İnanmıyorsunuz biliyorum. Bu işsizlik, enflasyon, bölücü ya da dinci terör hatta kadına şiddet, çocuk tecavüzü, hırsızlık, gasp, cinayet hepsinin sebebi aynı. Çünkü hepsi birbirine bağlı...
Farkında değilsiniz; sırf siz inanmıyorsunuz diye enflasyon durmadan artıyor, bu artış insanları suç işlemeye çağırıyor...
Örneğin; adam zaten işsiz, her şey her gün pahalanınca siniri bozuluyor, gidiyor evde karısını dövüyor, hırsını alamazsa öldürüyor. Alın size kadına şiddet. Satın alamadığı şeyi çalıyor, işte hırsızlık. Karısı evden kaçtı, parası da yok, cinsel ihtiyaçlarını gidermek için çoluk çocuğun ardında dolanıyor, alın size taciz tecavüz. İşte size zincirleme suç...
İnanmadığınızdan işte, durup dururken üretim ekonomisi zayıflıyor, iş yerleri kapanıyor, tarım ürünleri çeşitliliği azalıyor.
Sırf siz inanmıyorsunuz diye yüz binlerce genç üniversite kapılarından geri dönüyor. Üniversiteyi bitirenler iş bulamıyor. Öğretmenler atanamıyor.
Yine inanmadığınızdan emekli maaşları kuş kadar. Asgari ücret deseniz ev kirasını bile ödemiyor.
Halkımız ikiye, üçe, beşe, ona bölünüyor. Bir yüzde elli diğer yüzde elliyi bir kaşık suda boğmak üzere hazır bekliyor.
Birileri örgütlenip silahlanıyor. Kimi dağa çıkıp zafer işareti yapıyor. Kimi kafa kesip üstüne de iki rekat namaz kılıyor. Alın bölücü size terör.
Komşularımızla ilişkilerimiz bozulup bölgemizde savaş çıkıyor, alın size sınır güvenliği sorunu...
Ne AB, ne ABD, bizi adamdan saymıyor ya, hep sizden ötürü...
Ah işte bir inansanız da yokuşa sürmeden zorlamadan "he" deyiverseniz, her derdimizin çözümü başkanlıkta...
Abilerim ablalarım, şu bir türlü inanmadığınız başkanlık sistemi mucize gibi bir şeydir. başkanlık sistemine geçildiğinde;
Enflasyon yüzde sıfır olacak hatta eksilerde olacak. Yani, satın aldığınız hiç bir şeyin fiyatı artmayacak, hatta düşecek... Yine de esnafın tamamı zengin olacak, dükkanını hobi olarak işletecek.
Emekliler aldıkları maaşı harcayacak yer bulamadıklarından bir kaç kez dünya turu yapmak zorunda kalıp, gezmekten yorgun düşecekler.
Nerdeyse her semtte bir üniversite olacağından üniversite sınavları kaldırılacak. İsteyen istediği okulda paşalar gibi okuyacak. Okulu biter bitmez de yüksek maaşla çalışmaya başlayacak.
Asgari ücret en az beş bin liraya yükselirken işsizlik yüzde sıfır olacak, ister beyaz yakalı olsun, ister teknik eleman, ister sanayi ve tarım işçisi olsun hiç kimse işsiz kalmayacak. İşverenler çarşaf çarşaf ilanlar eleman arayacak. Yetmeyecek, eleman açığını kapatmak için yabancı işçi ithal edeceğiz.
Tarım ve sanayi de üretim patlaması, üretimde de seçkinlik ve kalite patlaması yaşanacak. Yabancı ülkeler bizim mallarımızı alabilmek için araya ricacı koyup torpil isteyecek. Ürettiğimiz her şey uluslararası pazarlarda açık artırmayla satılacak. Her yıl bütçe fazlasından hazine dolup taşacak. Biriken paraları koyacak yer bulamadığımızdan kamyon kamyon parayı fakir ülkelere dağıtacağız...
Avrupa Birliği onlara katılmamız için elçilikler düzeyinden yalvarmaya başlayıp taa külliyeye kadar bütün ilgili ve yetkili makamlarımızın kapısını aşındıracak. ABD Başkanları ülkemizdeki gelişmeden feyz almaya gelecek.
Terör de neymiş?! Terör sözcüğünün anlamı unutulacak, sözlüklerden çıkarılacak. Türk, Kürt, Laz, Çerkez ülkemizde yaşayan hangi etnik kökenden, Alevi, Sünni, Şii, şafi, Hristiyan, Yahudi, Deist, Ateist, Agnostik hangi inançtan, laik, anti laik hangi düşünce biçiminden olursa olsun insanlarımız birbiriyle can ciğer kuzu sarması olacak, hatta haftanın belirli gün ve saatlerinde buluşup birbirlerine çiçek vererek sevgi sözcükleri söyleyecek.
Sınır güvenliği sözcüğü de sözlüklerden çıkarılacak. Çünkü; komşularımızla ilişkilerimiz "sıfır sorun" noktasını da aşıp "amaan üç günlük dünyada gül gibi geçiniyoruz işte" aşamasına gelecek.
Ülkemiz, sınır komşularımız ve hatta bütün dünya baştan başa cennet olacak. Dert üstü murat üstü yaşayacağız. Bir özgürlük, bir ucuzluk, bir refah deymeyin gitsin…
Allah sizi inandırsın gelin kaynana kavgaları bile sona erecek.
Valla… Daha ne olsun?!
He deyin bitsin bu iş…