Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi gençler Suriye’nin Kobani şehrindeki çocuklara yardım götürmek için İzmir’den yola çıktılar.
Suruç’a vardıklarında Amara Kültür Merkezi’nde dinlenmek ve diğer illerden gelenlerle tanışmak için mola verdiler.
Basın açıklaması yapılacağı söylendi.
20 Temmuz 2015 saat 12.00 sıralarında açıklamanın yapıldığı Amara Kültür Merkezi bahçesinde korkunç bir patlama oldu.
Bombalı intihar saldırısında saldırgan dahil 34 kişi yaşamını yitirdi.
Canlı bombanın da IŞİD ile ilişkisi olan Dokumacılar grubu mensubu Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu belirlendi.
7 Haziran ile 1 Kasım 2015 arası Türkiye tarihinin en korkunç dönemidir.
Dönemin AKP Genel Başkanı ve Başbakanı, şimdinin Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu’nun “Terörle mücadelede defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz” diye anlattığı zaman dilimi.
5 Haziran’da Diyarbakır’daki HDP mitingine yönelik bombalı saldırıda beş kişi yaşamını yitirdi, 400’e yakın kişi yaralandı.
17 Temmuz 2015’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 maddelik “Dolmabahçe Mutabakatı”nı tanımadığını açıkladı.
20 Temmuz 2015’de Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyelerinin basın açıklamasına düzenlenen intihar saldırısında 33 kişi öldü, 100’den fazla kişi yaralandı.
10 Ekim 2015’de Ankara’daki barış mitingine iki canlı bomba tarafından yapılan IŞİD saldırısında 102 kişi yaşamını yitirdi.
Nuri Gökhan Bozkır.
Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda yüzbaşı rütbesindeyken Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişkisi kesildi.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Necip Hablemitoğlu’nun, 18 Aralık 2002’de Ankara’daki evinin silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili cinayetin katil zanlısı olarak aranıyordu.
Hakkında “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve tasarlayarak öldürme” suçlarından 14 Mayıs 2019’da Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği tarafından yakalama kararı çıkartıldı.
Düzenlenen kırmızı bültene istinaden Ukrayna’da 12 Temmuz 2019’da tutuklandı.
Ukrayna ziyaretinde AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’den iadesini istediği Nuri Gökhan Bozkır’ın, Kiev Şevçenko Mahkemesi’nde yapılan duruşmasında ev hapsinin kaldırılmasına, Kiev’i terk etmeme ve imza atma şeklinde adli kontrole tabi tutulmasına karar verildi.
Eski Yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır, Suriye’deki muhalif gruplar ile Türkiye arasındaki yasadışı silah ticaretini anlattı.
Ukrayna’nın önde gelen haber portallarından Strana’nın muhabiri Aleksander Sibirtsev’e konuşan Bozkır, yasadışı teslimatlara doğrudan nasıl katıldığından söz etti.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nden tasfiye edildiğini ifade eden Bozkır, 2007 yılında yurtdışındaki bağlantılarıyla sayesinde ticarete başladığını ve Gürcistan, İran, Afganistan, Bosna Hersek ve Azerbaycan gibi silahlı çatışmaların olduğu ülkelere; ekipman, yiyecek ve insani yardım malzemeleri tedarik ettiğini söyledi.
Bozkır 2012 yılından sonra Suriye’ye önceleri, hafif silahlar ve mühimmat, daha sonra taşınabilir füze sistemleri, patlayıcılar ve ayrıca silah yedek parçaları götürdü.
Bozkır’ın arşivindeki silah sevkıyatına ilişkin fotoğraf ve videoların yanı sıra dolar dolu valizlerin görüntüleri de Strana’da yayımlandı.
Bozkır, silahların paralarının, Katar üzerinden dolar olarak konteynerlerle, Türkiye’ye getirildiği yedi konteyner dolusu doların askeri üsse taşıdığını dile getirdi.
Bütün para ve silah trafiğinin bir engele takılmaması için jandarma ve MİT’in gözetiminde gerçekleştiğini aktaran Bozkır, Suriye tarafında ise sevkiyatın saha komutanı Halil Harmid gözetiminde sürdüğünü bildirdi.
2012’den 2015’e kadar Doğu Avrupa ve Orta Asya’dan Türkiye adına resmi şekilde silah satın alan Bozkır, eski Varşova Paktı ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerinden gelen silahları Suriye’ye götürdü.
Bozkır, 2012-2015 arasında Türkmenlere 49 kez silah sevkiyatı yaptığını, Türkiye-Suriye sınırına götürülen silahların her ihtimale karşı gizlendiğini, silah ve mühimmat kutuların üstüne yiyecek ve sebze yüklendiğini kaydetti.
Bozkır, Suriyelilere malı teslim ederken, taşınan silah ve mühimmatların maliyetini 2 ila 3 milyon dolar şişirdiklerini, her partiden 10 bin dolar aldığını açıkladı.
Silah taşıyan TIR’ların polis tarafından durdurması üzerine, MİT’in kendisinden acilen yurtdışına çıkmasını istediğini anlatan Bozkır’a, ismi veri tabanında işlenmeden iki saat önce adına Ukrayna’ya bir bilet alındığını ve havalimanına kadar da kendisine eşlik edildiğini aktardı.
Bozkır, kendisine MİT tarafından “yakalanan mallarla ilgili tüm sorunlar çözülene kadar Ukraynalı eşi ve çocuğuyla yurtdışında kalması gerektiği” söylendiğini belirtti.
Ukrayna’dan Türkiye’ye silah ve askeri malzeme satışı teklifi kabul etmemesi nedeniyle Türk yetkililerin adını, “Necip Hablemitoğlu suikastının şüphelisi” olarak Interpol’ün listesine koyduğunu öne sürdü.
Eylül 2015’te Şanlıurfa Akçakale’de IŞİD’e gönderilen patlayıcılar ele geçirildi.
Eski Yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır bu soruşturmanın şüphelileri arasında yer aldı.
Bulunan patlayıcılar kamyona, soğanların arkasına saklanmıştı.
Bu nedenle operasyona “Soğan Kamyonu Operasyonu” adı verildi.
Kayıtlara göre depoda 20 ton patlayıcı olmalıydı ancak 6,5 ton patlayıcı ele geçirildi.
Geriye kalan 13,5 ton patlayıcı bulunamadı.
Soğan Kamyonu Operasyonu’nda sadece Nuri Gökhan Bozkır’ın adı geçmiyordu.
Adı geçenlerden bir diğeri de DNS Savunma Sanayi şirketi idi.
Nuri Gökhan Bozkır, DNS Savunma Sanayi’nin ortakları arasında olmamasına rağmen kurucuları arasında yer alıyordu.
DNS Savunma Sanayi, Bozkır şüphelilerden biri olduktan sonra internet sitesinden adını kaldırıldı.
DNS Savunma Sanayi’nin Türkiye’deki resmi kayıtlarında sahibi Ahmet Arif Sarıtaş.
Ahmet Arif Sarıtaş’ın babası Arif İzzet Sarıtaş ise, Nuri Gökhan Bozkır’ı işe alan kişi.
14 Mart 2017’de, Ukrayna’nın savunma firmalarından Ukroboronprom Genel Müdürü Roman Romanov, Ankara’da tank motoru konusunda anlaşması imzalandığını açıkladı.
Ukroboronprom’un Türkiye temsilcisi ise, Nuri Gökhan Bozkır’ın yöneticisi olduğu Delta Defance Savunma Sanayi şirketiydi.
Şirketin sahibi ve genel müdürü Serdar Özyurt, Türkiyeli ve Ukraynalı mühendislerin kısa süre içinde AR-GE çalışmalarına başlayacağını duyurdu.
Tank motorunun ne için olduğunu anlamışsınızdır.
Altay Tank Projesi’nin ana yürütücüsü, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından “peşkeş çekildiği söylenen”, Katar ve Ethem Sancak’ın BMC firmasına devredilen TSK’nin Tank Palet Fabrikası’ydı.
Delta Defance Savunma Sanayi, ilişkilerin deşifre olmaya başlamasıyla önce firmadan Nuri Gökhan Bozkır ismini çıkardı, ardından da internet sitesini kapattı.
Sedat Peker Youtube üzerinden sekizinci videosunu yayımladı.
Peker videoda, Suriye’de milyarlarca dolarlık pazarda ticaret yapabilmek için önce Cumhurbaşkanlığı İdari İlişkiler Başkanı Metin Kıratlı’nın onay vermesi gerektiğini belirtti. Peker, Kıratlı’nın ardından Murat Sancak ve Ramazan Öztürk’ün isimleri verdi.
Son onayı ise El Nusra’nın İktisadi İşler Sorumlusu Abu Abdurrahman’nın (Abu Şiyma) verdiğini iddia etti.
Murat Sancak, BMC’nin sahibi Ethem Sancak’ın yeğeni.
Ancak Tank Palet Fabrikası’nda Katarlılar dışında bir ortağı daha var: Talip Öztürk.
İşte Sedat Peker’in videosunda ismi geçen Ramazan Öztürk de, Tank Palet Fabrikası’ndaki ortağı olan Talip Öztürk’ün oğlu.
Murat Sancak’ı küçümsemeyin.
Sedat Peker’in videosunda ismi geçen MT Grup da Murat Sancak’ın.
VERA 360, MT Sağlık Ürünleri, MT Bilgi Teknolojileri, MT Seystem, MT Servis, MT Gayrimenkul, MEDİ Salus, Metuas, Deus gibi şirketler MT Grup bünyesinde.
Murat Sancak’ı başka iki olayda daha anımsayacaksınız.
İlki İzmirli iş insanı Ahmet Küçükbay’ın “FETÖ’nün İzmir Babalar Davası” iddianamesinden.
Küçükbay, kendisini için “FETÖ’cü” diyen Sabah gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı ve Star Gazetesi yazarı Cem Küçük’ten şikayetçidir.
Bunun için girişimlerde bulunur.
Gerisini Ahmet Küçükbay’ın ifadesinden okuyalım:
“Yine aynı tarihlerde Star gazetesi grubundan olduğunu bildiğim ve tanıdığım Mesut Sancak‘ı kendi kullandığım telefon numarasından aradım. Durumu kendisine aktardığımda, medya sorumlusunun yeğeni Murat Sancak olduğunu, onunla görüştükten sonra bana dönüş yapacağını söyledi. Mesut ertesi gün bana dönüş yaparak, Murat’ın Cem Küçük ile görüştüğünü söyledi. Benim hakkımdaki köşe yazılarını ve Kanal 24’teki ifadeleri sorduğunda ise, Cem Küçük kendisine İzmir’den bilgi geldiğini, halen benim FETÖ’cü olarak işlere devam ettiğimin bilgisinin verildiğini söylemiş. Murat da kendisine ‘Ahmet Küçükbay’ı bir araştıralım, böyle bir durum var mı, yok mu, bir bakalım; ondan sonra yazarsın’ demiş. Bu konuşmadan sonra da Cem Küçük benim hakkımda yazıları yazmayı bıraktı.”
İkincisi ise “bedava arazi” işi.
4 Aralık 2020’de AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzası ile bir Cumhurbaşkanlığı kararı yayınlandı.
Erdoğan imzasıyla yayımlanan karara göre İstanbul’un Silivri ilçesindeki 172 bin metrekarelik alan Maxicells İlaç Sanayii A.Ş.’ye “münferit yatırım yeri” olarak tahsis edildi.
Peki şirket kime ait?
Elbette Ethem Sancak’ın yeğeni Murat Sancak’a.
Türkiye tarihinin en kanlı beş ayı, Suriye iç savaşı, İslami terör örgütleri, silah kaçakçısı eski Yüzbaşı, iktidara yakın iş insanlarının çetrefilli ilişkileri.
Bu bataklıkta dolar peşindekiler.
Sedat Peker’in Türkmenlere diye yolladığını söylediği kafilenin arasına sokuşturulan silah yüklü TIR’lar.
Kimin kime “çöktüğünün” açıkça belli olduğu, kimin kim için “ricacı” olduğunun bir kez daha gün yüzüne çıktığı ilişkiler.
Acaba sadece Sedat Peker’in anlattığı kadarıyla mı kaldı?
Sadece silah mı kaçırıldı?
Hangi devlet başkanı bu kirli ağı kendi lehine çevirip rakiplerini eledi.
Sadece kazanan iş insanları değil, mallarına “çökülen” iş insanları da var mıydı?
Kimler sessiz kaldı, kimler aleyhte çalıştı?
Resmin biraz daha büyüyen kısmının diğer parçalarını anlatmaya devam edeceğiz…