Yine kayıp silah: Belediye Başkan Yardımcısı'na düzenlenen saldırıdaki ilginç detay

Çiğli Belediye Başkan Yardımcısı Ali Rıza Koçer’e düzenlenen silahlı saldırıyı anımsarsınız.

Saldırganlar altı el ateş etmiş, mermilerden dördü Koçer’in aracının ön kısmına isabet etmişti.

Olaydan sonra pek çok kurgu yapılmış, azmettirici konusunda çeşitli iddialar ortaya atılmıştı.

İzmir polisinin yaptığı çalışma sonucu, Koçer’e düzenlenen silahlı saldırının faili olarak da Binali (Deniz) Camgöz liderliğindeki suç örgütüne operasyon düzenlenmişti.

Savcılık tarafından hazırlanan ve Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianameye göre, Çiğli Belediye Başkanı Ali Rıza Koçer’e silahlı saldırı düzenleyen iki kişiydi.

Esat Candan ve Kasım Kara.

İddianameye göre, Çiğli Belediye Başkan Yardımcısı Ali Rıza Koçer, belediyenin etkinliğine katılmak için, belediyeye ait Akvaryum Kafe’deydi.

Şüphelilerden Kasım Kara dışarıda beklerken, Esat Candan da Koçer’in bulunduğu Akvaryum Kafe’ye girdi.



Dikkat çekmemek için kafede yemek yiyen Candan, hesabı da eski eşi A.Ö.’ye ait kredi kartı ile ödedi.

Ali Rıza Koçer’in kafeden ayrılmasıyla birlikte dışarı çıkan Esat Candan, kendisini dışarıda bekleyen Kasım Kara ile buluşarak beyaz Citroen araca bindi.

Buluşmanın ardından Ali Rıza Koçer’in aracını izleyen şüpheliler, Koçer’in aracını park etmesinin ardından silahla ateş ettiler.

Polisin araştırması ile İzmir’den Manisa’nın Turgutlu ilçesine gittiği saptanan şüpheliler, geçtiğimiz haftalarda İzmir polisinin düzenlediği operasyonla da yakalandılar.



Polisin HTS ve BAZ kayıtları, PTS kayıtları ve güvenlik kameralarından elde ettiği delillerle birlikte savcılığın soruşturma başlatarak dava ettiği şüpheliler Esat Candan ve Kasım Kaya ise ifadelerinde Koçer’e yapılan silahlı saldırı ile ilgilerinin bulunmadığı yönünde ifade verdiler.

Elbette bundan sonrası mahkemelerin.

Gerçek bulanacak ve mutlaka adaletin yerine getirilecektir.

Buraya kadar polisin çalışması ve savcılık araştırması sonucunda elde edilenler ile düzenlenen iddianamede yer alan olağan bilgileri paylaştık.

Ancak iddianamede dikkat çeken ayrıntılar da var.

Örneğin Çiğli Belediye Başkan Yardımcısı Ali Rıza Koçer’e saldırıda kullanılan silah.

Polis, olay yerinde altı boş kovan buldu.

Altı kovanın karakteristik izler içeren görüntülerini Kriminal Polis Laboratuvarı müdürlüklerinde “silahı tespit edilemeyen olaylar” arşivlerinde arattırdı.

Ayrıca Merkezi Balistik Görüntü Analiz ve Tanıma Sistemi’nde (BALİSTİKA) kayıtlı bulunan çap ve tipine uygun kovanların görüntülerinden puanlama ve benzerlik derecesi en yüksek olanlarla karşılaştırdı.

Sonuç şaşırtıcıydı…

Saldırıda kullanılan tabanca Glock markaydı.

İzmir polisi, Türkiye’de bulunması oldukça zor olan bu tabancanın bir başka bağlantısını daha buldu.

Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’nün 23 Ekim 2017 tarihli, 56926264.43751.51316(BLS)/5772/ KOM Şb. Md./17/459 Sor No:75391 sayılı yazısı üzerine Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce düzenlenen ADN-BLS-17-09303 numaralı uzmanlık raporuna göre, HDT830 seri numaralı Glock marka yarı otomatik tabanca 10 Ekim 2017’de Gaziantep’te M. G. İsimli bir başka şüpheli tarafından kullanılmıştı.

Olaydan sonra da polis tarafından el konulmuştu.

İzmir neresi, Gaziantep neresi diyeceksiniz?

Ama asıl sorun uzaklık değil.

Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’nün 21 Nisan 2020 tarihli yazısına göre tabanca kaybolmuştu.

Evet yanlış duymadınız.

Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’nün el koyduğu tabanca, Ocak 2020’de İzmir’de Çiğli Belediye Başkanı Ali Rıza Koçer’e düzenlenen silahlı saldırıda kullanılmış, sürdürülen soruşturma sonucunda üç ay sonra Gaziantep’ten kaybolduğu ortaya çıkmıştı.

Nasıl bir tesadüf?

Kayıp tabanca konusu çok önemlidir.

Çünkü aynı suç örgütüne düzenlenen operasyonla yakalanan AKP İzmir eski İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtulmuş’un öldürülme olayının zanlısı Yener Toğa, cinayet talimatını aldığı kişilerle istihbaratçı bir polis aracılığıyla iletişime geçtiğini iddia etmişti

İstihbaratçı polislerin adının karıştığı cinayetler, polisin el koyduğu silahın emniyetten kaybolup suç örgütlerinin eline geçmesi ve saldırıda kullanılması çok da yabancısı olduğumuz konular değildir.

Türkiye için karanlık 1990’lı yılların kamu görevlisi, mafya, itirafçı üçgeniyle nasıl kuşatıldığını hepimiz anımsarız.

Suikastları, faili meçhulleri henüz unutmadık.

O yüzden bu soruşturmaya sadece basit suç örgütü diye bakamayız.

Çiğli Belediye Başkan Yardımcısı Ali Rıza Koçer’e düzenlenen silahlı saldırı sonrası elde edilen bilgiler, aslında çete denilen şeyin, kamu gücünün yol vermesiyle palazlandığını bir kez daha gözümüze sokuyor.

Demokrasinin işlemediği yerde çeteler konuşuyor.

Umarım, adalet tam işler de hepimiz gerçeği öğreniriz.