Var mıydı desem? Kim kaybetmiş mi desem? Şöyle bir bakalım mı adalet arayışımıza;
"Muğla'nın Marmaris ilçesinde yarım asırdır süren mülkiyet davasını köylülerin lehine sonuçlandıran avukat Yalova'da üstlendiği 78 yıldır devam eden arazi davasını kazanarak köylüleri sevince boğdu." Bir ömür adalet torunlara miras bırakılmış. "Adalet" adliyede aranır adaleti aramak içinde para gerekir. Malum dava açmak adalet aramak maliyetlidir. Öyle herkes de "Adalet" arayamıyor ki. Sonra bilmez kişi raporları, sonra trajik Adli Tıp raporları. Komedi filmi gibi sanki. Yaşayanlar, okuyanlar şaka mı bu derler.
Birde yüce Türk Milleti adına vicdanen karar veren adil hakimlerimizin kararlarının çoğu temyizde bozulur. Hakimlerimizin özellikle sanki bozulacak karar verirler ve sanki baktıkları pek çok davada dosyaları okuyamazlar koca klasör nasıl okusun? Nasıl okusun da…
Okumadan da nasıl adil karar verilir ki?
Süre uzar da uzar. Gecikmiş adalet adalet mi zulüm mü?
Mesela çok net davalar var fail belli, suç belli fakat olmaz yıllar sürmeli. Ne bu adalet mi? Hak aramak mı? Mağduriyet? Suçluyu, suçu korur gibi bıktırma, yorma oluruna bırakma mı?
Yok vazgeçmiyor. Yıllar sürüyor siz davanızı takip mi ediyorsunuz. O zaman bu sabrınıza, sanki adliye kapılarında yaşamanıza bir lütuf gibi bir sus payı, al bunla yetin der gibi bir parça adalet.
Sahi bu adalet suçluları mı korur. Yoksa haklıyı haksızdan ayırt edip de CAYDIRICILIK ilkesi gereği, emsal karar çıkarıp da aynı suçun bir daha işlenmemesi için tedbir mi alır?
Ya iyi hal indirimi?
Kusura bakmayın da biraz vicdanı sızlatıyor. Sen tecavüz et ya da kadın döv sana ödül iyi hal indirimi.
Yüce Türk Milleti adına karar verenler
Verdiğiniz kararlar yüce Türk Milleti'nin vicdanını rahatlatmıyor biliyorsunuz değil mi.
Son günlerin modası tutukla, serbest bırak, sonra tekrar tutukla sonra, tekrar serbest bırak!
Tencere tava, herkes bir hava!