

Evet,
seçimin ardında yeterince süre geçti, artık bir değerlendirme yapma
zamanı. Sıcağı sıcağına bir değerlendirme yapmadım aksine seçimin hemen
ardından uzun vadeli bir yazı yazdım çünkü ilk günlerde tam bir keşmekeş vardı.
Artık durumu kazananlarıyla kaybedenleriyle kısa ve orta vadesi ile
değerlendirelim. Öncelikle iktidar partisinden başlamak istiyorum.
Düşüşün
başlangıcı
Efendim bu
bir yerel seçimmiş, kendi şartları içinde değerlendirilirmiş, kimsenin gerçek
oyu sayılmamalıymış. Ben buna katılmıyorum çünkü bu seçim dönemi öyle olaylarla
geçti ki bu durumu normal ötesi diye nitelendirmek yanlış olmaz. RTE bu durumu
kendisinin sandık ile aklanmasına dönüştürmek istediği gün gibi aşikar.
Yolsuzlukları, modern anlamda bir devlet düzenine sahip her ülkede yüzde biri
bile olsa iktidarı yerle yeksan edecek olan olayları milletçi ve hizmetçi bir
perde altına gizleyerek seçim arenasında aklama çabası. Lafı fazla uzatmayacağım
bu AKP'nin bugünkü oyudur 2011 genel seçimlerinden sonra % 52'leri görmüş olan
AKP gezi olayları, ekonomik belirsizlikler ve yolsuzluk suçlamaları sonucunda
bu rakama gelmiştir.
Bunların
dışında
1)On iki yıldır
iktidar olan AKP basın yayın ve iletişim organları üzerinde ciddi bir hegemonya
kurmuştur. Medya aracılığı ile suikast ve montaj algısı oluşturulmuş seçmenin
bir kısmı buna inandırılmıştır.
2)AKP
iktidar olduktan sonra kendisine öyle ya da böyle seçim kazandıracak her
türlü yasa değişikliğini yapmıştır, buna en son çıkan bütün şehir yasası da
dahildir.
3)Bugün
AKP'nin Türkiye'nin merkez ilçelerinde hiçbir varlık gösterememesi
düşündürücü, Çankaya, Yenimahalle, Kadıköy, Bakırköy, Şişli, Konak, Karşıyaka
ve daha birçok gösterge ilçede AKP tam bir hezimete uğramıştır.
4)Seçim
sonuçları üzerindeki ciddi şaibeler kamuoyunda yer bulmuştur. Ciddi bir
seçmen kitlesinde zaten meşruluğunu yitirmiş olan iktidar, bu durumunu
perçinlemiştir.
5)Ilımlı İslam Projesi’nin uyumlu uygulayıcısı RTE kontrolden çıktıktan
sonra, gerilen ABD ilişkileri ve verilen gözdağı yerini bulmuştur. Bana kalırsa
RTE'nin kaderi ABD'nin elindedir. Masadaki pazarlığı tam olarak bilemem fakat
oyunu kuranlar oyuncu değiştirme kararı almışlar ise, bu RTE'nin sonudur.
Bütün
bunların sonucunda ben AKP'yi en azından seçimin kazananı olarak
görmüyorum. Uzun süren iktidar yürüyüşünün bugünkü konjonktürde bir anda son
bulması beklenemez ama ciddi bir iniş gözle görülmektedir.
CHP;
Nereye?
Ana
muhalefet partisi ile ilgili seçim sonucunda birçok yerde yapılan değerlendirmeyi
toparlayalım;
1)CHP
iktidar olsa da olamasa da bu ülkenin kurucu değerlerini savunan parti
olmaktan vazgeçemez, vazgeçmemeli. Seçim dönemi boyunca cemaat yakınlaşması
söylentileri partinin tabanında ciddi bir kaygı yaratmıştır. Bu taban,
alternatif olmadığı için ve ortada AKP gibi ciddi bir tehlike var olduğu için
yine CHP’ye oy vermiştir.
2)Merkez sağ
açılımı, tabanın kaygı ile yaklaştığı adaylar, örgütün yer yer hiçe sayılarak
yeni yasa kapsamında “uyumlu çalışabileceklerle çalışsın” diye dar ekipçi bir
anlayış ile atanan ilçe adaylarına rağmen, partinin emekçileri kan kusup
kızılcık şerbeti içtik demiştir; fakat buna rağmen sonuç iç açıcı değildir.
3)CHP'nin kalesi
olan İzmir adına geniş bir değerlendirmeyi bir sonraki yazıda yapacağım
şimdilik şunu söyleyeyim, İzmir bu sonucu hak etmemiştir. Erken seçim
olmayacaksa eğer fazla uzatmadan mevcut durum üyeler ile birlikte
değerlendirilmeli ve partinin açılımları masaya yatırılmalıdır.
4)CHP
tapeler yerine, 17 Haziran gezi olayları üzerine bir çalışma yürütmüş
olsaydı en azından daha umut vadeden sonuçlar alacaktı diye düşüyorum. Parti
kamuoyunun, gençleri ve meydanlarda söylediklerini ne kadar yoğun bir ilgi ile
bağırlarına bastıklarına dikkat edilecek olursa, merkez sağ yerine Atatürk ve
bayrakla barışmış olan sol, bugün için direksiyonun kırılması gereken yerdir.
Sarıgül
Efsanesi
Bana kalırsa
bu efsane bitmiştir. Aldığı oy hemen hemen içinde bulunulan şartlar içinde
CHP'nin oyudur. Zaten ben hiç bir zaman Sarıgül’ü CHP Genel başkanı olabilecek
seviyede görmedim. Seçimden sonraki tavrı, birçok ilçedeki sıkıntıların üstüne
gitmeyip, sadece gidermiş gibi yapması da, CHP içinde büyük bir tepki ile
karşılanmıştır. Bu saatten sonra bu polemik de son bulmuş oldu, açık seçik ne
ciddi bir oy artışı ne de kazanç oldu. Her durumda gündeme gelen Sarıgül adı
herkesi sıkmıştı.
Mansur
Yavaş
Bence bu
seçimin tartışmasız kazananı Mansur Yavaş’tır. Aday gösterilmesine çok
olumlu baktığımı söyleyemem. Aldığı oy, uğradığı haksızlık, sonrasındaki
mücadelesi, dimdik, ödün vermez, ilkeli tavrı ile hepimizin takdirini kazandı.
Türk siyaseti önemli bir siyaset adamı kazanmıştır. Geleceği CHP’de mi olur
orasını bilemem?
MHP ve
BDP
Cumhurbaşkanlığı
sürecinin iki önemli aktörü olacak olan bu iki parti bence seçimde iyi sonuçlar
aldılar. Daha geniş kitlelere hitap edebilmeleri adına iki partide köklü değişiklikler
yapmak zorundalar. Yapmalılar mı? (Bu konuyu daha sonra tartışalım)
Yazıyı
fazla uzatmak istemiyorum bir sonraki yazıda İzmir’i, MHP'yi ve BDP'yi ayrıntılı
olarak değerlendireceğim. Kimse “Bu
partileri aynı kefeye mi koyuyorsun?” demesin, yer kalmadı yoksa iki parti
de ayrı ayrı düşünülecek durumdalar.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: