Mubariz Mansimov (Gurbanoğlu), Bodrum Yalıkavak’taki yat limanının hisse devri için kendisine “eksik bilgi vererek zarara uğramasına neden olduklarını” öne sürerek eski çalışanları Fatih Berber, Alaattin Aykaç, Mehmet Ercil, Ali Kemal Çelikten için savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Bu isimler hakkında “nitelikli dolandırıcılıktan” dava açıldı.
20 Aralık 2019’da Fatih Berber, Alaattin Aykaç, Mehmet Ercil, Ali Kemal Çelikten İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na giderek “vatandaşlık görevlerini yapmak istediklerini” söylediler.
Bu isimlerin ifadeleri üzerine açılan davada Mubariz Mansimov’a (Gurbanoğlu) “örgüte yardım etmekten” beş yıl ceza verildi.
Eski çalışanlarından Mehmet Ercil’in Mubariz Mansimov (Gurbanoğlu) hakkındaki ifadesinin bir bölümü ayrılarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen ve 16 Haziran 2020’de “gizlilik” kararı alınan 2020/72158 sayılı soruşturma dosyası oluşturuldu.
Aylar süren soruşturma sonunda İstanbul Cumhuriyet Savcılığı 2021/53918 sayılı karar ile Mubariz Mansimov (Gurbanoğlu) hakkında yürütülen “gizli” soruşturmada “kamu adına yer olmadığı” sonucuna vardı.
Mehmet Ercil’in İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na giderek “vatandaşlık görevini yapmak” istediğini tarih neydi?
20 Aralık 2019.
Savcılık da Mehmet Ercil’in ifadesinin bir bölümünü “hemen” ayırıp başka bir dosya açtı.
20 Aralık 2019 tarihi önemli.
Çünkü Mubariz Mansimov (Gurbanoğlu) hakkında eski çalışanı Mehmet Ercil’in ayrılan ifadesi üzerine açılan soruşturmada başka bir ifade sahibi daha vardı.
Recep Canpolat.
Recep Canpolat da 20 Aralık 2019’da İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na giderek Mubariz Mansimov’u (Gurbanoğlu) suçlayan dilekçe veriyordu.
Tesadüfe bakın, Mansimov’un eski çalışanı Mehmet Ercil ile denizcilik sektörü ile ilgili internet sitesi sahibi Recep Canbolat aynı gün İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na gitmişti.
Ve ne tuhaftır ki Mehmet Ercil ve Recep Canbolat, Mubariz Mansimov (Gurbanoğlu) için açılan ikinci soruşmadaki “delilleri” birlikte toplamışlardı.
Mubariz Mansimov (Gurbanoğlu) BirGün gazetesinden Timur Soykan’a verdiği röportajda, “Recep Canpolat bu yazıları kasıtlı yazıyor. 2009 yılında bir arkadaşım ricası üzerine Recep Canpolat’ın yanıma gelmesini kabul ettim. Reklam vermemizi istedi. Ben adamı sevmedim. Kendilerine ilan vermeyenler hakkında haberler yaptıklarını filan söyledi. Gönderdim” diyerek Recep Canpolat ile arasındaki “kötü” geçmişi anlatıyordu.
Meraklısına not: Recep Canpolat’ın denizcilik ile ilgili haberlerin yer aldığı internet sitesinin sahibi şirketin yanında birkaç şirketi daha var.
Ancak konumuzla alakalı olmadıkları için yazılarımda yer vermedim.
Biz gelelim İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen 2020/72158 sayılı soruşturma dosyasına.
Mubariz Mansimov’un (Gurbanoğlu) eski çalışanı Mehmet Ercil’in “ayrılan” ifadesinin yanında, Recep Canpolat isimli internet sitesi sahibinin de verdiği dilekçenin dosyanın iki önemli “delili” olduğu yazdım.
Peki Recep Canpolat savcılığa verdiği dilekçede neler diyordu?
Recep Canpolat, kendisini ve internet sitesini anlatan girizgahtan sonra Palmali Denizcilik ile yaptığı araştırmaları tam 9 sayfada anlatmış.
İlk söz ettiği konu Mubariz Mansimov’un (Gurbanoğlu) Ermenistan vatandaşı George Termendzhyan’ın ABD’de kurduğu Palmali USA LLC şirketi.
Bu konuda dayandığı belge de Kaliforniya Eyalet Devlet Sekreterliği’nden alınan belge.
Belgenin orijinaline buradan ulaşabilirsiniz ama ben yine de kolaylık olsun diye yayınlayayım.
Bu belgeye ABD’de kurulu şirketin sahibi George Termendzhyan.
Recep Canpolat ise ısrarla şirketin sahibinin Mubariz Mansimov (Gurbanoğlu) olduğunu savunuyor.
Gerekçesi de şirket isminin Palmali olması.
Mubariz Mansimov, BirGün gazetesinden Timur Soykan’a verdiği röportajda bu konuya da “Şirketin kuruluş belgesinde zaten benim adım yok, şirket yetkilim yok. Bu şirket sadece Lev Aslan Dermen’in oğlu üzerine kayıtlı. Yüzde 100’ü onun. Benim şirketimin adını Palmali’yi kullanıyorlar. Benim şirket kurulduktan 9 ay sonra haberim oldu. New York ofisimizin yöneticisi beni arayıp ‘Bizim adımızı kullanıyorlar’ dedi. Ben Lev Aslan Dermen’i arayıp hakaret ettim. Kapattırdık bu şirketi” diyerek açıklıyor.
Devam ediyor Recep Canpolat şikâyet dilekçesine.
Ve bence bildiği/bilmediği şekilde önemli bir hata yapıyor.
AGDASH isimli geminin Mubariz Mansimov’a (Gurbanoğlu) ait olduğunu ve bu konuda açıklama yapmamasının Mansimov için bir nevi “sükût ikrardan gelir” anlamı taşıdığını savunuyor.
Mubariz Mansimov’un (Gurbanoğlu) AGDASH gemisi hakkında neredeyse hiç konuşmadığı kısmı doğru.
Ben de çok merak ettim neden konuşmadığını.
Kendisine yakın kaynaklardan edindiğim bilgiye göre bunun nedeni bir dönem çok yakın olduğu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesine zarar vermemek.
The Black Sea internet sitesinin haberine göre, “Erdoğan ailesi, Man Adası ve Malta’daki offshore şirketleri aracılığıyla milyonlarca dolar değerindeki AGDASH adlı petrol tankerinin sahibi” olmuş.
Petrol tankeri için yapılan anlaşmaya aracılık edenler ise İstanbul’da kurulu Palmali Group’un sahibi Azerbaycan kökenli Türk iş insanı Mübariz Mansimov (Gurbanoğlu) ve Erdoğan’ın yakın dostu SOM Petrol’ün sahibi iş adamı Sıtkı Ayan.
Bu konudaki araştırmayı The Black Sea isimli internet sitesinde yer alan haberden ayrıntılarıyla okuyabilirsiniz.
Zaten Recep Canpolat da savcılığa verdiği dilekçenin bir bölümünde bu konuyu “açıklama yapmaktan kaçındı” diye belirtiyor.
Recep Canpolat İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği dilekçede ABD’ye giderek Mehmet Ercil ile birlikte Amerikan yetkilileri ile görüşmesini ve sonuçlarını da “bir haber kaynağına” dayandırarak anlatıyor.
Ve son noktayı koyuyor Recep Canpolat.
“AGDASH gemisinin İran yaptırımlarını ihlal sürecinde oluşabilecek yeni bir iddianamede, Sıtkı Ayan üzerinden Türkiye’ye yönelik yeni bir operasyonun yapılması, bilerek ve isteyerek kapı aralayanlara karşı uyanık olmak gerektiğini düşünüyorum…”
Hem internet sitesi sahibi, hem o sitede yazıyor, hem Mubariz Mansimov’u (Gurbanoğlu) “örgüt üyesi” diye ihbar eden eski çalışanını yanına alıp ABD’ye gitmiş, hem Mansimov’un Bodrum Yalıkavak yat limanına “gerçeğinden daha az para vererek sahip olmakla” suçladığı Anar Alizade’nin arkadaşı, hem savcı, hem hakim, hem de bilirkişi.
Tek bir sıfatı eksikmiş onu da tamamlamış.
İhbarcı…
Ve tesadüfen bu ihbarı, eski çalışanlarının Mubariz Mansimov’u (Gurbanoğlu) “örgüt üyesi” diye suçladıkları gün yapıyor.
Herhalde masraf olmasın diye aynı gün ortak taksi tutup gittiler.
Başka ne açıklaması olabilir ki?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen 2020/72158 sayılı soruşturma dosyasında “takipsizlik” kararı verildi.
O dosyada dilekçesi bulunan Recep Canpolat’ın anlattıklarının tamamını yazının sonuna ekledim.
Bence Hukuk Fakültesi’nde “örnek” olarak okutulacak bir dilekçe.
Neye örnek derseniz?
Elbette hırsın ve hayal gücünün neler yaptırabileceğine.