Kastamonu’nun Bozkurt ilçesini vuran sel felaketi eski bir tartışmayı gündeme taşıdı.
İmar düzenlemeleri ve imar afları.
Bozkurt’ta Ezine Çayı’nın yatağının daraltılması, dere yatağına konut yapılması selde can kaybını arttıran nedenler oldu.
Bunca felaketin ardından yalnızca yıkılan Ölçer Apartmanı’nın müteahhidi tutuklandı.
Acaba sadece dere yatağına konut yapan müteahhit mi suçlu?
Orada yapılaşmaya izin veren, projeleri onaylayan, imar planı değişikliklerini yapan belediyeler ile sık sık kaçak binaları “affeden” iktidarlar suçla değil mi?
Ve bu göz yummaların siyasi parti ayrımı yapmaksızın neredeyse bütün yerel yönetimlerce benimsenmesi doğru mu?
AKP iktidarı 2019 yerel seçimlerinden önce imar affı çıkardı.
Gerçi kendileri af yerine “barış” olarak kamuoyuna sundu ama bildiğiniz af işte.
İşte bu barış ya da imar affından milyonlarca insan yararlandı.
Devletin kasasına da milyonlarca lira girdi.
İktidarın barış olarak sunduğu imar affından sadece iktidar taraftarları değil, iktidara karşı olanlar da yararlandı.
Bunlardan biri de İzmir Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı.
Başkanı Karakayalı, tapuda eşi Lütfiye Karakayalı adına “kirazlık” olarak kayıtlı bahçesine yaptığı havuzlu villa için iktidarın “barış” düzenlemesine sığınarak yapı kayıt belgesi aldı.
Böylece kaçak yapı bir anda yasal hale geldi.
Ama gerçek öyle değildi.
Yapılan şikayetler üzerine, alanın uydu görüntülerini inceleyen İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, yapının 10 Kasım 2020 tarihli uydu görüntüsünde olmadığı, 10 Kasım 2020 tarihi ve sonrasına ait uydu görüntülerinde yer aldığını tespit etti.
Bunun üzerine söz konusu villaya verilen “yapı kayıt belgesi” iptal edildi.
İptal kararı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından bir aydan daha önce Kemalpaşa Kaymakamlığı aracılığı ile belediyeye iletildi.
Yazıda özetle, “kaçak yapıyı hemen yıkın” deniyordu.
Aradan geçen zaman içinde ne oldu?
Başkan Karakayalı’nın eşine ait “havuzlu villa” yıkılmadı.
Yıkılır mı?
Karakayalı başkanlık koltuğunda olduğu sürece yıkılmaz.
O arada yeni bir imar “barışı” çıkarsa, başkanın kaçak villası da kurtulur.
Peki, Başkan Karakayalı’nın eşinin üzerine kayıtlı kiraz bahçesine yaptırdığı “havuzlu villa” Kemalpaşa’da bu konuda tek örnek miydi?
Elbette hayır.
O dönemde yapılan başvuruları yeniden inceleyen Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, geçtiğimiz hafta başka bir “kaçak yapıya” daha yapı kayıt belgesi verildiğini belirledi.
Ben şaşırmadım, siz şaşırır mısınız bilemem.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün bu kez belirlediği “kaçak yapı” da Kemalpaşa Belediyesi Başkan Yardımcısı Mehmet Türkmen’in eşi Esin Türkmen’in üzerine kayıtlı görünen Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki araziye ait.
Kemalpaşa İlçesi Ulucak Mahallesi 3926 parseldeki arsa üzerine yapılan yapı için “imar barışı” kapsamında alınan yapı kayıt belgesini yeniden inceleyen Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, yapının 7 Ağustos 2018’den sonra yapıldığını belirleyerek belgeyi iptal etti.
Sonra ne oldu?
Tıpkı Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı’nın “kaçak havuzlu villası” gibi Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü kaymakamlık aracılığı ile belediyeye yazı yazarak kaçak yapının “bir an önce yıkılmasını” istedi.
Geçtiğimiz hafta da kararı iletti.
Muhtemelen belediyeye ulaşmıştır.
Sizce ne olur?
Bence de başkanın havuzlu villası için ne yapıldı ise o yapılır.
Başkan o koltuktan gidene kadar kimse o iki kaçak yapıyı da yıkamaz.
Bizim dilimizde bu yaşanan uygun dek bir deyim var.
“İmam pırtlarsa, cemaat ne yapar?”
Gerçi ben biraz kibarca yazdım ama siz anladınız onu.
Kişisel çıkar böyledir işte.
Sadece iktidar değil, muhalefet bile işine geldiği zaman “kaçak” yapar.
Kabahat baskanda mi iktidarda, yeterli yasaların bosluklarında mi?haydi coz cozebilirsen