisa Ovası şu an
kullanılan suyun yarısı kadar bir suyla sulanabilecek duruma gelir. Eğer DSİ
tarafından bu sağlanırsa Demirköprü Barajı’ndan arta kalan suları da İzmir’e
getirme şansımız olur. Yine Menemen Ovası’nda DSİ damla sulama sistemine geçerse,
İzmir’e önemli bir su kaynağı kazandırılabilir. Böylelikle gelecekteki su
kaynakları yönünden İzmir’in endişesi kalmaz” dedi.
Suyu tasarruflu
kullanmalıyız
İzmirliler’e su tasarrufu çağrısı da yapan Alpaslan, şunları
söyledi:
“Suyu tasarruflu ve bilinçli kullanmalıyız. Bu da okullarda
verilecek eğitimle başlayacak uzun bir süreç. Bu konuda hepimize önemli
görevler düşüyor. Son yıllarda yaşanan iklim değişikliğinden en çok yeraltı su
kaynakları etkilendi. Yeraltı sularını dikkatli kullanmalıyız. 1960 yılında çıkan 167 sayılı ‘Yeraltı Suları
Kanunu’ suyun bol olduğu dönemde hazırlandı. Ama su potansiyeli artık düştü. Hem
çevre kirliliği hem de aşırı çekimden dolayı yeraltı suları kirleniyor. Yeraltından
su çekimi için bugün hangi kurumların yetkisinde, tam olarak söylemek mümkün
değil. İzmir’de on binlerce kaçak kuyu var. Her bir apartmanın altına olduğu
gibi tarımsal alanlarda da rastgele kuyu açılıyor ve kullanılıyor. Suyun
kalitesinin uygun olup olmadığına bakılmıyor, bu bütün su sistemini de olumsuz
etkiliyor.”

İZSU’nun 12 milyon 367 bin kilometrekarede 1 milyon 580 bin
su abonesine hizmet verdiğini belirten Alpaslan, yeni baraj projeleri hakkında
da bilgi verdi. İZSU tarafından yapımı planlanan Bostanlı, Çamlı, Değirmendere
ve Alionbaşı barajlarının çok büyük olmamasına rağmen önemli avantajlar sağlayacağına dikkat çeken Alpaslan, Çamlı
Barajı’nın Yarımada bölgesi için önemine değindi. Yılda 21 milyon metreküp su
sağlayacak Çamlı Barajı’nın tüm yarımadanın su ihtiyacını karşılayacağını
vurgulayan Ahmet Alpaslan, şunları söyledi:
“Yarımada bölgesinin su ihtiyacı şu an kuyulardan
karşılanıyor. Bu kuyular da yılın belli aylarında tuzlanıyor ve devre dışı
kalıyor. Bu bölgede hem yeraltı hem de
Çamlı Barajı’nı yaparak yüzey suyu ile birlikte entegre havza yönetimi
uygulamamız lazım. Maden nedeniyle gerekli izinleri sağlayamadığımız için şu ana
kadar yapımına başlayamadık. 5 yıldır İZSU yatırım programında yer alıyor.
Parası da hazır ancak biz bu sudan mahrum kalıyoruz. Küçük olmasına rağmen bu
bölge için ihtiyaç duyduğumuz bir baraj. Menemen’in içme suyu ihtiyacını
karşılayacak Değirmendere ile Narlıdere Alionbaşı ve Bostanlı’da da Bostanlı
barajlarını hayata geçireceğiz”.
İzmir’deki suların her hafta 80 noktadan numuneler alınarak düzenli
olarak izlendiğini ve “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkı”ndaki yönetmeliğe
uygun olduğunu belirten Alpasan, İzmir’de çeşmelerden akan suyun içilebilecek
kalitede olduğunu ve bununla övündüklerini dile getirdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: