Bilgi, düşünce ve karar mekanizmasının 60 saniyeye sıkıştırılması ile toplum sorgulama yetisini kaybederek faydacı bir anlayışa itilmekte. Toplum, her konu ve her olayı; zevk-mutluluk-fayda üçgeninin kesitinde aramakta. Değişen dünya düzeni hızla insanları bu bencil anlayışa itmektedir.
Faydacılık etiği, sadece bilgi ile sınırlı değildir. Faydacılık etiğinin asıl ortaya çıktığı yer eylemlerdir. Faydacılık akımı eylemde, sadece faydayı ve mutluluğu esas alır. Eylem ve davranış için temel maddeler ise şöyledir:
- Zevk ve mutluluk, gerçek değeri olan temel kavramlardır.
- Eylemler mutluluğa katkı sağlıyorsa doğru, sağlamıyorsa yanlıştır.
- Herkesin mutluluğu eşit değerdedir.
Faydacı düşünce, toplumu maddeci (materyalist) bir anlayışa itmektedir. Eylem ve söylemde etik ve dini değerler ön planda tutulsa da gerçekte, doymaz bilmeyen bir anlayışla her şeye sahip olma güdüsü hâkimdir. Bu durum Osmanlı’nın son yüzyılından günümüze artarak devam etmektedir.
"Kimseler fehmetmedi manâsını davamızın
Biz dahi hayranıyız dava-yı bî-manâmızın."
(Davamızın manasını kimse anlamadı.
Biz dahi, (kimsenin anlamadığı) manasız davamızın hayranıyız.
(Yenişehirli Avni)
Yenişehirli Avni 19. yüzyıl Divan şairlerindendir. Devir değişse de bu faydacı anlayış, toplumun değerlerini istismar etmede hiç değişmemiştir. Toplumun hassas olduğu değerleri istismar üzere kurulmuş bu mekanizma; bazen Laik, bazen dindar, bazen milliyetçi bir görünümde çıkar karşımıza. Perde arkasında, doymaz bilmeyen istismarcılar hep aynı. Sedat Peker’in iddiaları da bu durumu kanıtlamakta. Sorun şu ki toplum bu durumu bilse de anlatılan masallara susuyor. Bazıları yandaş olduğu bu kişilerden fayda sağlama ihtimaline âşık. Bazıları ise dava denen, adı konmamış masalın hülyasında.
Toplum her alan ve her ortamda bu durumdan mustarip ve güven sorunu yaşamakta. Hal böyle olunca bu durumdan yorgun insanlar tepkisiz kalmakta. Parası bol olan ya da sesi gür çıkan toplumu bu durumda kolaylıkla yönlendirebilmekte.
Önceki yazımda “GÜÇLÜ SES VERİN ART NİYETLİLERE” derken seslenişim, ezilen dar-sabit gelirli insanlara idi. “Yakarsa dünyayı garipler yakar” denilse de gariplerin bir uyanışa ve bir aydınlanmaya ihtiyacı olduğu da apaçık ortada.
Yüreğine,kalemine sağlık Cem bey, Bayramınızı kutlar, sağlık ve Afiyetler dilerim..