7 Kasım 2023 Gününe ait haber başlıklarından biri;
“Dilan Polat ve Engin Polat çiftinin tutuklanması ardından meclise sunulan kara para aklama ve vergi kaçakçılığı gibi suçların engellenmesine ilişkin araştırma önergesi, AKP ve MHP’li vekillerin oylarıyla reddedildi!”
*****
Nasıl yani, ret mi etmişler? Yok artık! E vardır bir nedeni, bildikleri ya da…!
Merhaba sevgili okur… Bu yazının amacı ‘arı kovanına çomak sokmak değil’ öncelikle bu hususta anlaşalım. Zihnimde konuya dair oluşan merak, olayı kaleme alma ihtiyacı hissettirdi demek yerinde olacaktır. Üzerinden günler geçmiş olması haberin güncelliğini yitirdiği anlamına da gelmez öyle değil mi? Üstelik halen güncel olmasını bir kenara bırakın aynı zamanda fenomenler arasında yarattığı endişe fırtınası ve yeni gözaltılar da cabası.
Başa dönecek olursak…
Bahsi geçen önerge, Dilan ve Engin Polat çiftinin yer aldığı kara para aklama suçlaması sonrasında meclise taşınmış ve fakat ortaya çıkması gereken bir husus iken her zamanki gibi ret onayı almıştı. Haberi okuyunca ülkenin seçilmiş vekilleri bir suçun ya da suç örgütünün açığa çıkmasını niçin istemezler sorusu oluştu bende? Düşünsenize, siyasi parti vekilleri kara para aklama, vergi kaçakçılığı ve benzeri suçların önüne geçilmesini niçin engellemek isterler? Kim bilir, belki de vardır bir bildikleri!
Polat çiftini duymayan var mıdır bilemiyorum fakat özetle kendileri için biri doğum fotoğrafçısı, diğeri medikal ürün satışçısı iken çok kısa sürede hatırı sayılır zenginliğe ulaşan, sosyal medyada fazlasıyla dikkat çeken paylaşımları ve harcamaları olan bir çift demek uygun olacaktır. Ülkeye olan etkileri çok daha önemli gündem konularını gölgede bırakan cinstendi adeta. Öyle ki, sokakta birilerini çevirip KYK’larda kopan asansör halatları yüzünden ölen ve yaralanan çocuklar hakkında soru yöneltseniz “haberim yok” diyen kişi sayısı çok olur belki fakat, Dilan Polat dediğinizde susmaksızın bir çırpıda şeceresini magazin dili ile ortaya serecek yüzlerce insan çıkar karşınıza. Abartmıyorum, durum bu denli içler acısı… Türkiye’de gündem gerek ekonomik gerek siyasi bu kadar sık değişirken milyon kadar insanın tek noktaya bakması ve ilgilenmesi tam bir fecaat. Kötü niyetli biri olsam Polat çifti için proje ya da algı operasyonu diyecek durumdayım neredeyse.
Konuya döneyim... Geçtiğimiz haftalarda Dilan ve Engin Polat çiftinin önce gözaltına alınma ve hemen akabinde tutuklanma haberi gündeme bomba gibi düşmüştü. Aylarca sosyal medyada mal varlıklarını göze göze sokmalar, belli bir güruhun (ki büyük oranda bir güruh bu tabi milyonlarca kişiden bahsediyorum) dikkatini çekecek kaos yaratmalar, canlı yayınlar, nereden geldiği belli olmayan paralar ile deli kızın türküsü tadında hava atmalar vs.… Derken, Sisi lakaplı Seyhan Soylu’nun çift için “kara para aklıyorlar” iddiası gelişti ve bunun dahilinde susmasına yönelik Engin Polat tarafından menkul ve para teklif edildiğini açıklaması da gündemi ciddi anlamda sarstı. Ne olduysa ondan sonra oldu ve bu yaşanan olaylar sonrasında olay ulusal basının kadrajına girdi ve bir anda kamuoyuna da yansıdı. İşte o zaman MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) ve diğer birimlerin artık konuya el atma zamanı gelmişti.
Dilan-Engin Polat çifti, Nihal-Bahar Candan kardeşler derken suçlanan fenomen furyası arttı da arttı.
Yalnız benim merak ettiğim birkaç soru daha var doğrusu.
Dilan ve Engin Polat çifti ortaya bir anda mı çıktı? Süleyman Soylu ile bağlantılarının sebebi neydi? Kazanırlarken arka planda başka kimler kazandı? Aklanan paraların hesap sahibi kimlerdi? Bu olay şimdiye dek nasıl gizlendi? Örtbas mı edildi, gözden mi kaçtı, izin mi verildi? İzin verildi ise neden? Konunun siyasi tarafında gizlenen bir şeyler var mı? Varsa bu isimler kimler? Sorular, sorular, sorular…
Bir de şöyle bir şey var ki o kadar büyük meblağlar hesaplardan hesaplara aktarılırken Masak tarafından nasıl dikkat çekmedi? Bu da bana oldukça enteresan geliyor mesela. Masak diyoruz malum, yüksek oranda paralar gelince bir hesaba Masak anında “Hop, sen hayırdır?” diyor ve saniyesinde paraya bloke koyuyor, sonrasında ise tüm detayları ile araştırmaya alıyor. Gözünden bir şey kaçması pek mümkün değil fakat o anlarda öğle yemeğine mi çıkmışlardı acaba? Bilemedim ki!
Ayrıca o da bir kenara, maliye bakanlığının gözünden bu hayali satışlar, vergi kaçırmalar, naylon faturalar nasıl kaçtı? Ne yani buna da mı izin verildi?
Dediğim gibi art niyetli birisi olsam her bir soruma yanıt verebilirim elbette ama değilim sevgili okur… Benimkisi sadece merak.
Bu arada her bir soru zihinde başka bir soru da yaratıyor görüldüğü gibi. İçine girdikçe içinden çıkılmaz bir hal de alıyor… Yanıtlamaya da benim aklım yetmiyor yazık ki. Yine havada asılı kalacak onlarca soru ile cebelleşmeye devam edeceğim sanırım.
Neyse... Siz bana “Ne yani Pandora sen inanmıyor musun bir doğum fotoğrafçısı ve bir medikal ürün satışçısının bu işleri tek başına yapabileceklerine? Güçleri yetmez mi sanıyorsun?” deyin, ben de haklısınız deyip inanayım ve susayım… Sonra da kapatayım konuyu.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
Kalın sağlıcakla.
Kara paranın aklanması ile ilgili önergenin kabul edilmediğini bu yazı ile öğrendim. Benim de aklımda deli sorular var. Yazı gönlümdekini özetlemiş. Müthiş bir yazı, kaleminize, gönlünüze sağlık.