Delican: İzmir Yine Ağlıyor! Çile Bülbülüm Çile...
AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican'dan İZDENİZ grevi nedeniyle yaşanan ulaşım sıkıntısına şarkı sözlü gönderme...
Yayınlanma :
25.07.2017 10:46


İZBAN krizinde yaşananlar...
Yapılan tüm araştırmalarda ilk sıralarda yer alan ulaşım sorununun; işçi ve temsilcileri ile diyalog kurmaktan kaçan bir zihniyetle çok daha büyük bir ızdıraba dönüştüğüne dikkat çeken AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican; kısa bir süre önce yaşanan İZBAN krizini hatırlatarak, yaptığı diyalog çağrısı noktasında o gün maruz bırakıldığı 'oyun bozanlık' ithamına karşı da açıklamalarda bulundu. Delican konuyla ilgili şunları söyledi; "İzmirli vatandaşlar; tramvay inşaatı, alt yapı çalışmaları derken; yine, toplu sözleşmelerin çıkmaza sürüklenmesi ve uzayan grevlerle mağdur ediliyor. Kayıtsız mı kalalım? O gün Devlet - Belediye sorumluluğundaki sürece uzlaşı noktasında katkı koymak için elimizden geleni yaptık. Kriz yönetimi önemlidir. Hele hele bir kentin yaşayanlarının büyük çoğunluğunu etkiliyor, günlük hayatlarında iflahlarını kesiyorsa... Aynı tablo, bugün İZDENİZ işçilerinin yaptığı grevin sonuçları açısından karşımızda. İzmir yine kazananı olmayan bir krizle boğuşuyor. Acilen İzmir halkının yaşadığı mağduriyeti gidermek için bir formül bulunmalıdır. "
Siyasallaştırılacak mesele değil...
Sendika yöneticileri ve alanda ise vatandaşlardan başka; 15 gün boyunca işveren konumundaki Büyükşehir Belediyesi cephesinden ses çıkmadığına değinen Başkan Bülent Delican; bu tür krizlerin siyasallaştırılacak meseleler olmadığına dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü;
"Süreci yakından izliyorum. Şehir içi trafikte, toplu taşıma araçlarında yaşanan sıkıntılar, diz boyu. İZBAN grevi içinde söylemiştim. Bu meseleler siyasallaştırılacak meseleler değildir. Ancak; kayıtsız kalınacak meseleler hiç değildir. Merkezinde halk vardır. Kaybeden halktır. Ayak diremenin, sahadan kaçmanın faydası yoktur. Zaman geçtikçe kayıp büyüyecektir. Daha önce de söylediğim gibi, iş gücünün pazarlığının yapıldığı bu alan at pazarı da değildir, güreş meydanı da. Müzakereye dahil olduğumuz yok. Çağrımız, yine çözüm içindir. Karşılıklı haklar, karlar ve zararlar hesaplanır, mağduriyetlerin matematiği yapılır ve yara kangrene dönüşmeden kapatılır."
İzmir'e reva gördükleri...
İzmir'de neredeyse her toplu sözleşmenin, kanayan yaraya dönüştüğünü, sosyal demokrat olduklarını iddia eden yerel yönetimin grevsiz bir uzlaşı sağlamaktan aciz olduğunu düşünmeye başladığını dile getiren Başkan Delican; "İzmir, toplu sözleşmelerini sancılı grevlerle yürüten bir şehre dönüştü. Hep aynı fotoğraf. Bu keyfilik değil de nedir? İzmir halkına hizmet etmekle mükellef olanların içi; iş güçleri ile masaya oturup oturup inatlaşarak, aynı vahim fotoğrafı yaratırken nasıl rahat ediyor bilmiyorum! Bir kentin yönetiminde keyfi bir tutumu kaldırmayacak öncelikli alanlardan biri, yine kriz olarak karşımızda. Cepte keklik gördükleri İzmir'e bunu reva görmeye devam ededursunlar, su ısınıyor." dedi.
İzmir gibi bir deniz kentinde...
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun; grevin ilk günlerinde yaptığı ilk ve tek açıklamasında, tedbirlerin alındığından söz ederek; hükümetin yaptığı toplu sözleşmelere gönderme yaparak, İZDENİZ çalışanlarının talebine çok dediğini hatırlatan Delican; " Tablo ellerinde. Aziz Bey, işçilerin talebini çok buluyor. İşçiler, sosyal yardımlar dahil 900-2.100 TL aralığında maaş aldıklarını ifade ederken Aziz Bey'in bürokratları tarafından yanıltıldığını söylüyor. Dile getirilen zarar ise; bugüne kadar 2 Milyon Lira. İzmir gibi bir deniz kentinde, bir yanda, 15 gündür aktarmalı sistem, şehir içi trafikte helak olan vatandaş, bir yanda eylüle kadar uzaması muhtemel bir işçi grevi, diğer yanda ise dut yemiş bülbül gibi susan bir başkan. Yazıktır günahtır. Denizinin, kalkınmasından kültürel ve sosyal hayatına kadar merkezi bir değer olduğu İzmir, bunu hak etmiyor. Kentini düşünen, emekçiden yana olduğunu söyleyen, demokratik haklar dendiğinde kasıp kavuran bir yönetim anlayışı bu olamaz! " diye konuştu.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: