Yerel seçim için CHP'deki aday adaylığı süreci yarın(5 Aralık) bitiyor. Değişim beklentisi ile başvuru sayısında patlama yaşanıyor. Aday adayı olanların büyük çoğunluğu yeni Genel Başkan Özgür Özel başta olmak üzere değişim ekibi içinde yer alanlara yakınlıklarını hatta daha ileri giderek söz aldıklarını dile getiriyor. Maşallah herkesin adaylığı garanti gibi. Dikkat çeken bir başka şey ise uzun süre İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalışan daire başkanlığı, genel sekreter yardımcılığı ardından da Genel Sekreterlik görevi yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe'nin aday adaylığı bürokrasiye cesaret vermesi. Bu dönem çok sayıda bürokrat aday adayı oldu.
Bu kadar başvuru sonrası akla bazı sorular geliyor. Hele de bu "yakınlık, tanışıklık ve adamcılık" çerçevesinde aday olanlara bakınca özellikle şu soruyu sormak farz oluyor. "Arkadaş mı yoksa oy artıracak kazanacak aday mı?" lazım. Çünkü cidden zor bir döneme giriliyor. Ben seçildim istediğimi seçerim denilecekse durum cidden vahim. Öncelikle şunu belirtmekte yarar var kentin sorunlarının çözümü politikadan geçer. Bürokrasi ile çözüm üretmeye kalkarsanız vatandaşsız çözüm olur ve İzmir'in önümüzdeki 5 yılı da kaybolur.
Bu dönemde CHP'yi bekleyen en önemli sıkıntı 13 Yıllık Kılıçdaroğlu yönetiminde uygulanan denge politikası sona erdi artık dengeler politikası başladı. Mevcut Parti Meclisi'ne bakınca aday belirleme sürecinde sonucu ekiplerin kavgası ya da dayanışması belirleyecek. Bu dönemde Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu'nun ortak hareket edip etmeyeceği çok önemli. Kulislere göre "et ve tırnak" olan Özel-İmamoğlu ittifakı çok rahat görünse de ortamda karamsarlık havası var. Başta Özel-İmamoğlu yapısı olmak üzere herkeste umut, korku ve karamsarlık havası var. Tüm ekipler 1 Nisan tarihine göre konumlanıyor.
Özellikle CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in önünde 3 önemli sıkıntı var. Bunlardan ilki kendini o koltuğa taşıyan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile olan hukuku ve başarısızlık durumunda koltuğunu koruyamamak. İkincisi parti içindeki dengeyi oluşturamamak, sonuncusu ise liderlik yapabilme yetisi. Her ne kadar hepsi iç içe görünen sorun olsa da her biri için değişik hamleler gerektirdiği için bu dönemin en sıkıntılı ismi Özgür Özel olacak.
Birde İYİ Parti ile ittifak sorunu var ki o başlı başına bir konu. Bu konu da Özel'i çok düşündürüyor. Zira bu ortaklık kendi dışında İmamoğlu ve Akşener arasındaki görüşmeler çerçevesinde yürüyor. Ki Genel Seçim zamanında başlayan İmamoğlu-Akşener ortaklığı kolay bitecek görünmüyor. İttifak konusuna gelince İYİ Parti'nin tavrı bazı mağazaların "Kapatıyoruz" yazısını asarak ticaret yapmasına benziyor. İYİ Parti batarken kazanma derdinde. Görünen o ki genel seçim sürecinde olduğu gibi parti içindeki önemli bazı isimler konuşturularak "CHP ile olmazsa AKP ile olur" havası verilecek. Zaten İYİ Parti'nin yaklaşımı o kadar kabak tadı vermiş durumdaki "Tek dertleri belediyelerin rantını yemek" olarak algılanır hale geldi. Unutulmasın Kemal Kılıçdaroğlu'nu tartışılır hale getiren ve bitişe götüren şey verdiği tavizlerdi. O nedenle mukabiliyet önemli.
İşte bu ahval ve şerait içinde Özel gerekli dirayeti gösterip hamlelerini yapamaz kazanamadan 1 Nisan'a varırsa "CHP tarihinin en kısa ömürlü Genel Başkanı" olarak tarih sayfalarında yerini alacaktır.
GönderMe1: Kemal Kılıçdaroğlu'nun büro açma olayına da kimse çok fazla anlam yüklemesin. Partinin "Dede" Lakaplı eski Genel Sekreteri Önder Sav'ın bürosuna da benzetmesin. Büronun tek önemi var o da siyaseten çekilme ve emeklilik planlarını bozan Ekrem İmamoğlu'na karşı üs olması.
GönderMe2: CHP-İYİ Parti pazarlığında İzmir'in karşı tarafa bırakılacağını düşünenlerin atladığı şey CHP'nin yıllarca kullandığı "Türkiye'yi İzmir gibi yapacağız" sloganı. Bu kadar önem adlettiği ve sloganlaştırdığı bir kenti devredecek CHP kendi ile çelişeceğinden kapısına kilit vursun derim.
GönderMe3: CHP içinde gerilim çok üst seviyede olduğundan AKP içindeki kavga görünmez oldu. Oysa ki İzmir Büyükşehir Belediyesi ve 30 ilçe belediyesi için yapılan temayül yoklaması çok ciddi sorunları gün yüzüne çıkardı. Sonuçlar açıklanmadan el altından bazı isimlerin önde olma açıklamalar AKP Genel Merkezi'ni bile açıklama yapmak zorunda bıraktı. Ve direk "böyle bir açıklama ya da açıkladığımız bir anket yoktur" denildi. Bu açıklama geçtiğimiz günlerde servis edilen ve AKP'nin Tanıtım Medya Başkanı Hamza Dağ'ın Büyükşehir Belediyesi adaylığında en yakın rakibine 10 puan fark atarak önde olduğu anket haberini de getirdi. Yoksa o da mı yalandı?
CHP nin iyi partiye ittifak teklifine İP den dirsek yemiş. Yalaaaaaan yalaaaaaan