YOK BİRBİRİMİZDEN FARKIMIZ
Yayınlanma :
13.08.2014 15:32


CHP’deki siyaset yıllarımda, sokaklarda çalışma yaptığımız
her seçimde şunu gördüm: “Baykal
partinin başında olduğu sürece ben CHP’ye oy vermem.”
Buradan yola çıkarak, “Demek
ki Baykal partinin başından gitse, fazladan yüzde 10 oyumuz olacak.” diye
düşündüm hep.
O nedenle Kılıçdaroğlu partinin başına geçtiğinde, artık
sokakta “oy vermem” diyen kimse
kalmayacağını umarak, çok sevindim açıkçası.
Kılıçdaroğlu hep
samimi, açık sözlü, koltukta gözü olmayan bir portre çiziyordu benim gözümde.
Ekiplere, kulislere, hiziplere bulaşmamıştı. Herhangi bir şaibesi yoktu.
Tertemiz bir siyasetçiydi.
‘Soros’ ya da ‘TESEV’
dedikodularını da hiçbir zaman itibar etmedim.
Kendi çapımda kendisine destek yazıları yazdım. Çünkü Alevi
olmadığım halde, Alevilerin dünyaya bakışı ve hoşgörüsüne inanan bir insandım
hep.
Aslında hala da öyleyim.
Ekmeleddin İhsanoğlu ‘çatı
adayı’ olarak ortaya atıldığında herkes gibi ben de çok şaşırdım ve tepki
gösterdim. Kabullenemedim bir süre. Ancak “Herhalde
bir bildiği vardır. Sonuçta CHP’li bir aday çıkarıp kaybetmek yerine, ılımlı bir adayla ortak pota oluşturup,
Erdoğan’a karşı bir rakip yaratmaya çalışıyor olmalı.” diye düşündüm. Yani
bunun bir hesaba-kitaba dayandığına inanmak istedim. Benimseyemesem de,
özellikle sosyal medyada “Ekmel Abi”
söylemini dillendirerek, belki de kendimce ‘sempatik’ göstermeye çalıştım
İhsanoğlu’nu. Böylece seçimler geldi ve seçim günü ‘tıpış tıpış’ gidip oyumuzu
kullandık.
Ama maalesef sonuç ortada.
Aslında Gandi Kemal koltuğa oturduktan sonra her şey
değişmeye başladı maalesef. Bir seçim, iki seçim, üç sesim… Hiç ‘oralı’
olmamaya başladı.
Benim kafamda yarattığım Kılıçdaroğlu, bırakın kimsenin
istifa et demesini, başarısızlığı hissettiği anda orada kimsenin tutamayacağı
bir insandı.
Şimdi çeşitli bahanelerle, ulusalcıları ya da sandığa
gitmeyenleri suçlayarak, işin altından kalkma yolları aranıyor…
Peki, seçmenini
sandığa götüremeyen kim? Ben miyim? Eğer bensem, istifa etmeye hazırım.
Ayrıca, yeri
gelmişken, bazı CHP seçmenleri sandığa gitmemiştir, doğrudur. Ama en azından
MHP’liler gibi Tayyip’e oy vermemiştir.
Peki, ‘ulusalcılar’ diye bilinen grubun, partiden ayrı
düşmeye başlaması hangi politikalar sonucu gerçekleşti? Bunları sorgulayan var
mı?
Üstelik sadece
ulusalcılar mı çalışmadı? Daha altı ay önce, ikinci, üçüncü, hatta dördüncü kez
koltuklarına ‘atanan’ belediye başkanları çalıştı mı? Sokakta Aziz Abi’yi ya da
herhangi bir ilçenin belediye başkanını gördünüz mü?
Seçime iki gün kala, hala Balçova’nın bütün caddelerindeki
billboardlarda ‘baby face’ başkanım
Çalkaya’nın posterlerinin olduğunu sadece ben mi gördüm?
Aslında hepimiz biliyoruz ki, her partide kıç kılları
mevcut. Sadece kimin de daha az, kiminde daha çok!
“Kılıçdaroğlu
kurultaya gitmelidir.” Haykırışları ayyuka çıkınca, iki gruptan deli gibi
tepki yağmaya başladı sosyal medyadan:
1-“Arkadaşlar ne
yapıyorsunuz siz? Kılıçdaroğlu Alevidir. CHP’nin tarihinde ilk kez bir Alevi
genel başkanı olmuştur. Harekete geçin ve muhalifleri sıkıştırın. Çalışmadılar
propagandası yapın” şeklinde talimat alan grup.
2-Şayet Kılıçdaroğlu
giderse, Süleyman Demirel’in partiye yerleştirdiği (Aytun Çıray, Mehmet Haberal
gibi) kişilerin hiç şansının kalmayacağına inanan diğer grup.
Bu iki grup şu an ‘hayasızca’
Kılıçdaroğlu istifa etmeli diyenlere saldırıyor ve hatta faşistlikle
suçluyorlar onları.
Üçüncü bir grup var
ki, onlar da “Dur bakalım ne olacak. Acele etmemek lazım. Önümüzde genel
seçimler var.” diye kimin güçlü çıkacağını izlemeye çalışıyor.
Elbette bu arada, Süleyman Demirel’in Sayın Kılıçdaroğlu’nu
arayarak istifa etmekten vazgeçirdiği iddiası da manidar.
Sonuç her ne olursa olsun. Kılıçdaroğlu güç kaybetmiştir ve
bundan sonra sıradanlıktan kurtulamayacaktır. Ama bunu söylemek için yürekli
olmak gerektiği için şimdilik kimse bunu net olarak ortaya koyamamıştır.
Örneğin yerel
seçimlerde Aziz Abi’nin “İllaki benim kankalarım aday olacak. “ ya da “Şu adam
beni takmadı, aday olamayacak.” şeklinde belirlediği aday listelerinden ötürü
kaybedilen ilçelerde, bu seçiminde bütün oylar AKP oylarından fazla çıkmıştır.
Peki, partinin hangi
organı bu konuda Aziz Abi’den hesap soracaktır sizce? Partide böyle organlar
var mı?
9 Ağustos günü Facebook hesabımdan şunu paylaşmışım: “İzmir’de yaşanan cumhurbaşkanlığı seçimine
karşı ilgisizliğin temelinde "Eyyy Kılıçdaroğlu, madem ekipten birini
genel başkan yardımcısı yapmadın, hadi örgütleri, belediyeleri çalıştır da
görelim" mesajı mı var?!”
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: