AKP’nin iktidar olmasından hemen sonra 2003 yılı Ocak ayında çıkarılan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda bugüne iki yüze yakın değişiklik yapıldı.
Tartışmalar bitmedi ve iktidar kanunu yeniden değiştirmek için kolları sıvadı.
“Nas ne diyor?” başlıklı yazımda değişen yasanın kamu kaynaklarının denetimsizce kullanılmasına yol açtığını özellikle de en çok istismar edilen “pazarlık usulü” olarak da bilinen 21. maddesine değindim.
Hafta içinde pek çok eleştiri/öneri aldım.
Özellikle de iktidar partisi üyesi/taraftarlarından.
İhale Yasası’nın çoğunlukla “iktidar” tarafından kullanılsa da muhalefete ait belediyeler ve benzeri “kamu kurumu” niteliği taşıyan yerlerde de kullanıldığını söylediler.
Ve tıpkı iktidar gibi, kamu kaynaklarının kullanımında muhalefetin de “benzeri” yolları kullanmakta olduğunun altını çizdiler.
Doğruya doğru.
Mevcut yasa, sadece iktidarın değil belli ki muhalefetin de “işine” geliyor.
Öyle olmasa, “pazarlık usulü” maddesine sığınarak ihale yapmazlar.
En azından daha “şeffaf” bir maddeye sığınarak kamu kaynaklarının adil olarak dağıtılmasını sağlarlar.
Bu da sanırım “siyasetin” güncel hali.
Yetki kimde ise, kaynakları “yetkisi” içerisinde dağıtıyor.
Sıkıntının temeli “sistemden” kaynaklansa da yararlanmak isteyen bir biçimde iktidar-muhalefet ayrımı olmaksızın işine geleni uyguluyor.
Bu yüzden de iktidar partisi üyelerinin “muhalefet de yapıyor” eleştirilerine katılıyorum.
İhale yasasındaki boşluklardan iktidarın yanı sıra muhalefetin de yararlandığı konusunda hemfikir olduğumuza göre, örneklerimi verebiliriz.
“Nas ne diyor?” diye sorduğumuza göre, “Adalet ne diyor?” diye de sorabiliriz.
Onu da iki örnekle bağlayalım.
İlki CHP’li Aydın Büyükşehir Belediyesi.
Biliyorsunuz özellikle İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “FETÖ BORSASI” davasında Aydın ile ilgili önemli iddialar vardı.
Dosyası ayrılarak Aydın’a gönderilen soruşturma halen sürüyor.
Biz ise Aydın Büyükşehir Belediyesi ile ilgili başka bir soruşturmaya dönelim.
Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2015/17756 soruşturma, 2022/1511 esas ve 2022/132 sayılı iddianame hazırlandı.
Gönderildiği Aydın 1. Ceza Mahkemesi tarafından da iddianame kabul edildi.
Önümüzdeki günlerde yargılama başlayacak.
İddianame uzun ama özetini söyleyeyim.
Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ile görevi kötüye kullanma.
İddianamede ilginç ayrıntılar var.
CHP’nin Bursa İl eski Başkanı’nın da adının karıştığı iddia edilen olay ise en ilginci.
Savcılığa göre Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ASKİ, işlerinde kullanmak için bilgisayar yazılımı almak istiyor.
Açık ihale yapsa “herkes” ihaleye girecek.
Ama belediye “yandaşı” girsin ve kazansın diye ihale kanunun boşluğundan yararlanıyor.
Açık ihale yerine “doğrudan alım” yapabilmek için ihaleyi parçalıyor.
Yani tek seferde alınacak yazılım için doğrudan alım sınırları içinde birden fazla ihaleye çıkılıyor.
Tesadüf ya bu doğrudan alımları hep “aynı firma” kazanıyor.
Böylece kamu kaynağı “istenilen” firmaya gidiyor.
Acı acı güldürecek durumlar var iddianamede.
Savcılık ihaleleri mercek altına alırken “bilirkişi” desteği de alıyor.
Bilirkişiler de dosyalar ve sistem üzerinde “detaylı” inceleme yapıyor.
Ortaya ne mi çıkıyor?
Alınmak istenen yazılım ihale yapılmadan çok önce “sisteme” yüklenmiş.
Yani önce sisteme program yüklenmiş, sonra ihale yapılmış.
Bir nevi eline yüzüne bulaştırma örneği.
Elbette bunu gören bilirkişiler durumu kayda almış ve bütün bu iddialar şimdi savcılığın iddianamesinde var.
Yargılama sırasında “gerçek” elbette ortaya çıkacak.
Ama bu iddianame gösteriyor ki, “adalet” sadece söz ile olmuyor.
İnanmak ve uygulamak gerekiyor.
İkinci örneğimiz ise İzmir’in Güney’indeki sınır ilçesi Selçuk’tan.
Selçuk Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürlüğü 12 personeli 10 ay 9 gün çalıştırmak üzere Çağrı Merkezi hizmet alım ihalesine çıkar.
İhale kayıt numarası: 2021/3680.
İhale 3 Şubat 2021’de yapılır.
İhalenin yaklaşık maliyeti de 601 bin 253 lira 40 kuruştur.
İhale dokümanını 4 firma satın alır.
Dört firma da teklif verir.
Ancak bir firmanın teklifi geçerli sayılır.
Geçerli sayılan teklifin sahibi ile 22 Şubat 2021’de 563bin 336 lira 16 kuruşa sözleşme imzalanır.
Peki ihaleyi kim kazanmıştır?
Efes Selçuk Proje Yönetimi Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi.
Herşey “kitabına” uygun.
Gerçek öyle mi?
Elbette hayır.
Gelin ihaleyi kazanan firmayı birlikte inceleyelim.
Efes Selçuk Proje Yönetimi Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi 24 Aralık 2019’da Selçuklu iş insanı Yusuf Dereli tarafından 4 bin lira sermaye ile kuruldu.
Esas sözleşmesine göre 150’ye yakın alanda faaliyet gösteriyor.
Ne oluyorsa; Yusuf Dereli 24 Ocak 2020’de bütün hisselerini Selçuk Belediye Başkanlığı’na devrediyor.
Şirket böylece Selçuk Belediye Başkanlığı’na bağlı hale geliyor.
22 Şubat 2022’de Selçuk Noterliği’nin onayı ile şirket sermayesi 6 milyon 440 bin liraya kadar çıkıyor.
Sermayenin büyük kısmını da Selçuk Belediyesi’ne ait taşınmazlar oluşturuyor.
Gördüğünüz gibi.
İzmir’in Selçuk Belediyesi de tıpkı “iktidarın” yaptığı gibi ihale yasasının “boşluklarından” yararlanmayı iyi biliyor.
Taşerona karşı ama belediyenin kendisi taşeron.
Elbette iktidarın “kadro” kıskacı var.
Elbette iktidarın muhalefeti “kuşatma” çabaları var.
Ama görülüyor ki muhalefet de iktidarın yarattığı ve yandaşları için kullandığı “nimetlerden” yararlanmada sakınca görmüyor.
Hal böyle olunca da iktidara olan destek hala nasıl yüzde otuzlarda diye soruyoruz.
Çünkü vatandaş sanıldığı kadar “aptal” değil.
İzliyor, görüyor, karar veriyor.
Karar verirken de “fark” arıyor.
Bulamadığı farkın tercihini iktidardan yana kullanıyor.
O zaman da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “adalet” yürüyüşü de sözü de havada kalıyor.
Kim tarafından?
Yine CHP’liler tarafından…
Ak parti CHP TARİŞ (1) Geçtiğimiz hafta sevilen sayılan bir İzmir milletvekilinin zeytinlideki Denize sıfır arazinin 49 yıllığına Ensar vakfına kiralanması gündeme damgasını vurdu. CHP li sayın vekil balkanlı bir vatansever. Ancak bahse konu arazinin 49 yıllığına Ensar vakfına verilmesi önemli değil. Neden.? İzmirli sayın vekillerin ve CHP ye gönül verenlerin bilgisine. Tariş zeytinyağında birlik yönetimi otuzbeş yıldır CHP ağırlıklıdır. Son 15-20 yılda sadece CHP lilerin yönetimindedir.Birliğin en baba başkanıda “zeytinin babası”dedikleri körfezli başkan. Bir sürü atraksiyon yaparak kamuyu uyutup sanki görevi bıraktı. Ama mirasçıları olan bir Başkan ve yönetimi,ankaralı bir müdür birde çok çok yakın arkadaşı basın müşaviri hanıma bıraktı. Körfezli Başkan TARİŞ zeytinyağında durumun çöküş sinyali verdiğinin bilincinde idi heralde.TARİŞİN Alsancak arsalarıda,satılınca kalmanın bir anlamı kalmadığını, görevini tamamlamanın, rahatlığını huzurunu, düşünmüştü heralde. TARİŞ zeytinyağını basın müşaviri ve genel müdür ile birlikte uzaktan yönetmek daha iyi idi öylede oldu. Şimdiki dayı başı başkanmı.? geç.Hiç bir şeyin farkında değil. Tarişin bayan basın müşavirine Ak partinin eski bir il başkanı adaylık teklifinde bulundu. Konu haberde oldu okunması yaygınlaşmadan kaldı veya kaldırıldı. CHP li Zeytinyağı birliğinin körfezli başkanı ve yönetimi Alsancak İşletmelerinin yıkım İşlerini Ak partililere verdi. Daha sonra İnşaat hurdalarıda ayni Ak partililere verdi. Onlarda Ak partili arkadaşlarına devretti. Bu arkadaşları adı geçen vakfın şimdiki yetkilisi. Hal böyle İken Zeytinlideki arazinin Ensar vakfına verilmesine,CHP nin itirazı niye. Ensar vakfının çekincesi varsa,CHP liler işlerini,bu Ak partililere niye veriyor. Dahası var; Tariş zeytinyağının CHP li Genel müdürü ve. Başkanı Zeytinyağı birliğine ait Atatürk organize sanayiindeki,tüm inşaat ve tank yapım işlerini yine Ak Partililere verdi. Sanki CHP liler,TARİŞ,AK partililer elektrik ağı veya şebekesi gibi.O zaman Ak partiye veya vakfa diyecek söz kalırmı. Hemde Tankları galvanizli olması gerekirken demirden yapıp boyadılar. Ak partililere TARİŞ”in işlerini bir önceki Birlik başkanı (yani “zeytinin babası denilen körfezli Başkan”)ve yönetimi verdi şimdikiler devam ediyor. Sadece bunlar değil daha önemlisi alsancaktaki arsaların satışında sorun olmaması İçin belediye meclisindeki Ak partililer ile temas edilerek olumlu oy vermeleri sağlandı. O tarihte Ak partisinin il başkanı kimdi.Mesleğini hep merak ettim. Ak partide bu hususlarda şikayetçi olabilecekleri etkin kılmamak İçin isim listesi verdikleri iddiaları var. Chp li yönetimin sendikaya üye oldukları İçin CHP li işçileri attılar. Sonra bu insanlara destek olunmaması İçin kendi partili vekillerini aradıkları iddiaları var.Kim bu vekiller ve kim aradı.İşçilere manevi destek verdim diye beni dahi terörist olmakla suçladılar. O gün CHP liler neredeydi. Gelelim konumuza, Ak partili üyelerin desteği ile tariş arsalarının plan proje işleri sorunsuz meclisten geçmiş oldu. Alsancak arsalarının onayına evet diyen Ak partililer kimlerdi. Bu arsaların satışında aracı kimlerdi,kurumun genel müdürünün eski başkanın bu kimseler ile ilişkileri neydi. Kamunun ve çiftçi ortakların hepimizin malı olan arsalar İçin daha para alınmadan tapu devri,nasıl yapıldı,niye yapıldı. Arasalar iki el değiştirdi. İki kez el değiştikten sonra geri alınması imkansız olabiliyor. Yetim hakkı günah Sayın vekiller önce bu satışın peşine düşmeli hatta 4 birliğinde satış sözleşmelerini araştırılmalı. TARİŞ”in bilançoları dahi konsalide değil. Açık net bariz bir delil olarak durmakta olan bu konuya Savcılık bakmadı dahi. Çünkü ticaret bakanlığı müfettişi konuyu raporuna koymadı bir şey yoktur diye savcılığa gönderdi.Daha vahimi; TARİŞİN genel müdürü arsalar İçin yapılan görüşmelerde alıcıların Cumhurbaşkanına yakın Ak Partililer olduğunu ifade etti.Peki kimlerdi bunlar kendisi biliyor. Bir konuda İzmirin en büyük Gazetesi CHP Li belediyeleri affetmezken TARİŞ’in bu yetkilileri ile Alsancaktaki arsalarının durumuna ilgisiz. Acaba tarişin basın müşavirinin hatırınamı. Birde sağı solu arayarak ağız arıyorlar. Tariş zeytinyağı birlik müdürü; Eski ticaret bakanlığı müfettişi ve birliğinde atamalı eski denetim kurulu üyeliğinde bulunmuş imam hatip mezunu bakan yardımcısı arkamda diye öğünüp durmakta. Neden TARİŞ Genel Müdürü Ankara’da ticaret bakanlığı güçlendirme vakfında kamu zararı yarattığı İçin devlet memuriyeti görevine son verilen zat. Sonrada esnaf dernekleri genel başkanlığına danışman yapılan kişi. Altınova kooperatifini kurtarmak İçin esnaf kefalet kooperatifleri genel müdürlüğünden çıkmadığı,genel müdürlükçede himaye edildiği iddiaları ayyuka olan yasa korkusu olmayan bir zat. Körfezli başkanın önerisi ile genel müdürün yönetimi Ankara’ya götürerek Ak Partili çok üst düzey bir bürokratı ziyaret ettikleri biliniyor. İddialar Ankara’daki ziyarette tam destek aldıkları yolunda Alınan destek şartı ise birlik genel müdürü Görevde kaldıkça TARİŞ zeytinyağının Daha bitmedi; Ak partili Balıkesir büyük şehir belediyesine garaj yapılması İçin TARİŞ bir arsa daha sattı. Satış ne kadar sağlıklı acaba. Meclis araştırması önemli değil şayet vakıf yasal olarak almışsa sonuç hiç. Öncelikle yazdığım ilişkilere bakılmalı.Kamu oyunu fuzuli üzmenin alemi yok.TARİŞİN teftişini sağlamak İçin gensoru verilmeli. TARİŞ tarım kredi kooperatiflerine bilanço veremedi neden acaba.CHP nasıl kooperatifçi.Kısaca hangi CHP ye oy vereceğiz. Devamı haftaya
Olay çok açık muvazaa yani gerçeği örtmek amaçlı yapılan usüülsüzlük Aslan gibi cezasında var bu ihale yasası ile yapılan geçmiştede yapılırdı masa ayrı sandalyeleri ayrı alınır dı ana takım olduğu belli olduğu halde hadi abi ya hukuku aldattığını sanıyorlar adam gibi hukukçu bunları yapanların canına ot tıkar. Yazınıza bakarsak geleceğe ait beklenti masal Ben bir yazı atayım dize;