Siyasetin deyimler sözlüğüne rahmetli Başbakan Süleyman Demirel tarafından eklenen çok fazla önemli söz vardır. Bunlardan biri de “Dün dündür bugün bugündür” sözüdür. Sürekli kendini yenilemek gerektiğini dünde takılı kalmamak gerektiğini ifade eder. Bugün Türkiye siyasetinin değişen iklimi de bun sözü en net şekilde doğruluyor.
Daha düne kadar AK Parti’nin elindeki en önemli argüman gündemi belirleyip muhalefeti “hesap sorma” görevi yerine “hesap verme” pozisyonuna sokmaktı. Özellikle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekonomik gündeme dair çıkışları hükümetin bu planını allak bullak etmiş durumda. Çıkılan yurt gezilerinde vatandaş ile buluşmaları özellikle mağdur kesime yönelik açıklamaları ve verilen vaatler AK Parti Hükümeti’ni savunmaya geçmeye zorluyor. Bu açıklamalar içinde “barınma sorunu” ve “depremzedeler ve kentsel dönüşüm mağdurlarının imar sorunu” ile ilgili AK Parti Genel Merkezi ve hükümetin üyeleri topyekûn savunmaya geçmiş durumda.
Son olarak başta emniyet teşkilatı olmak üzere devlet memurlarının sıkça dile getirdiği “3600 gösterge” konusunda dün (30 Eylül) yurt genelinde yaptığı açıklamalar AK Parti İktidarına sıkıntı yaratacak gibi. Her seçim dönemi öncesi başta emekliler ve işçilere ya da üreticiye verdiği zamlar ile seçime giren Cumhurbaşkanı Erdoğan önderliğindeki AK Parti aynı hamleyi tekrar yapsa da bu kez başarı CHP başta olmak üzere Millet İttifakı’na yazacaktır.
Özellikle de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun iki yüz civarı emekli polisle bir araya gelerek özellikle bu konuyu tekrar gündeme getirdi. 300’er bin muvazzaf asker ve bir o kadar da polis teşkilatının kadrosu olduğu düşünürsek yapılan muhalefet adına büyük bir hamle. Birde 3600 gösterge kabul edilirse her iki teşkilatın emeklileri ile birlikte 1 Milyon seçmen söz konusu olduğundan bu atağa cevap İçişleri Bakanı Soylu’dan geldi. Soylu bu konuda uzun süredir çalıştıklarını beyan etse de çıkacak yasa tasarısı başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere Millet İttifakı’na yazacaktır.
Millet İttifakı’nın ve AK Parti karşısında muhalefet yapan partilerin liderlerinin ardı ardına yaptıkları açıklamalar hükümet nezdinde başta “HDP=İmralı” ve “Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı kim olacak” konularına cevap olması ve seçmen tabanından aldıkları olumlu karşılık buldu. Yaşanan bu gelişmelerin ardından başta CHP olmak üzere ittifakın resmi ve gayri resmi bileşenlerinin üyelerine de daha sorumlu davranmak ve söylemlerde bulunmak zarureti doğurmuştur.
GönderMe1: Muhalefetin yükselmesi sonrası erken seçim söylentileri büyük ölçüde dinmiş olsa da özellikle CHP içinde ekiplerin hareketliliği umarım CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun doğru siyasetini sekteye uğratmaz.
GönderMe2: son dönemde muhalefetin kendi medyasını oluşturma iddialarının belediyeleri harekete geçirdiği başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere bazı belediyelerin bu konuda girişimlerde bulunduğu iddiaları bizim sektörde çokça dillendirilmeye başlandı. Umarım gerçekliği olmayan bir iddiadır. Zira yıllardır yerel yönetimlere destek veren ve yaklaşık 800-900 ailenin bu sektörden ekmek yediği İzmir’de böylesi bir hamle CHP için intihar olur.
GönderMe3: Sayıştay’ın ardı ardına Bakanlıklar ve Hükümete yakın isimler ile ilgili raporlarının gündeme düşmesi bende “bürokrasi de iktidarın değişeceğine inanmaya başladı” düşüncesini doğurdu. Bu dosyalara daha ağır içerikli yenileri eklenirse şaşırmayın.
Sayin Nakçı, bu yazdiklaginiza siz inaniyormusunuz. Barinma ve yurtlarla ilgili aciklamayi Sayin Bakan detayli yapti. Takip edemediyseniz okumanizi tavsiye ederim. Imar konusunda ise kime yaranmsya çalışıyorsun anlamzdim. 3 buyuksehir muhalefette ve beceriksizlikleri yüzünden netice ortada. 3600 katsayi ise aylardir yillardir gundemde ve 2 ay kadar once ilgilu bakan 2022 yilinda verilecek dedi. Bunu nasıl Chp ye bağladınız anlamadim. Bir sekilde bir yerlere YARANMAYA calismayin. Once savundugunuz adamlarin İZBETON şirketini iyi araştırın, onu yazabilirseniz yazin...