TÜBİTAK BİLİMSEL BİR KURULUŞ OLMAKTAN UZAKLAŞTI

Susam TÜBİTAK’ın siyasiler tarafından yönlendirilen,
bilimsellikten uzak bir kurum haline getirildiğini öne sürdü; kriptolu
telefonların dinlenmesinin ve tapeler hakkında verilen montaj kararının
tartışılmasının nedeninin bu olduğunu ifade etti.

Meclis Genel Kurulu’nda partisi adına söz alan Susam,
Atatürk’ün “Ben manevi miras olarak hiçbir dogma bırakmıyorum. Benim size
bıraktığım miras, akıl ve bilimdir” sözlerini hatırlatan CHP’li vekil, “Türkiye
Cumhuriyeti doksan yıldır, bütün Müslüman dünyasında saygın bir ülke olarak,
demokrasiyi içselleştirmiş bir şekilde yaşıyorsa; Atatürk'ün bilime ve akla
vermiş olduğu öneme borçludur. TÜBİTAK ise bilim ve akla önem veren bir kuruluş
olarak 51 yıl önce kurulmuş ancak son dönemde Başbakanın atamaları neticesinde üyelerinin
bilimsel ve özerk yapısı tartışılan bir kurul haline dönüşmüştür. TÜBİTAK’ın teknoloji
üretmek yerine başka ülkelerden aldığı kriptoları kırılmış; devletin üst
düzeyinin ulusal güvenlikle, devlet meseleleri ya da özel yaşamlarıyla ilgili
yaptığı bütün konuşmaların dinlenebildiği bir noktaya gelinmiştir. Türkiye
bilim ve teknoloji alanında dünyadan geride kaldığı için gelişmiş ülkelerden
aldığı teknolojilerle, sonunda devletin en özel konuları dünya tarafından
dinlenir pozisyona düştü. TÜBİTAK’ın kendini sorgulaması gerekmektedir” dedi.

Tape’lerle ilgili
rapor inandırıcı değil

Dinlenen konuşmalar içinde Başbakan, Bakanlar ve ailelerine
ait olduğu öne sürülen ve internet ortamına düşen konuşmalar olduğunu
hatırlatan Susam, “Ülkenin Başbakanı tartışılır ve üzerinde şaibeler oluşur
noktaya gelmiştir. TÜBİTAK bu “tape”lerle ilgili ‘montajdır’ diye rapor vermiş
ancak rapor inandırıcı bulunmamıştır. Milletvekilleri, Meclis Başkanlığı
aracılığıyla raporu istemiş, alamamıştır. “Tape”lerin bilimsel, akredite,
uluslararası bir kuruluş tarafından incelettirilip raporun doğrulatılması talep
edilmiş, bu da yapılmamıştır. Neticede bu rapordan kamuoyu tatmin olmamış,
TÜBİTAK da inandırıcılıktan uzaklaşan bir kurum noktasına gelmiştir. Zaten
bilim ve aklın hakim olması gereken TÜBİTAK’ın bağlı bulunduğu Bilim ve Sanayi
Bakanı, daha rapor yayınlanmadan önce, tapelerin montaj olduğuna hisleriyle
karar vermişti. Sanayi ve Bilim Bakanı hisleriyle hareket etmek yerine aklın ve
bilimin gerektirdiği konuşmaları ve değerlendirmeleri yapmak durumundadır” diye
konuştu.

TÜBİTAK’ın önemli
görevleri var

TÜBİTAK gibi bir kurumun Türkiye’nin içinde bulunduğu
ekonomik durumda çok önemli vazifelerinin bulunduğunu hatırlatan Susam,
“Türkiye'nin 10 bin dolar milli gelir bandında, orta gelir tuzağını aşamadı. Bu
aşmanın yolu, bilimden, teknolojiden, AR-GE'den ve bilim ve aklın özgür olduğu,
bağımsız üniversitelerden geçiyor. TÜBİTAK’ın bu noktada çok önemli çalışmalar
yapma imkanı bulunurken, bunu bırakıp Darwin'in teorisine ‘zamanı geçmiş‘
diyerek bilimsellikten uzak bir değerlendirme yapıyor. Dünyanın kabul ettiği saygın
bir bilim kuruluşu olmaktan uzaklaşmış ve siyasetin emrine girmiş bir görüntüye
haline dönüştürülüyor. Üyelerinin bilimsel niteliğine bakılmadan, Başbakan
tarafından siyaseten ataması yapılanlar, neticede bu "tape"lerle
ilgili raporlara imza atıyor” dedi.

Balkon konuşmasını
söz kabul ediyoruz

Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak seçilmesini tebrik
ederek ülkemize hayırlı olmasını dileyen Susam, “Başbakan’ın balkon
konuşmasında söylediği ‘Türkiye'yi kucaklayıp 77 milyonun Cumhurbaşkanı
olacağım’ sözünü noktasındaki söylemini bir taahhüt, bir anlaşma, bir senet
olarak kabul ediyor, Cumhurbaşkanlığı dönemini bu taahhüde uygun olarak yapması
gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.