12 Eylül’de Diyarbakır Cezaevi'nin ünlü işkenceci komutanı Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran’ın adının Buca'da bir okula verilmesi bu haftanın gündem yaratan konularından biriydi.
AK Parti'yi iktidara taşıyan ve iktidarda güçlenmesini sağlayan en önemli duruşlarından biri darbelere ve darbecilere karşı oluşuydu. Kritik Anayasa referandumunda da geniş kitlelerin desteğini bu sayede almıştı. Yargı sistemini temelinden sarsan bu referandumdan sonra 12 Eylül 1980 darbesini yapan subaylar da yargılanmaya başlandı. Sanıkların ömrü dava sonucunu görmeye yetmedi. Ama bu isimlerin sanık sandalyesine oturması bile Erdoğan iktidarının darbe karşıtı durumunu net olarak ifade etmesi açısından önemliydi.
Bu kadar net duruşun ardından 2023 yılında Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran’ın adını bir okulda görmek herkesi şoke etti. Sadece muhalefette değil AK Parti içinde de tepki oluştu. İktidar kanadı adına İzmir’de sürece ilk ve en etkili müdahale de AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı'dan geldi. Haberi alır almaz olayı araştıran Saygılı, İl Milli Eğitim Bakanı'nı arayarak bu hatanın düzeltilmesi gerektiğini belirtiyor. Bir hatanın krize dönüşmesinin önü bu zamanında müdahale ile kesilmiş oluyor. Siyasi arenada oluşabilecek bir kriz yine bir siyasetçi tarafından çözülüyor.
Öncelikle iktidar ortağına rağmen bu anında müdahale ve rakiplerine siyasi hamle şansı verdirmeyen bu hamleyi yapmasından dolayı AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı’yı takdir etmek gerekiyor. Krizi çok kısa sürede çözmesi onun adına büyük bir başarı. Kriz kısa sürede aşılsa da ardında birçok soru işareti de bırakmadı değil. Bu aşamadan sonra akıllara gelen soruları da yazmak gerekiyor. Öncelikle toplumun sinir uçlarına dokunan bu hamleyi kim yada kimler yaptı? Bu hamle ile hedeflenen neydi? Özellikle son gelen 12 şehit haberinden sonra siyasi mesaj verilmek mi istendi? Bu işin sorumlusu ya da sorumluları tespit edilince ne gibi bir tavır sergilenecek?
Kanımca provokatif bir hamle olarak nitelendirdiğim bu isim verme girişimi bürokrasiyi yeniden gözden geçirme ihtiyacı doğurmuştur. Eğer bu iş merkezi idarenin dışında gelişmiş ise bu hamleyi yapanlar yeni hamleler yapacaktır. Yok merkezi idarenin kararı ise durum gerçekten çok daha vahim. Ülkeyi tam ortadan ikiye bölmek için birileri düğmeye bastı demektir. O nedenle “ismi değiştik sorun bitti” anlayışı yerine sorunun temeline inip gereken hamle yapılmalıdır. O nedenle öncelikle bu kararın kim yada kimler tarafından verildiği bir an önce netleştirilmelidir.
İlginç ve konu ve konularla karşınızdayız, haydi bakalım sira nerede