Yeni yıla merhaba derken, geride bıraktığımız 2023 yılı seçimler ve kongreler bakımından dolu dolu geçti. Genelde Türkiye, özel de İzmir bu değişikliklerden nasibini aldı. Değişim mottosu ile yola çıkan Özgür Özel, CHP'de Genel Başkanlık koltuğuna oturdu. İYİ Parti'de ise seçim sonrası yaşanan krizin ardından çokça önemli isim Genel Başkan Meral Akşener'i suçlayarak partiden istifa etti. Bu yaşanan sıkıntının temel noktalarından biri Akşener'in siyasi olarak tutarsız açıklamaları ve yerel seçimlerde Millet İttifakı'ndan ayrı seçime girecekleri yönündeki açıklamaları önemli rol oynadı. İşte bu çerçeve sonrası yaşanan bir diğer gelişme ise 31 Marta yapılacak olan yerel seçimlerde aday bolluğu yaşanması oldu.
Ana muhalefet Partisi CHP, yereldeki iktidarı elinden bırakmamak adına hummalı bir çalışma sürdürüyor. İzmir'de Büyükşehir dahil otuz ilçede yenilikçi hareket, kadın ve genç kotasını göz önünde bulunduracağı konuşuluyor. Bunula beraber CHP'nin her dönem mevcut isimlerin yaklaşık yüzde 72'sini (tüm seçimlerde yaşanan değişimin ortalaması bu) değiştiriyor olması gerçeği nedeniyle de aday bolluğu yaşanıyor. Bu durumun mutlak suretle artıları eksileri olacak. Hatta ve hatta bu süreçte küskünler grubu da oluşacak. Ama ana muhalefet için asıl üzerinde durulması gereken konu; "DEM Partisi ile birlikte hareket edilecek mi?" sorusu.
Her ne kadar bazı kesim kabul etmese de Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi(DEM Parti)'nin İzmir'de ciddi bir oyu var. Sadece İzmir değil; İstanbul başta olmak üzere Mersin, Adana, Antalya hatta ve hatta Ankara'da CHP'nin seçimi kazanmasında bu oyların ciddi katkısı var. DEM Partisi'nin CHP ile açık ya da oy yönlendirerek ittifak yapması durumunda AK Parti'ye bu illerde şans verilmiyor. DEM Partisi kendi adayları ile seçime girmesi durumunda başta CHP'nin kalesi olarak görülen İzmir olmak üzere yukarıda saydığımız illerde seçimi AK Parti'ye kazandırabilir.
İzmir özelinde tarihe bir göz attığımızda merkez sağın, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin çokça sahip olduğu görülür. O nedenle AK Parti İzmir'de seçimi kazanmak istiyor ise aday profili çok önem kazanıyor. Öyle bir aday olmalı ki İzmirli kuşkuyla, nefretle değil sempati ile bakabilmeli. Özellikle merkez sağın oyunu CHP'den geri çekmek için kafadaki klasik Ak Partili imajının dışına çıkmalı İzmir'in hassasiyetlerini göz önüne alarak konuşabilen, gerçekçi, kucaklayıcı ve demokrat olmalı.
Aday belirlenmesi sırasında özellikle İzmir'in Amazon yapısı göz önüne alınmalı. AK Parti Büyükşehirlerden birine kadın aday gösterecekse bu İzmir olmalı diye düşünüyorum. Kaldı ki AK Parti'nin İzmir'de bu profilde adayı var ve bunu iyi değerlendirmeli.
Son söz AK Parti İzmir'i almak istiyor ise burada teşkilatlara popüler yada genel merkezden bir adayı dayatmak yerine anne şefkatiyle kente ve kentliye sahip çıkabilecek bir kadın eli değmeli.