

Değerli Dostlar, yazımın başlığına bakıp Silivri’yi sevimlileştirdiğimi
sakın düşünmeyin. Bu benim uydurduğum bir şey değil. Bu cezaevi yönetiminin,
kendilerini tanımlarken kullandığı kısaltmaların Silivri ile birleştirilmesi
ile oluşan bir kelime. Koca Koca kamyonlarının üzerinde Silivri CİK yazıyor.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları demekmiş.
İşte geçen hafta, epeyce
gecikmiş olarak bu Silivricik’e gittim. Pazartesi günü Ergenekon davasının
duruşması vardı ve ben Balbay’ı görmek üzere oradaydım.
CHP
İzmir İl Başkanı Ali Engin, CHP Parti Meclisi
üyeleri Hüseyin Saygılı, Berrin Gürçay Dilekçi, İl Yönetim Kurulu Üyeleri, İl
Kadın Kolu Başkanı ve Balbay’a Özgürlük Platformu üyelerinden oluşan 40 kişilik
bir guruptuk.
Sabah
erken saatlerde, Silivricik’in önündeydik. Hani o çok bilinen, televizyonlarda
Ergenekon’dan söz edilirken mutlaka gösterilen o kapının önünde indik otobüsten.
O
kapının hemen karşısındaki çadırlarda; Silivride’ki
çadır “nöbetini” bir yıldır sürdüren
değişik siyasi kuruluş ve platformlara ait direnişçiler bizleri bekliyorlardı.
Çadırların önündeki alanda, toprak bir setin üzerine kocaman yazılmış “Önce Vatan” yazısını okuyarak
kahvaltıya oturduk. Ben “önce insan”
diyenlerden olduğum için işi fazla askersel bir hale sokmuşlar diye düşündüm.
Silivri
koşullarına göre gerçekten güzel bir kahvaltı idi. İştahla yedik bize sunulan
mütevazı ama lezzetli yiyecekleri.
Bir
dava için kurulan çadırların ortak yönünün
sıcaklık, samimiyet ve tevazu olduğunu yıllar sonra bir kez daha gördüm.
Bunu
direniş ruhunun insanlara kattığı bir değer olarak görüyorum. Dayanışmanın
gerekliliği ve insanın insana ihtiyacı tam bu diyebiliriz.
Yıllar sonra bir kez daha derken; yanlış anlaşılmasın. Benimde içinde
bulunduğum yıllar önceki çadır direnişleri ile bir paralellik kurmuyorum
Silivri arasında.
Bunu
yazmalıyım çünkü insan en çok Ergenekon meselesinde
yanlış anlaşılıyor. Bende bu konuda yanlış anlaşılmaktan hiç hazzetmiyorum.
Anlatmak
istediğim içerik değil çadırdaki duygu durum ortaklığı
idi.
Otobüste
bulunan bir gazeteci arkadaş yol boyunca röportaj yaptı gidenlerle. Gazeteci
arkadaşımın Silivriye neden gidiyorsunuz sorusuna iki nedenim var diye yanıt
verdim.
Birincisi;
Anayasanın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına verdiği bir
hakkı kullanarak milletvekili adayı olan, seçilebilme için yasal koşulları
sağlayan, seçime katılan, demokratik ve meşru bir genel seçimde halkın oyları
ile Milletvekili seçilen bir kişinin halkın ona verdiği yasama görevini yapması
engellendiği için. Üstelik Mustafa Balbay’a oy verenlerin içinde bende varım.
Bu anlamda kendi oyumun gasp edilmesini kabul etmediğim için.
İkincisi; Mustafa Balbay’la
olan kadim arkadaşlığımız ve dostluğumuz için.
İkinci saik, mahkemenin
sonucu ne olursa olsun değişmeyecektir. Arkadaşlık ve dostluk değerlidir. Bu
kavramlar yaşatılmalı ve kendimizden sonrakilere aktarılmalıdır.
Bunu
Foça’da bir yemekte değerli ağabeyimiz Nabi
Yağcı’ya da söylemiştim. Ergenekon süreci yeni başlamış, Balbay yeni
tutuklanmıştı. Ben, dostlarımızla kurduğumuz bir e-posta gurubunda Balbay’a
yapılan düzeysiz saldırılara itiraz ediyordum. Bana “Sen bu Balbay’a neden sahip
çıkıyorsun” diye sormuştu. Bende ona çok basit ve anlaşılır bir yanıt
verdim. Arkadaşım ve dostum olduğu için. Balbay o zaman henüz milletvekili
değildi.
İşte bu iki nedenden dolayı
gittiğim Silivri’de saat 9.30 gibi duruşma salonuna girdik. Girdiğimiz salon
küçük salonmuş. Bunun birde büyüğü varmış ve orada Balyoz davası görülüyormuş.
Salon
dikdörtgen bir alan. Kaşımızda mahkeme heyetinin divanı vardı. Divanın önünde
sanıklara ayrılan bölüm. Ondan sonra basın için ayrılan bir alan ve seyirci
bölümü.
Mahkeme
başlayıncaya kadar, sanıklara ayrılan bölümün önünde herkes kimle istiyorsa
konuşabiliyor. Arada bel hizasında bir set var ama insanların birbirini
görmelerine ve konuşmalarına engel olan bir durum yok.
Salona
girince doğruca o bölüme gittik ve Balbay’ı
beklemeye başladık. Bu arada tanınan bilinen Ergenekon sanıkları da o bölümün
önünde eşleri, çocukları, yakınları ve arkadaşları ile görüşüyorlardı.
Balbay,
salona girdiğinde farkı fark ediyorsunuz. Balbay’ı
görmek ve konuşmak isteyenlerin sayısı diğer tüm sanıkları bekleyenlerden iki
kat fazla desem abartı olmaz.
Balbay,
Silivride geçen 4 yılda çok kilo vermiş ama çok
dost biriktirmiş.
Buna
hiç şaşırmadım. Neredeyse tamamıyla orada, duruşma salonunda tanışmış ve dost
olmuş.
Mahkeme
salonunda kadınlar çoktu. Çocukları ile gelenleri
gördüm. Balbay çocukların okul durumlarını bile yakından takip ediyordu.
Balbay’la onu destekleyenler arasında kurulan ilişki Balbay’ın direnme gücünün
motorunu oluşturuyor galiba.
Türkiye’nin
her yerinden mektup alıyor ve onlara yazıyor. Bunu
oradaki trafikten ve konuşmalardan hemen anlarsınız.
İl Başkanı Ali Engin’le
konuşmasında İzmir için bazı projeleri olduğu ve onları yazılı bir metin
halinde kendisine vereceğini ve sonra bunun üzerinde konuşmak istediğini
söyledi. Siyaseti istiyor ve sabırsızlanıyor.
Ben
Balbay’ı çok heyecanlı gördüm. Balbay her zaman
heyecanlıdır ve bir anlamda hiperaktiftir ama orada gördüğüm heyecan başka bir heyecandı.
Bayraklı’dan bir arkadaşa Tantalos açık mı ? diye sordu. Eğer hala açıksa
benim için bir akşam orada kadeh kaldırın dedi.
Bu
arada Ankara Kalesi’ndeki Segâh’ta yaşadığımız hoşluğu da hatırlayarak; “kova”
yı unutma ama dedi.
Tantalos
açık mı bilmiyorum. Sorup öğreneceğim.
Ben “kova”
yı hazır tutuyorum.
Adalet
ve hukuk istiyorum.
Balbay’ın tutuklu yargılanmasına ses çıkarmayan ve hatta savunanları vicdanlı
ve insan olmaya davet ediyorum.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: