Bazı sağlık sorunları nedeniyle aday adaylığı sürecinden uzak kalmış olsam da özellikle CHP'li çok sayıda dostumun şikayetleri nedeniyle bu yazıyı yazma gereği hissettim.
İzmir'de Ak Parti'nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak Denizli Büyükşehir Belediye eski Başkanı Nihat Zeybekçi'yi açıklamasının ardından gözler CHP'ye çevrildi. Buradaki denge de, bir dönem CHP Genel Başkan Yardımcılığı ve Parti Sözcülüğü, iki dönem İzmir İl Başkanlığı görevini de yürüten İzmir eski Milletvekili Alaattin Yüksel'in adaylık başvurusu ile değişti. Büyükşehir için sahada olanların bile şaşırdığı bu hamle sonrası ekiplerin planları sil baştan yapılmaya başlandı. Kimsenin beklemediği bu hamle sonrası kafalar ciddi anlamda karıştı. Çok sayıda isim bu hamlenin ne anlama geldiğini bir birine soruyor. Daha önce de sık sık dediğim gibi, siyasette hamle konusunda Yüksel-Kocaoğlu yapısı ciddi anlamda kompedandır. Gerçi siyasette "havucun büyüğünün her zaman heybede olabileceğini" de düşünmek lazım!
Kim ne derse desin Sayın Yüksel bu kentin siyasetinde çok önemli figürdür. Gerek il başkanı gerekse de milletvekili ve parti sözcüsü olarak görev yaptığı dönemlerde siyasete damgasını vurmuş isimdir. İyi tanıdığıma inandığım Alaattin Yüksel'in aday adaylığı açıklaması kentteki bütün dengeleri değiştirecektir. Önümüzdeki günler çok şeye gebe görünüyor.
Bunun dışında gelelim yazının başlığına. CHP içinde son günlerde konuşulan konu ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Friedrich Ebert Vakfı tarafından düzenlenen konferansına katılmak için gittiği Berlin ziyaretine katılan isimler oldu. Bu adaylık sevdası için bazı isimlerin binlerce kilometre yol katettiği iddiası ise ayrı bir tartışma konusu. "Bu nasıl bir hırstır ki; aynı zamanda İzmir Milletvekili olan CHP Genel Başkanı ile defalarca geldiği İzmir ve Ankara'daki CHP Genel Merkezi'nde görüşme imkanı varken binlerce kilometre uzaktaki Berlin'e gidilir?Neden örgütün insiyatifine ve harcanan emege sağı gösterilmez de kapalı kapılar ardında ya da binlerce kilometre uzaklarda arayış içine girilir.
Bu anlayış örgütün emekçilerine saygısızlık değildir de nedir?"
GönderMe1: Emeğe saygı derken dışardan gelen kadar parti içinde de bazı isimler var. Bu konuda, maşallah Urla çok dikkatimi çekiyor. Mevcut kadın Başkan'a destek olması gereken Karşıyaka ikametli ve bu ilçenin belediye meclis üyesi olan CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Nurşen Balcı'ya bir diğer rakip ise Konak'tan İl Delegesi olan Şehrazat Mercan çıkmış. İlçelerinde aday olmak yerine neden Urla? Hani emeğe saygı?
GönderMe2: İthal sayılan adaylardan bir diğeri de Ankara'nın Çankaya Belediyesi'nden Tire'ye gelmiş. Aynı zamanda CHP Genel Merkez Enerji Komisyonu Üyesi olan Ayten Gülsever'in bu kentten aday olurken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından gönderildiğini söylediği iddia ediliyor. Bu iddia doğru ise Tire'den neden adaylık başvurusu alındı? Yok doğru değilse neden kimse cevap vermez? Sayın Gülsever Tire'nin sosyal ve politik havasını bilmiyor mu? Bu kentin İYİ Parti'nin en çok oy aldığı ilçe ve kentin merkez sağa daha yakın siyasetçileri kabul gördüğü, özellikle etnik ve mezhepsel bakışının farkında değil mi? Bu arada parti kulislerinde Tire'den aday olması için Tire'de işleri olan ve danışmanlık yaptığı belediye başkanı ile akrabalık ilişkileri olan bir Parti Meclisi üyesinin telkininin etkili olduğu iddia ediliyor.
GönderMe3: Bir diğer ilçemizde daha önce parti içi husumetler nedeniyle aday gösterilmeyenlerin başka partilerden aday olması ile 3 dönem önce Ak Parti geçtiğimiz dönemde MHP'ye kaptırılan Aliağa. Burada da MHP'li Belediye Başkanı Serkan Acar'a 3 yıl danışmanlık yapan Ümit Devran CHP'den aday adayı olmuş. Narlıdere'de ikamet eden Devran, aynı zamanda İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Yıldız Devran'ın eşi. Devran'ın yakın çevresi aracılığıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun adayı olduğu söylentisi yaydığı iddia ediliyor. Bu ilçe de aday ismi erken açıklanmaz ise daha önce iki kez yaşanan bölünmenin önüne geçilemeyeceği kesin.