Sömürgecilik ve Emperyalizmin tarihini bilenlerin diline pelesenk olmuş iki söz vardır. ”Dünyayı Amerika, Amerikayı da İngilizler yönetir” ve “Yeryüzünde sadece Amerikada darbe olmaz, çünkü sadece orada ABD Elçiliği yoktur” derler ki; bu deyimler yaşanan olaylar sonucu edinilmiş tecrübelere dayalıdır. Günümüzdeki FETÖ yapılanmasının sağlıklı analizinin yapılabilmesi için bu tür yapılanmaların tarihi arkaplanını ve efendilerini iyi teşhis edebilmek gerekir.
Yıl 1880’ler ingilizler Hindistan'ı işgal etmiş, ancak Hindistan’da kendilerini rahatsız edebilecek olayları önlemeleri gerekmektedir. Bu konuda en çok çekindikleri de,azımsanmayacak bir nufusa sahip olan Müslümanlardır. Bu konuda buldukları isim, Mirza Gulam Ahmed KADİYANİ’dir. Belli bir islami eğitimi olan ismaili mezhebine mensup olan Gulam Ahmed angaje edilerek her türlü destek verilir. Gulam Ahmed doğum yeri olan Kadıyan’da “MESCİDİ AKSA” dediği bir camii inşa edip, faaliyetlere başlar ve ilk işi, cihadın sadece sözlü cihad olduğu iddiasıyla Hint Müslümanlarının sömürgeciliğe olan tepkilerini pasifize etmeye çalışmak olur. Açtığı okullar ve eğitim kurumları (BENZERLİĞE DİKKAT) ile faaliyetlerini sürdüren ve halk arasında KADİYANİLER olarak anılan bu gurup, bu kurumlar aracılığıyla kısa sürede cahil halk kitlelerinin yanısıra elit ve eğitimli kitleler arasında taraftar bulur. Bir süre sonra hızını alamayan bu karanlık yapı, liderleri Gulam Ahmed’in, MÜSLÜMANLARCA beklenen MEHDİ, HRİSTIYANLARIN beklediği MESİH ve HİNDULARIN beklediği KRİŞNA Olduğunu yaymaya başlayarak bu guruplardan da taraftar devşirdiler. (DİNLERARASI KARDEŞLİK)
Günümüzde varlıklarını Hindistan ve Amerika başta olmak üzere bir çok avrupa ülkesinde eğitim kurumları aracılığı ile sürdüren bu işbirlikçi yapı, faaliyetlerine İngilizlerin desteğıyle devam etmektedirler. Öyle ki NOBEL Bilim ödüllü ilk müslüman bilim adamı diye ün yapan Pakistanlı Prof. Abdüsselam bu yapının mensubu bır Kadiyanidir. Bu bilgi notunun ardından 1950’li yıllara doğru gelmekte yarar var.
1951 yılında Güney Kore’yi işgal eden ABD,Kuzey Kore’den kaçıp gelen Sun Myun MOON adındaki bir rahip önderliğinde”Birleştirme kilisesi” adında bir örgütlenmede bulundu. Moon,Hz.isa’nın kendisine görünerek kutsadıgını (BENZERLİĞE DİKKAT) ve özel bir görev verdiğini iddia ederek, örgütlendi. Açtıgı eğitim kurumlari ve merkezlerle (BENZERLİĞE DİKKAT) kısa zamanda tamamı Budist olan Güney Kore nufusunun %40 ını hrıstiyanlaştırdı. Başta ABD olmak üzere tüm dünyada eğitim faaliyetlerinde bulunan bu yapı, rahibin soyadıyla özdeşleştirirlip. MOON TARİKATI olarak anılmaktadır. Moon Tarikatı aynu zamanda Komünizmle Mücadele dernekleri konseptinin üst ligi konumunda olup, dünyanın diğer ülkelerinde kurulan bu tür yapılanmalar bu yapının birer uzantılarıdır. (BENZERLİĞE DİKKAT)... Bir başka ülkeye gidelim şimdi de...
Irak Kürdistan'ının Süleymaniye kentınde bulunan Kadiri menşeli Şeyh Abdulkerim Kesnizani liderliğindeki tarikat. Şeyh Abdulkerim vefat edince yerine geçen, iktisat eğitimi almış oğlu Muhammed Kesnizani CİA-MOSSAD ikilisi tarafından angaje edilip, devşirilmiş ve Kabala eğitimine tabi tutularak bu tarikatın kısa zamanda tüm Irak coğrafyasında etkin olması sağlanmıştır. KESNİZANİ tarikatı olarak ün yapan bu tarıkat kısa zamanda Saddam ordusunu hatta Saddam'ın çocukları ve hanımını dahi etkisi altına almayı başarmıştır. 2003 yılında olayın farkına varan Saddam artık çok geç kaldığını anlamış ve bu tarikat sayesinde güçlü bir ordu olan Irak Ordusu adeta buharlaşmış ve Irak Amerikan işgaline hazır hale getirilmiştir.
Emperyalizmin öncü güçleri olarak yapılandırılan bu karanlık yapılar, işgal güçleri için yol temizliği yapan işbirlikçi kurumlardır. Örgütlenme ve sızma mantıkları birbirinin aynısı olan bu karanlik örgütlenmeleri ve efendilerini bilmeden, Türkiye'yi iç savaşa sürükleyip, işgale hazır bir ülke haline getirmeyi hedefleyen Fetullahçı yapıyı anlamak mümkün degildir.
Bir sonraki yazımızda bu uluslararası işgal çetesinin Türkiye şubesi FETÖ Çetesi liderinin nasıi ve ne zaman, kimler tarafından devşirildiğini ele alacağız. Aydınlık dolu bir dünyaya uyanmak dileğiyle....