“Eğer hak ve adalet talebiniz bir toplumun diğer bireyleri ile paylaştığınız bir hukuki temele dayanmıyorsa ve eşit bir yurttaşlık ilişkisinden kaynaklanmıyorsa yaptığınız şey bir ‘siyasi kapkaççılık’tan başka bir şey değildir.”
Bu sözleri, sevgili Reşat Kutucular’ın 29 Ocak 2020 tarihinde A3 Haber için yaptığı söyleşiden aldım.
Söyleşi yapılan kişi, Demokrat Yargı Derneği’nin eş başkanı Orhan Gazi Ertekin.
Aynı zamanda İzmir Hâkimi.
Tanıyanlar vardır elbette ama Türkiye onu açlık grevini bırakmasının ardından hayatını kaybeden Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek ile ilgili yaptığı yorum ve o yorumlar nedeniyle HSK tarafından soruşturma başlatılmasıyla tanıdı.
Bence a3haber.com’da yayınlanan söyleşiyi yeniden okumanın tam zamanı.
Tek değildi elbette hâkim Orhan Gazi Ertekin.
Onunla birlikte İzmir Karşıyaka Hâkimi Ayşe Sarısu Pehlivan da sosyal medyada “Türküler kimseye zarar vermez” paylaşımı nedeniyle HSK tarafından hem hakkında soruşturma açıldı hem de üç ay süreyle görevinden uzaklaştırıldı.
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kadın kahramanlarından Kara Fatma’yı anımsar mısınız?
9 Eylül 1922 günü, Yüzbaşı Şerafettin, Teğmen Ali Rıza ve Teğmen Hamdi İzmir Hükumet Konağı’nda hafızalarımıza kazılı o bayrak asma görüntülerini verdiler.
9 Eylül’ü çoğumuz öyle anımsarız.
Oysa aynı saatlerde Karşıyaka’ya giren süvarilerin başında, simsiyah atının üstünde, simsiyah elbiseleri, simsiyah çizmeleri, simsiyah tüfeğiyle, esmer güzeli bir kadın vardı.
İşte o kadın daha sonra Seher Erden ismini alan Kara Fatma’dır.
Ölüme karşı yaşamı savunan kadın hâkim Ayşe Sarısu’nun da Karşıyaka Hâkimi olması tesadüf müdür?
Yoksa tarih yeni kişiliklerde tekerrür mü etmektedir?
İki hâkime reva görülen linçe rağmen durdukları yer, tavırları ve geri adım atmadan sözlerinin arkasında durmaları, onlara verilen destekle ters orantılı.
Birkaç açıklama, biraz tepki ve gelinen nokta.
Sessizliğimiz böyle devam ederse vay halimize.
Bir başka örnek daha vereceğim size.
O da bir kadın.
Adı Olcay Senem.
Kars Kültür Müdürlüğü’nde memur olarak çalışırken müdürünün tacizine uğramış.
Kendince bilebildiği her yere başvurmuş ama bürokrasi olayın üzerini örtmüş.
Üstüne üstlük bir de kansere yakalanmış.
Mücadele azmine hayran olduğum bir kadın.
Eğer moraliniz bozuksa.
Eğer bir işi başaramayacağım diye düşünüyorsanız.
Bence sabah yapacağınız ilk iş Olcay Sanem’in gülümseyerek sizi karşıladığı “günaydın” videolarını seyretmek olsun.
Onun umudu, direnişi ve kararlığı da gücünüze güç katacaktır.
Bu güzel ülkede hukuku, demokrasiyi, adaleti, eşitliği güçlü kadın ve erkekler birlikte kuracaktır.
Elbette hep birlikte.
İnzivaya çekilip bekleyenlere ise diyecek sözüm yok.
Onlar seyretmeye devam etsinler.