

mahsustur. Zannetmeyin ki dağlar gibi duran, sözleriyle bıçak olup kesen bir
erkek şefkate ihtiyaç duymaz.
Her erkek kollarında dinlendiği kadınına hasrettir. Biz kadınların sevgi dolu
elleri saçlarında dolaştığında merhem misali yaralarını azaltır.
“Kadınım” der, “Çok yorgunum. İzin ver de dinleneyim kollarında.”
Bazen bir çocuk saflığı ve masumluğuyla gözlerinin içine bakar, “Bir şeye ihtiyacın var mı?”
cümlesini bekler.
Bazen de annesinin evine koşar “yavrum”
kelimesini özlediği için. Dizinde yatmaya utansa da minicik bir kedi gibi
sokulur anasının koynuna dalar saatlerce.
Bir kadına göre her zaman kendi sevilmeli, sayılmalı, ilgi görmelidir. Erkeğin
böylesi ihtiyaçları yoktur.
Erkek güçlüdür, kuvvetlidir, kendine yetmelidir. Erkek kadına “Benimde ilgiye alakaya ihtiyacım var”
dediğinde, kadın şaşırır. Erkeği biranda gözünde zayıf olarak nitelendirir.
Erkek dediğin nasıl ilgi alaka ister diye hayret eder. Ve buda ilişkilerde son
noktayı koyan en büyük etken olur.
Bir başka yanlışta biz hanımların şefkati abartıp erkeklerin üzerinde
uyguladığımız Anne şefkati, Annecilik
oynamak.
Erkek çocuklar büyürken annelerine hayranlık duyarlar. Büyüyüp birer yetişkin
oldukları zamanda annelerine benzerlik
taşıyan kadınları seçerler.
Fakat annesinin, “oğlum anahtarını aldın
mı?”, “üzerini sıkı giyin hasta olma”, “eve geç kalma erken gel” gibi tembih
dolu sözlerini aşık oldukları kadından duymak yerine onları gerçek bir erkek
kahraman gibi görmelerini tercih ederler.
Annecilik oynandığı müddetçe erkek kadınını her zaman annesi kılığında dolaşan,
sadece elini hürmetle öpeceği bir kadın olarak görür .
PEKİ ERKEKLER ŞEFKAT DIŞINDA NELER
BEKLER
Türk erkeğinin en belirgin özelliği olan
sinirlilik, özgürlük, şiddet gibi eylemlerinde kadının daha anlayışlı, sakin,
hoşgörülü olmasını bekler. En azından idare etmesini bekler.
Evin erkeği olması ve çalışıp eve baktıkları için saygı, hürmet bekler.
Sevgilerini çok fazla dile getiremedikleri için kadının sevgi dillerini konuşmadan
da anlamalarını bekler.
Kadının “sen bana hiç hayat yaşatmadın” diye nankörlük etmesinden çok “sen
dünyanın en iyi eşi ve babasısın” demesini bekler.
Maddi konuda kendisini sıkıntıya sokmayıp, ayağını yorganına göre uzatmasını
ister.
Asla onlara karşı soru yöneltilmemesini, çok konuşup kafalarını şişirmemesini,
en çokta karşılarında duygu sömürüsü yapıp gözyaşı dökmemesini ister.
Herhangi bir şeye canı sıkıldığında sessizliğe bürünerek düşünmeyi tercih eder.
Böyle durumlarda kadının başına dikilip ısrarla “neyin var”, “hayatında birimi
var”, “işlerin mi bozuldu?”, “paramı kaybettin?” gibi boş kelimelerden
kaçınmasını bekler.
Aşkını, sevgisini, neşesini, üzüntüsünü paylaşacağı, güveneceği sadık bir dost
ister.
Çokta bir şey istemiyorlarmış...
Biz Türk hanımlar erkeğimizi başımızın üzerinde taşımayı sever, saygıda kusur
etmeyiz bu bizim fıtratımızda var.
Elbette erkeklerin bu istekleri eminim karşılıksız kalmayacak ve biz kadınların
isteklerine onlarda saygı duyacaktır.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: