15 TEMMUZ darbe girişimini düzenleyen Hurufi sapkın Feto çetesi, toplumun genleriyle ve hafızasıyla oynuyor gibi. Vesayeti kaldıracağız diye, bir takım operasyonlar yapıp yeni ve daha korkunç bir vesayet rejimi (ki vesayetten öte faşist sapkın teolojik bir rejim) oluşturmak isteyen bu çete yöntem ve katliamlarıyla eski vesayet rejimine rahmet okutur oldular. İşte tam da bu süreçte eski vesayet rejiminin darbesever bülbülleri kanal kanal dolaşıp, topluma demokrasi dersi vermeye başladılar. Yani zımnen diyorlar ki "bizim kıymetimizi bilmediniz, irticayla mücadelede haklıymışız demek ki" söylemlerinde bulunuyorlar... Oysa dün gece ki programda bazı "demokratik" söylemlerde bulunan eski Genelkurmay Başkanı da itiraf etti ki, irtica ile mücadele adına TSK'dan atılanlar arasında tek bir Feto mensubu olmayıp, atılanlar dindar ve samimi insanlardı.
Ordu içinde Jakoben Kemalist cuntacılara muhbirlik yaparak bu dindarların tasfiye edilmesiyle rahat manevra alanı bulan bu teröristler, öyle bir palazlandılar ki, Ergenekon davalarını sulandırdılar ve böyle köklü bir cunta geçmişine sahip Kemalistleri bile tasfiyeye giriştiler.
Yani özetle diyorum ki, Feto teröristlerinin bu duruma gelmelerinin en büyük sorumlularından biri de "Cici İslam, ılımlı İslam, Amerikancı İslam" diyerek onlara sahip çıkan Kemalist cuntacılardır, tek sorumlu onlar olmasa da bu böyledir. Hal böyleyken şimdi AK Parti'yi eski vesayetçi Türkiye'ye iman ettirmeye çabalayan bu eski Türkiye artıklarının faşist zihniyetlerini biliyoruz ki; İlker Başbuğ dünkü röportajında bunu "herkes dilediği gibi düşünmekte serbesttir.ancak ortak paydamız Atatürkçülük (Kemalizm)tür" diyerek bunu çok veciz bir şekilde ifade etti...
Bunlarda demokrasi ve demokratlık Anıtkabir duvarına toslayıncaya kadardır. Bunu biliyoruz. Bizde diyoruz ki, "hayır sayın Başbuğ, ödünlerle besleyip büyüttüğünüz Feto katillerini bize ölüm diye gösterip, bizi Cuntacı Kemalist bir sıtmaya razı edemezsiniz." Türkiye eski Türkiye olmadığı gibi ,göğsünü tanka siper eden bu halk eski halk hiç değil .Bu halk artık sıtma ve hatta ölüm duvarını yıkarak sağlıklı bir toplum olma özlemini döktüğü kanıyla perçinledi. Ne eski vesayetçi Türkiye, ne de darbeci katillerin düşlediği Türkiye'ye geri dönüş yok..
Üstat Bediüzzaman'ın tabiriyle, "ESKİ HAL MUHAL,YA YENİ HAL YA İZMİHLAL"