CHP’de Örgüt Yönetimlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek İzmir’e geldi.
Havayı kokladılar.
Dinlediklerini not aldılar.
Kendilerince uyarılarda bulundular.
Bunlardan en önemlisi, il kongresinde çift başlı görüntü vermemek.
Aslına bakarsanız ilçe kongreleri tamamlandığında, il kongresi için iki ya da daha çok adayın çıkma olasılığının bir hayli zayıf olduğunu herkes biliyordu.
Kimileri güç göstermek için kadro dağıtmaya varana kadar bazı yolları kullanmış olsalar da CHP delegeleri buna izin vermedi.
Şimdilik kol kırıldı, ama yenin içinde kaldı mı orası hala soru işareti.
Birbirinin hamlesini kollayan net iki grup var.
Bu iki guruba çeşitli nedenlerle destek veren grupçuklar da.
Her birinin kendince hesabı var elbette.
Ancak en büyük hesap vekil ya da başkan adayı olanların yaptığı.
Türkiye’nin şu andaki ekonomik göstergeleri olası bir erken seçimi mümkün kılmıyor.
İktidar, en kötü zamanda seçime giderek kendi ayağına sıkacak değil.
O yüzden de ekonomik göstergelerle oynayarak, politik alt yapısını sağlamlaştırmaya çalışıyor.
Kendi için en uygun zaman geldiğinde ise hiç kuşku olmasın erken de dahil olmak üzere her türlü seçim kararı alacaktır.
İşte bu yüzden de ekonomiyi canlandıracağını düşündüğü inşaat sektörünün elini güçlendirmek için var gücüyle çalışıyor.
Önümüzdeki günlerde yeni teşvikler ve desteklerin geleceğini öngörmek de falcılık değil.
İşte böyle bir ortamda CHP’nin il kongrelerinin tek önemli tarafı, kimin il başkanı olacağından çok kimlerin kurultay delegesi seçileceği.
Açık açık söylenmese de hem genel merkezde hem de il kongrelerinde tek merak edilen konu bu.
Bütün gruplar kendilerince kurultay delegesi listesi hazırlıyor.
Listelerin oluşumunda başı çekenler elbette vekil olmayı yeniden isteyenlerle, vekil olmak için kendilerine yol açmaya çalışanlar.
Vekil adaylığı için yolun genel merkezden geçtiğini iyi bilen bu isimler, kurultayda parti meclisine ne kadar kendilerine yakın isim seçtirebilirlerse, kendi şanslarının da o kadar artacağının farkındalar.
Türkiye’nin önde gelen iktisatçıları, önümüzdeki seçimin işsizlik ve ekonomik sıkıntılar üzerine kurulacağına hemfikir.
CHP’nin de büyük olasılıkla kurultay sonrası ağırlık vereceği, genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da her konuşmasında üzerinde durduğu gerçek bu.
Ancak genel merkezin baktığı yer ile örgütlerin baktığı yer pek de aynı gibi değil.
Örgütler daha çok kendi içine dönük, grup ya da insanlar üzerine kurulmaya çalışan politika ile uğraşırken, genel merkez sadece kavgasız kongreler istiyor.
Kimin seçileceği pek de umurlarında değil.
CHP’de genel başkan değişikliğinin beklenmediği kurultay öncesi il kongreleri biraz da o yüzden heyecansız.
Gelecek seçimler, ister zamanında yapılsın, isterse erkene alınsın iktidardan çok, muhalefet için turnusol kağıdı olacak.
Vatandaşın tercihini değiştirmeyi kim başaracak?
İktidarın süsleri mi, muhalefetin eleştirileri mi?