Demokrasinin gerçek anlamda yaşanmadığı ülkelerde, siyasi partilerden ve liderlerinden demokrat olmalarını beklemek çok normal bir durum değildir.
Bu nedenle 25-26 temmuzda gerçekleşen CHP kurultayının demokratik olup olmadığını tartışılacak bir yanı yok. Olması istenenler için gerekli koşullar önceden hazırlanmış ve her şey olağan seyrinde gerçekleşmiştir.
Kurultayla ilgili beni şaşırtan tek şey; her CHP kurultayının potansiyel genel başkan adayı olan Muharrem İnce’nin bu kez aday olmayışı idi.
Bunun şaşkınlığını ancak üzerimden atmışken baktım ki bu kez iş büyümüş. İki-üç gündür ortalık Muharrem İnce’nin parti kuracağı haberiyle çalkalanıyor.
Hürriyet Gazetesinden Yalçın Bayer’in köşesine taşıdığı iddiaya göre İnce 15 Eylül de partisinin kuruluşunu Hakkari de ilan edecekmiş. Efendim bu parti “Atatürkçü, laik, ortanın solu, milli değerlere bağlı, CHP’nin yapamadıklarını yapacak, üç-beş oy için kendi ideolojisinden ödün vermeyen Atatürkçü bir parti” olacakmış. Bu söylem nedense Sayın İnce’nin Lozan antlaşmasının yıldönümünde ibadete açılan Ayasofya’da kılınacak cuma namazına davet edilirse gideceğini beyan edişiyle çelişiyor gibime geldi.
Ayrıca bu partinin halkın talebi olduğu ve yapılan ankette %12.4 oy oranı olduğu iddiası da ortalarda dolanıyor. Aylar önce kurulmuş olan Deva Partisi ve Gelecek Partisi anketlerde %2-3 bandında görülürken, henüz kurulmamış ama adının “Ulusal Parti” olacağı söylenen partinin %12.4 lük oy oranı hangi anketlerde ortaya çıktığını da ayrıca merak ediyorum.
İki gündür konuyla ilgili sessizliğini koruyan Muharrem İnce bugün şöyle bir tweet paylaştı; “Bu süreçte bir gazeteye, haber ajansına konuşmadım, açıklama yapmadım. Memleket için doğru olduğuna inandığım bir karar aldığımda kararımı açıklarım. Herkese iyi bayramlar.”
Okuduğumdan anladığım şu; bu bir "parti kurmuyorum" açıklaması değil. Bu daha çok " valla duruma bakıyorum, ölçüp biçiyorum, hem nalına hem mıhına vuruyorum, işe yarar sonuç elde edersem parti kurabilirim" açıklamasıdır.
Kaybettiği cumhurbaşkanlığı seçimi gecesi “Adam kazandı” diyecek kadar açık ve net mesajlar atabilen Sayın İnce, parti kurma söylentilerinin üzerinden iki gün geçtikten sonra böyle lastikli bir cümleyle bir tweet atıyorsa, o tweet ancak böyle anlamlandırılır.
Merak ettiğim şeyler de var tabi;
Örneğin; yazılanlara göre 15 eylülde Hakkari’de kuruluşu ilan edilecek olan bir partinin genel başkanı olacak olan Muharrem İnce CHP den istifa etmiş midir?
Üyesi olduğun partiden istifa etmeden başka partiye üye olamazken,kaç dönem milletvekili olduğun partiden istifa etmeden parti kuruyor olmak nasıl bir siyaset türüdür?
İstifa etmemiş ve her hangi bir parti kurma girişiminde bulunmamış ise niye net bir açıklama yapmaktan çekinmektedir?
Yoksa, 24 haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimi gecesi CHP adayı olarak aldığı %30.6 oyu seçim gecesi “adam kazandı” mesajıyla ortalıktan kaybolduğunda heba ettiğini unutup, “parti kuruyorum oylar bölünecek” blöfüyle olası erken seçimde CHP’yi kendisini yeniden aday göstermeye zorlamaya mı çalışmaktadır?
Ortada dolanan “İnce parti kuruyor” haberleri maksatlı söylentiler bile olsa net bir açıklamayla yalanlamamak, iktidarının en zayıf döneminde AKP nin değirmenine su taşımaktır ve bu da Muharrem İnce’nin üzerine yapışacaktır.
Ülke; ekonomik kriz, işsizlik, pahalılık, salgın hastalık ve yönetilemeyen krizlerle freni patlamış kamyon hızıyla yok olmaya doğru giderken zaman bölünme değil birleşme zamanıdır…
Her yazı yazmasını öğrenen köşe yazarsa ortaya böyle saçma sapan makaleler çıkar.Tüm küskün seçmenleri toparlayacak GERÇEK bir muhalefet partisine KARŞI çıkmak ANCAK bir troll kafasıdır.Bu da siz de var.