CHP, son 20 yılın en zor İzmir sürecine girmiş görünüyor. Tunç Soyer üzerinden somutlaşan yerel seçim tartışmalarının bu kentten başlaması sinirlerin de erken gerilmesine neden oldu. Soyer ve CHP yönetiminin, İzmir seçmenini doğru analiz edemeyip kendinden fazla emin duruşu da seçmeni rahatsız ediyor.
19 yılldır bu kentte yazan çizen biri olarak biliyorum ki İzmir'de seçmen kavga ve gerginlik sevmez. Huzurlu gördüğü şehrinde huzuru bozacak her hamleye sert tepki verir. CHP'nin parti içi kavgaları zaten AK Parti'ye karşı CHP'de toplanan muhalif kamuoyunun sinirlerini oldukça yıprattı. Şimdi de İYİ Parti üzerinden açılan tartışma cephesiyle bu muhalif seçmen kesimi daha da gerilmiş durumda.
Peki bu noktada siyaseten kazanmak adına kim hangi hamleleri yapıyor? Bu sorununun cevebına ilk olarak İzmir’de 20 yıldır yerel siyasette muhalefet olan ve bir türlü istediği başarıyı elde edemeyen AK Parti ile başlayalım.. Üç ay öncesine kadar aynı ittifakta yer alan CHP ve İYİ Parti'nin tartışmasında kenarda durarak kavga istemeyen bir görüntü veriyor. İzmirli seçmene "Huzurunu bozmamaya adayım" mesajını sessiz sakin veriyor. AK Parti'nin bütün siyasi argümanlarıyla kazanamayacağı sempatiyi Tunç Soyer-Ümit Özlale çekişmesinden kazanacağı görünüyor. Bu ortamda yapması gereken ise çok basit: "Etliye sütlüye karışmadan kavganın ateşini izlemek. Gerekirse arada da ateşe bir kaç odun atmak."
Gelelim CHP ve İYİ Parti'ye; bu iki parti arasında yaşanan tartışmada Tunç Soyer cephesi çok kontrolsüz siyaset yapıyor. Yaptıkları en büyük hata, karşısındaki muhattabı ciddiye almayıp küçümsemeleri. Unutulmasın; siyasette karşındaki muhatabı küçümsemek, aslında kişinin kendi otoritesini ve etki alanını daraltır. Mağdur durumuna düşen rakibi de hiç umulmayacak siyasi etken haline getirir. Şimdi de öyle oluyor. Ümit Özlale isminin İzmir’de seçim alamayacağı bir gerçek ama günden güne yok sayıldıkça daha da ağır ifadelerle Tunç Soyer'in otoritesini ve siyasi ağırlığını zedeliyor. Soyer ekibi, her gün dozajı gittikçe artan bu ağır iddia ve ithamlara gerekli cevapları vermedikçe, hiç gerek yokken CHP içinde farklı isim arayışları da körükleniyor. Bu isimlerden CHP'nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın alternatifini GERÇEK HABERCİ olarak ilk biz kamuoyuyla paylaşmıştık. Kulislerde şimdi bir ismin daha değerlendirmeye alındığını belirtelim. O isim de Aytun Çıray...
Çıray ismini İzmir kamuoyu çok iyi biliyor. Özellikle İYİ Parti'nin merkezden uzaklaşma hamlelerine verdiği tepkilerle genel seçimler sonrası gündeme gelmişti. Merkezden uzaklaşmamayı tercih eden İzmir seçmeni için de tercih edilmesi olası bir siyasetçi. İYİ Parti ve AK Parti arasındaki benzerlikleri en ikna edici şekliyle anlatacak olan da Aytun Çıray'dır. Hatta son dönemde İYİ Parti içindeki CHP karşıtı açıklamalara ve Özlale'nin açıklamalarına en net ve en sert cevapta ondan geldi.
Bunun dışında parti içindeki çekişmelerin el altından basına ve karşı siyasi partilere sızdırıldığı kirli kavgalar CHP'yi yıpratıyor. Yine daha önce belirttiğimiz gibi, İzmir Milletvekili Mahir Polat gibi öz evlatlarını yalnız bırakan parti kamuoyu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e de yeterli desteği vermekten uzak. Belediye bürokrasisi de siyasetçilerden farksız. Eleştirilere karşı gerekli tepki ve yapılan güzel işleri yeterince hatta hiç bir şekilde anlatamadıkları için Tunç Soyer direkt hedef haline geliyor. Ve bu tavır (tavırsızlık da diyebiliriz) nedeniyle muhalefete yeni malzemeler yaratan farklı sorunlar çıkabiliyor. Durum böyle olunca da Tunç Soyer gibi güçlü ve sosyal bir siyasetçi, saldırılara açık hale geldiği için günden güne yıpranıyor. Buna bir de İYİ Parti'nin yerel muhalefette rol kapma yarışını ekleyince iş daha da içinden çıkılmaz bir hal aliyor.
Ez cümle; bu anlattığım sıkıntıların kaynağı nasıl CHP ise panzehiri ve çözümü de CHP'nin ta kendisidir. Öncelikle partili bürokratlar ve CHP'nin il ve ilçe yöneticilerinin kendi partisinin değerlerine sahip çıkarak kent içindeki münevverlerini savunmaları ve sahiplenmesi gerekiyor. Gerisi çorap söküğü gibi gelir.
GönderMe1: İYİ Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak ilan edilen İzmir Milletvekili Ümit Özlale, kentle ve Büyükşehir Belediyesi ile ilgili hergün daha ağır itham ve suçlamalarla gündeme gelirken İYİ Parti İzmir Milletvekilleri ve İzmir İl Başkanı tarafından destek görmemesi sizce de ilginç değil mi?
GönderMe2: İYİ Parti'nin kurmaylarının her yerde aday çıkaracaklarını ifade ederken kendilerini "Mecburiyete sıkıştırılmamak" diyerek savunmaları olası AK Parti ittifakının önünü açmak olarak görmek gerekir düşünüyorum. Yapmak istediklerini "CHP'nin tavrı nedeniyle bu yola gitmek zorunda kaldık" şeklinde yorumluyorum. Atladıkları nokta ise bu kadar fırtına koparmalarına karşı CHP'nin halen çok naif bir duruş sergilemeye devam etmesi. Bir de Akşener'in daha önce CHP ve Kılıçdaroğlu için dizdiği övgü serenadı ile vasiyeti, üzerlerinden atamayacağı bir yafta olarak duracağı gerçeği var ki...