İlk adım kimden geldi bilmiyorum.. Yıl 2016.. İstanbul ve Eskişehir...Türkiye'ye örnek olacak bir projeye imza attı.
Oldular da...İstanbul ve Eskişehir'i İzmir takip etti.
İlginç olan, İstanbul'da AKP vardı.
Teklif CHP'li kadın üye Esin Hacıalioğlu'dan gelmişti.
Dönemin başkanı Topbaş da kabul etti.
Daha sonra, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi de düğmeye bastı.
Daha doğrusu, CHP'nin kadın meclis üyeleri...
Sabriye Özdemir, Pınar Uslu, Filiz Ceritoğlu Sengel, Yelda Celiloğlu, Banu Gençkan, Esengül Kaleli, Nazan Dönmez, Hatice Tatlı, Hayriye Kaya, Hacer Serpil Ertuğ, Yeşim Tekoğlu, Belgin İpekoğlu, Semra Aksu, Alev Ağrı ve Öğün İnal...
Koltukta, Aziz Kocaoğlu vardı.
Rahmetli Ahmet Priştina'nın vefat ettiği 2004 yılından beri belediye başkanıydı...
Aradan 12 yıl geçmiş. Yani, CHP'li erkek meclis üyeleri (Kocaoğlu da dahil) istemiş olsalardı, İstanbul'dan çoookkkk önce bu kararı alabilirdi..
Böylelikle, devrimciliği, AKP meclisine kaptırmamış olurlardı...
Halk da, 'Bunlar yavaş yavaş Atatürkçü olmaya başladı heralde'' derdi.
Ama olmadı..Taaaki, CHP'li 11 kadın meclise girene kadar!
Peki nedir bu tarihe geçecek kadar önemli olan proje?
Atatürk'ün İzmir'i...
O, yıllar önce, kadın-erkek arasındaki eşitsizliği kaldırmak için devrim üstüne devrim yaptı...
Kadınları önce eğitime, sonra siyasi hayata kazandırdı.
Yani, önce okuma sonra da seçme ve seçilme hakkı verdi.
ATA'nın izinden gittiğini söyleyen CHP, AK Partili İstanbul'dan sonra da olsa adı konmamış bir yasağı kaldırdı.
İzmir'de yaşayan kadınlar için adeta bir kabus olan akşam ezanından sonra sokağa çıkma yasağını yerle bir etti...
CHP'li bu 11 kadın meclis üyesi, bir önerge verdi. Kadınlar, saat 22:00'den sonra ESHOT otobüsünden istediği yerde inebilecekti...
Ama bu karar her nedense istenildiği gibi uygulanmadı.
Bir süre sonra da unutuldu gitti.
Taaaaki Soyer seçilene kadar.
Başkan Soyer, İzmir Buluşmaları-Ulaşım ve Toplu Taşıma Toplantısı'nda vatandaşları dinliyordu.
Biri, konuyu gündeme getirdi. Başkan Soyer de bombayı patlattı.
''Bilmeyenler için söylüyorum. Kadın arkadaşım, saat 22:00'den sonra istediği yerde inebilecek. Bunun için şoföre talebini iletmesi yeterli'' dedi.
Aradan yıllar geçmedi, daha bir kaç ay doldu...
Ama, ülkemize örnek olacak bu karar yine sümen altı edilmeye başlandı.
Üstelik de, DEÜ Tınaztepe Yerleşkesi'nde. Yani, Hukuk Fakültesi öğrencilerinin de cirit attığı güzergahta...
Şoför, ''Durak harici indiremem'' diyor, kadın talebe ısrar ediyor.
Şoför de, ''O senin dediğin ara sokaklar için geçerli. Bize böyle söylendi'' deyip yola devam ediyor.
Başkanımız hukukçu...Bu gençler de yarın, başkan, avukat, hâkim, savcı olacak.
Vatandaşı bilmem. Ama bunlar hesap sormasını iyi bilir...
Bu öğrencilerden bir kısmı bana ulaştı. ''Kimse üzülsün istemeyiz ama hakkımızı da yedirmeyiz'' diyorlar.
Yani, her otobüse bir afiş konsun hem duymayan kadın hem de uygulamayan şoför kalmasın diyorlar...
Bilmem anlatabildim mi??