CHP'nin değişim talepleri gölgesinde devam eden kongre sürecinin İzmir ayağının ilçe kongreleri kısmı tamamlandı. Çokça ayak oyunu, pazarlıklar dışında başkanın adamlarının belediye başkanlarını topa sokma çabaları içerisinde geçen kongre süreçleri sonrası gözler 16 Eylül'de yapılacak olan İl Kongresi'ne çevrildi. Son gün yapılan Çiğli, Karabağlar, Narlıdere, Aliağa kongreleri dışında heyecansız geçen kongrelerde Genel Başkana yakın duranların kazandığı ileri sürülse de son dönemlerde, ne hikmetse, birden herkesin genel başkana yakın olduğunu ifade etmesi nedeniyle bu yargıya katılmadığımı ifade etmeden geçemeyeceğim.
Gelelim yazının başlığına; kongreler o kadar sığ bir ortamda hatta o kadar düşük katılımlarla yapıldı ki heyecan adına bir şey yoktu. AK Parti İktidarının yeni dönemi başlar başlamaz ardı ardına yaptığı zamlara, emekliye söz verilen zammının iç edilmesine, tasarruf genelgelerine rağmen AK Partili belediyelerin fahiş harcamaları ve sen-ben-bizim oğlan çerçeveli ihalelere, aralarında AK Partili yöneticilerinde olduğu isimlere verilen ballı teşviklere hiç değinilmedi. Hep aynı isimler kürsüye çıkıp matbu hale getirdiği söylemleri tekrar etti durdu. Ne özeleştiri verildi ne de halkın derdi dile getirildi. Durum böyle olunca CHP "halkın umutsuzluğu" olarak adlandırılmaya başladı.
En acısı da neydi biliyormusunuz? Muhalefetin kendi küçük dünyası ile yetinip hükümeti eleştiremediğini gören Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendine muhalefet etmesiydi. Siyaset tarihimizin acı örneklerinden biridir. Dönemin Ankara Valisi Nevzat Tandoğan; Osman Yüksel Serdengeçti'nin kendisi hakkında konuştuğunu işitince tutuklanmasını istemiş, makamına getirildiğinde Serdengeçti'ye “Ulan Öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizmle ne işiniz var! Milliyetçilik lazımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek, ikincisi askere çağırdığımızda askere gelmek!" hikayesi vardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'da muhalefetin bu alanı boşaltıp kendi küçük iktidarını kurmak için çalışmasından dolayı "muhalefet lazımsa ben yaparım" diye sahneye çıkmıştır.
CHP'de bir kaç isim dışında, kongre sürecine rağmen muhalefet misyonu kimsenin aklına gelmedi, gelmiyor. Koltuğunu kaybetmiş vekillerin kanal kanal dolaşıp parti içi hesap görmeye çalışması ise evlere şenlik bir durum. Bir yanda hala vekilmiş gibi koşturan eski vekiller varken kaybettiği makamın derdine düşenleri görünce "Yazık bu partinin size verdiği değere" demek hak oluyor.
Genel seçimlerden bu yana CHP büyük bir gerileme yaşadı. Her ne kadar bazen bir adım atmak için iki adım geri atmak gerekse de önümüzdeki yerel seçimler düşünüldüğünde bir an önce ileriye dönük adımların atılması gerektiği aşikar. Bunun için miat da il kongrelerinin sonuçlanması olacak gibi duruyor.
Pirizman Mafffpeyker, Nasuranlı, Cengiz danışmanları alan KK , iyi ki cb olmamış, tabii Ümit'in protokolünü unutmayalım.
Bir adamda şans olmalı,oynamak için yerim dar dememeli,kendine geniş mekan açmalı her anlamda rahat olmalı. Karşı taraf boş teneke sesi çıkarınca davula bir iki nakarat bu iş tamamdır. Ne yaparsın bazıları doğuştan şanslı. Bizim şansımız da K.K.yasa hepvar ol be Kemal abi.