Son üç gündür CHP Sözcü Gazetesi Başyazarı Rahmi Turan’ın yazdığı yazı üzerine adeta “sürek avı” başlatarak AK Parti Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen ismin peşine düştü. Bu ismin peşine düşülürken nedense CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhalifleri hep hedefte oldu. Birisi yada birileri topu o merkeze çekmek istedi. Medyada anlaşılmaz bir şekilde “bu görüşmeyi kim dışarı sızdırdı?” sorusuna cevap arıyor. Asıl büyük resim gözardı ediliyor.
Önce Genel Merkez koridorlarında dolaşan bir iki bilgi verip, ardından bir kaç soru soracağım. Soruların cevabı bilgilerde ve bu iş kimin ya da kimlerin başının altından çıkmış çok net göreceksiniz.
Malumunuz CHP’de kurultay süreci devam ediyor. Ve bu süreç sonrası parti de ciddi değişiklikler olacağı 12. Katın kulislerinde konuşuluyor. Bu kulislerden ilki Merkez Yürütme Kurulu’nda yapılacak. MYK’nın tamamının değişmesi söz konusu. Sadece İzmir’deki delege seçimlerindeki rekabete bakarsanız mücadelenin ne kadar çetin olduğunu görürsünüz. Çeşme ilçesindeki Sosyal Politikalar ve İşveren Sendikaları/Kuruluşları ve Esnaf Odaları’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu’nun “kaçak yapıdan mühürlenen villası” haberine bu açıdan bakarsanız durumun vahameti anlaşılır.
Diğer iddia ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu düşürmek için çok değil 1 sene önce imza kampanası yapan CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin “Parti Sözcüsü” olma talebi. Kulislerde bu talep için Genel Başkan Kılıçdaroğlu’ndan birkaç haftadır randevu alamadığı iddia ediliyor. Birde son dönemde özellikle sosyal medya üzerinden “Kılıçdaroğlu CHP’deki ulusalcıları tasfiye etti” söylemi ile hareket edenleri de hesaba katarsanız aslında sahanın çok sakin olmadığı görülür.
Şimdi gelelim sorulara;
*31 Mart seçimlerinden İstanbul(2 kez), Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Hatay gibi büyük şehirlerin alınmasında aday belirleme süreci başta olmak üzere yaptığı manevralar ile önemli pay sahibi olan ve yaşanan bahar havası ile bırakın kurultayı 2023 sürecine kadar rahat olan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu olası rakipleri(ki bence rakip çıkmayacaktı) neden partisini ve kendini tartışma ortamına çeksin?
*Kongre sürecinde parti içinde bir aday çıkarılması için bir kumpas projesi mi hayata geçirildi?
*Hayata geçirilen bu kumpasta belirlenen aday parti kulislerinden Kılıçdaroğlu’ndan randevu alamadığı iddia edilen ve son dönemde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adı Cumhurbaşkanı adayı diye her fısıldadığında gündeme dair açıklama yapmak için yoğun çaba sarfeden ve aday olduğunu ifade eden Muharrem İnce miydi?
*Saraya giden kişi olarak İnce'nin adının gündeme gelmesinin hemen ardından jet hızıyla sosyal medyada, #MuharremİnceSeniSeviyoruz ve #İNCEyeKumpasVar başlıkları altından birçok destek mesajları atılması çalışmasının amacı neydi?
Bu sorular daha da arttırılabilir. Cevapları kendinize verip tahlili size bırakıyorum. “Peki sen ne düşünüyorsun?” derseniz; bence hedefte Kemal Kılıçdaroğlu var. Ve bu bir ekip işi. Hedefte mağdur Muharrem İnce olarak görülse de Kılıçdaroğlu mağdurdur. Talat Atilla’nın “Kılıçdaroğlu’na sordum kabul etti” ifadesi de bu tertibi düzenleyenlerin konuyu Kılıçdaroğlu’na taşıması ile olmuştur. Ve maalesef Kılıçdaroğlu tuzağa düşmüştür. Bunun nedeni de parti çalışmalarındaki yoğunluk ve etrafındaki üst düzey yöneticilerin koltuk ve kongre telaşı yüzünden kendisine destek verememesidir.
Bundan sonra en tepeden en en aşağıya kadar her partide her türlü siyasi kumpaslara hazırlıkli olmak lazim