Uzun bir aradan sonra “Nuans”ta tekrar sizlerle beraberiz.
Bu yazımda muhteşem bir diziden bahsedeceğim sizlere. Eğer siz de benim gibi korku/gerilim/gizem hastası biriyseniz, o vakit buraya bir göz atın derim.
Ve karşınızda benim nezdimde muhteşem ötesi bir dizi olan “Penny Dreadful”
John Logan’ın senaristliğini üstlendiği bu dizi, aslında yeni bir dizi değil. 2014 – 2016 yılları arasında yayınlanmış 3 sezonluk bir dizi. Logan dizide biçok karakteri bir araya getirmiş. Neler var bu dizide ve hangi karakterler bir araya gelmiş diye sorarsanız, buna vereceğim cevap “Korku anlamında aradığınız her şey, herkes var” olur.
Mary Shelley'nin "Frankenstein" adlı eserinden "Victor Frankenstein", Oscar Wilde'ın “Dorian Gray'ın Portresi” romanının ana karakteri “Dorian Gray”, Bram Stoker'ın "Drakula" adlı romanından “Mina Harker ve Abraham Van Helsing” ve Robert Louis Stevenson'ın "Dr. Jekyll ve Mr. Hyde'in Tuhaf Hikayesi" adlı romanından “Dr. Henry Jekyll” dizide yer alan isimlerden. Sadece bunlar da değil. Vampirler, kurt adamlar, cadılar, yaşayan ölüler, yaratıklar, iblisler ve daha birçok şey...
Dizideki oyuncular da birbirinden yetenekli ve oyunculuk anlamında kendisini kanıtlamış isimler. Eva Green (Vanessa Ives), Josh Hartnett (Ethan Chandler), Timothy Dalton (Sir Malcolm Murray), Harry Treadaway (Victor Frankenstein), Billie Piper (Brona Croft/Lily Frankenstein), Reeve Carney (Dorian Gray), Danny Sapani (Sembene), Simon Russell Beale (Ferdinand)...
Her birinin oyunculuğu büyüleyici ama Eva Green “Tanrım bu nasıl bir oyunculuk” dedirtiyor insana. Sanki o gerçekten Vanessa ve Vanessa’nın yaşadığı, hissettiği her şeyi yaşıyor ve hissediyor dizide. Belki spoiler vermiş olacağım ama tek bir örnek vereceğim buna dair. Bir sahnede Eva yani Vanessa, Sir Malcolm ile Ferdinand’ın evinde düzenlenen bir partiye, bir toplatıya gidiyor. Büyük bir masada ruhani güçleri olan bir kadının referansında bir ruh çağırma ayini yapılıyor. Normalde bu kadına ruhun gelmesi gerekirken, olan Vanessa’ya oluyor ve “Way be” diyeceğiniz bir oyunculuk ile karşı karşıya buluyorsunuz kendinizi. Ki Eva Green hangi rolde oynarsa oynasın, her rolün üstesinden ziyadesiyle gelen oldukça yetenekli bir oyuncu ve güzelliğiyle de insanı büyüleyen bir kadın.
Dizi, klasik vampir veya kurt adam vs tarzı bir dizi değil. Evet bunlar ve hatta fazlası var ama John Logan’ın tüm karakterleri ele alış ve sunuş tarzı oldukça değişik ve güzel. Diziye başladığınızda olayların ağır ilerlediğini düşünebilir ve başlarda sıkılabilirsiniz ama sakın bırakmayın ve “Penny Dreadful” gibi bir diziden mahrum olmayın derim. Neredeyse tüm korku karakerlerinin bir arada olması da ayrı bir güzellik katmış diziye. Açıkçası bu dizinin beni hayal kırıklığına uğratmasının sadece bir nedeni var. O da 3 sezonla sınırlı kalması ve aynı karakterlerle sezonun devam etmemesi. Dizinin tutması ve izleyicilerin devamını talep etmesi üzerine yine John Logan imzalı “Penny Dreadful: City of Angels” adlı devam dizisi 2020 yılında izleyiciyle buluştu ama şahsen ben, 1-2 bölüm izledikten sonra devam etmedim. Kesinlikle aynı tadı vermedi bana. Evet oyunculuklar ve konu fena değildi , fakat benim nezdimde “Penny Dreadful” un eline su bile dökemez.
Bu çalışma 2014 yılına ait olsa da, eminim birçoklarınız izlememiştir. Çok keyif alacağınızın teminatını veriyorum sizlere. Hem konusuyla, hem oyuncularıyla, hem görsel efeklerle ve daha birçok şeyle gözlerinizi, gönlünüzü dolduracak bu dizi. Ben bu diziyi 3 kez izledim. Bakalım sizler kaç kez izleyeceksiniz :)
İyi seyirler herkese...
TÜLAY YILDIRIM EDE