Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım'ın katılacağı tv programı üzerinde günlerdir süren tartışma gösterdi ki Türkiye'de güvenilir medya diye bir şey yoktur. Astronomik ücretlerle devletin tv si dahil ana akım medyada yıllardır tartışma ve açık oturum programı yapan ekran goygoycularının yaptığı programların da, yazdıkları yazıların da çöp olduğu böylece kanıtlanmış oldu.
Bu çok tartışılan “tartışma programı” öncesinde olan bitene bakınca benim kafamda deli sorular belirmeye başladı
Bu saatten sonra böyle protokollere şartlara şurtlara bağlı bir programın hangi soruya cevap olacağı da ayrı tartışma konusudur.
İktidarın bile kendi yarattığı ana akım medyaya güvenmediğinden emin olduk. Her hangi bir tv stüdyosunda değil Tarafsız bölgede program yapma talebinin doğmuş olması Türk basını için utanç vesilesi değil midir?
Programı yönetmesi teklifini kabul etmeyen duayen gazeteci Uğur Dündar’ın mutlaka bildiği ve zamanı gelince açıklayacağı bir şeyler illa ki vardır.
Türk demokrasisini kurtaracak en önemli olaymış gibi lanse edilen tartışma programı için; taraflar İsmail Küçükkaya adında uzlaşmışsa, programı yönetecek kişi neden Didem Aslan değil de İsmail Küçükkaya tartışmasının nedeni nedir? Didem Aslan daha çok mu demokrasi kahramanıdır?
İki adaya da aynı sorular sorulmasının mantığını da biri bana açıklasın lütfen. Bir tarafta 25 yıldır İstanbul'u fiilen yöneten partinin adayı var. Ona sorulması muhtemel soruları Ekrem İmamoğlu’na nasıl soracaklar?
Misal 25 yıldır İBB bütçesinden hangi cemaatlere ne kadar para aktarıldığının cevabını İmamoğlu nerden bilsin?
Ya da önceki İBB başkanı Kadir Topbaş’ın neye dayanarak görevinden istifa etmeye zorlandığını mesela, nerden bilsin?
Bu sorular İmamoğlu’na sorulamayacağından Binali Yıldırım’a da sorulamayacak mıdır?
Ya da, misal İmamoğlu’na 18 günlük İBB başkanlığı süresinde öğrenci ulaşımına sağladığı %40 lık indirimi neden yaptığı sorulacak mıdır?
Peki 17 yıllık AKP li İBB’nin böyle bir indirimi niye düşünmediği Binali Yıldırım’a sorulmayacak mıdır?
Bu ve benzeri sorulara cevap aranmayacaksa böyle bir programı yapmanın demokrasiye ne gibi bir yararı vardır?
Yapılacak program ülkede demokrasiyi kurtaracak eylem değil en nihayetinde belli şartlara bağlanmış bir tartışma programıdır.
Konuklar belli sınırlar içinde hazırlanmış sorulara, taraftarlarının hoşuna gideceğini umdukları cevaplar verecekler. Programın ardından sosyal medyada, hangi sorunda kimin kimi nasıl gömdüğüne dair epey geyik dönecek. Birkaç gün içinde programı da, orda konuşulanları da unutup gideceğiz.
Bence, bu programın kanıtladığı ve unutulmaması gereken en önemli şey; soldan sağa, sağdan sola, tepeden tırnağa, baştan aşağıya, her yer ve her konumda… Hiç kimsenin kimseye zerre kadar güvenmediği, acınası bir toplum haline geldiğimizdir…