Rojin Kabaiş, 21 yaşında bir üniversite öğrencisi. Hayalleri, umutları, bir geleceği vardı. Ama bir yıl önce, Van’da kayboldu ve 18 gün süren bir arayışın ardından cansız bedeni bulundu. O günden beri ailesi, sadece kızlarının yasını tutmuyor; bir de adalet arayışının ne kadar da uzak olduğunu görüyor.
Rojin’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA bulundu. Peki, bu DNA’lar kime ait? Neden hâlâ bir yanıt yok? Daha da önemlisi, bu deliller neden karanlıkta bırakılıyor?
Bir yıl geçti, fakat dosya hâlâ aydınlatılmadı. DNA örneklerinin alındığı yerlere dair tutanak ve raporlar dosyaya eklenmedi. Dosyaya gizlilik kararı konarak aile ve avukatların adalete erişimi engellendi. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren’in dediği gibi, bu “ihmal, kusur ya da kasıt” o kadar büyük ki, hiçbir kılıf bunu örtemez.
Soru basit: Bu DNA’lar kime ait? Neden açıklanmıyor? Ve daha da can yakıcı: Kimler korunuyor? Adalet, bir toplumun vicdanıdır fakat maalesef Rojin’in davasında vicdan, adeta bir gölge oyununun içinde kaybolmuş gibi.
Kamera kayıtlarının saklandığı, raporların eksik bırakıldığı, kurumların sustuğu bir süreçte, adalet aramak bir baba için, bir aile için ne kadar ağır bir yük? Rojin’in babası, “Ben zengin olsaydım bu olay hemen çözülürdü, fakirim diye kimse destek olmuyor,” diyor. Bu sözler, sadece bir babanın çaresizliği değil; sistemin adaleti sınıfsal bir ayrıcalık haline getirdiğinin de bir itirafı. Delillerin gizlenmesi, katillerin saklanması sadece Rojin’in ailesini değil, hepimizi yaralıyor. Çünkü bu, adaletin değil, suskunluğun ve örtbasın zaferi.
DNA bulguları, bir cinayeti çözmek için en güçlü delillerden biri olabilir. Ama bu deliller, birilerinin masasında tozlanıyorsa, o zaman adalet değil, suç ortaklığı konuşuyor demektir.
Rojin’in katilleri hâlâ aramızda geziyorsa, bu hepimizin güvenliğine bir tehdit değil mi? Toplum olarak sessiz kalmak, bu örtbasın bir parçası olmaktır. Rojin’in ailesinin feryadı, sadece onların değil, adalet bekleyen herkesin çığlığı. Taybet Ana’nın yedi gün sokakta kalan bedeni, Cumartesi Anneleri’nin 1065 haftadır süren nöbeti gibi, Rojin’in davası da vicdanımızın sınavı. Adalet, birilerinin inisiyatifine bırakılamaz!
DNA’lar kime ait açıklansın! Dosyadaki gizlilik kaldırılsın! Rojin’in katilleri ortaya çıkarılsın!
Çünkü adalet, sadece bir kelime değil; bir borç. Ve bu borç, Rojin’e, ailesine ve hepimize ödenmek zorunda!Rojin’i Unutma, Rojin’e Ses Ol!
Yorumlar
Kalan Karakter: