CHP'nin "Hal-i pür melali"

CHP Kurultayı’nda yaşanan değişim sonrasında Yerel Seçimlerde birinci parti çıkarak büyük başarı elde etmesi ve oylarında yaşanan büyük artış 22 yıllık Ak Parti iktidarının sonunu getirecek ümidi doğurmuştu. İşte bu beklentinin verdiği özgüven ve yaşanan ekonomik sıkıntı nedeniyle Ak Parti’nin oylarının gerilemesi Genel Başkanı Özgür Özel’i ayrı bir havaya sokmuş olmalı başta siyaset bilimcileri olmak üzere kimse tarafından açıklanamayan gaflar sonrası CHP hızla oy kaybederek yeniden ikinci parti pozisyonuna düştü. 
Özgür Özel’in yaptığı gaflar ve akla mantığa aykırı çıkışları sonrası vatandaşlarda yeniden kaygı havası oluştu. Bu işe tek sevinen ise Ak Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Ak Partililer oldu. Zira iktidarlarının sonunun geldiği tasasıyla düştükleri karamsar hava bir anda dağıldı çok rahat bir hareket alanına ve konforuna sahip oldular. 
Siyasetçiler ve siyaseti yakından takip edenler iyi bilir ki, bir iktidarın değişiminin sinyali bürokrasinin yeni pozisyon alması ile belli olur. Son Genel Seçim sürecini iyi hatırlayın. Dönemin CHP Genel Başkanı olan ve 6’lı masanın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Ak Parti Hükümeti’nin başta EYT olmak üzere yapacağı siyasi manevraları harfi harfine bilerek “Kılıçdaroğlu söyledi Hükümet yapıyor” algısı oluşturmuştu. İşte Kılıçdaroğlu’nu öne çıkaran bürokraside Özgür Özel’e olan güven o kadar dip seviyelere geriledi ki CHP’ye gelen bilgi akışı da bıçak gibi kesildi. Örnek mi istiyorsunuz? Suriye Devlet Başkanı Esad Rusya’ya kaçmışken Özel’in hükümete Esad ile anlaşın çağrısı yeterli olur sanırım.
Gerçi CHP’nin gerilemesinin başka sebepleri de var. Kılıçdaroğlu’nu deviren ekibin kendi krallığını kurmak adına herkesi tasfiye etmesi, Kurultay sonrası “Asıl lider Ekrem İmamoğlu” iddialarına karşı düşünülmeden yapılan hamleler, Seçimdeki ihaneti hazmedemeyen Kemal Kılıçdaroğlu ve değişim sonrası bir anda eldeki avuçtaki tüm siyasi gücünü kaybeden yandaşların tavrı da önemli etkenler. 
Öte yandan parti hızla kan kaybederken milletvekillerinin suskunluğu parti tabanında ciddi tepki çekiyor. TBMM’deki performansları yerlerde olan milletvekillerine değil de “Atatürk’ün Partisi” olarak baktıkları için CHP’ye oy veren seçmen vekillerin bu kan kaybı, kötü gidiş ve saçma sapan açıklamalara kayıtsız kalmalarını kabul etmediklerini her fırsatta dile getiriyorlar. İşte o vekiller geçtiğimiz Ekim ayından bugüne Genel Başkanları’nın yanlış çıkışlarına ve partinin daha fazla zarar görmemesi adına bir açıklama yapacaklardı. Ama ne hikmetse 80-85 imza ile yapılması beklenen bu açıklama bir türlü gelemedi, halen bazı isimler çabalıyor ama 80-85 imza hedefi 20’ye düştü bile. Hatta onu bile toplayamıyorlar(!).
Durum o kadar çaresizliğe doğru gidiyor ki bazen; “Özgür Özel’in açıklamalarını partililer ve diğer muhalifler Ak Parti’ye çalışıyor diye nitelendirirken ben iyi niyetimi korumaya çalışarak; belki de Genel Başkanlık görevini başaramadığı yada mecburiyetten böyle davrandığı(!) için başta milletvekilleri olmak üzere kurultay delegesine “Ben battım alın altımdan koltuğu” mesajı veriyordur” diye düşünmüyor değilim. Ne dersiniz bu düşüncem doğru olabilir mi?
GönderMe1: Önce Esenyurt Belediyesi’ne ardından da Beşiktaş Belediyesi’ne yapılan operasyonlar sonrasında siyasi kulislerde yeni bir iddia dolanıyor. Bazı Ak Partili ileri gelenlerinde “Evet bende duydum” dediği iddiaya göre; Görevden alınacak ya da operasyon yapılacak belediyeler listesi belli. Kulislerde dolaşan iddiaya göre birkaç ay içerisinde operasyon yapılması beklenen bu listede 12-13 belediye var ve bunun 3 tanesi İzmir’deki ilçe belediyeleri.
GönderMe2: Vekil ve Belediye Başkanı transferleri ile ilgili Ak Parti’nin önemli isimleri ile yaptığı bir dizi görüşmede aldığım ortak cevap; “Eğer bu durum tam tersi olsaydı CHPli bir cumhurbaşkanı Ak Partili bir belediye başkanını Özgür Özel’in dediği gibi “yarı teşvik yarı şantaj” yoluyla transfer etmeye kalksaydı, o kadar büyük yaygara kopar ve tepki oluştururdu ki siyasi gök kubbe CHP’nin başına yıkılırdı” oldu.