Son zamanlarda intihar vakaları artmakta. Neredeyse gün geçmiyor ki, çaresizlikten intihar haberi almayalım.
Bugüne kadar ciddi anlamda intiharı düşünen birini hiç tanımadım. Ufak tefek sorunlar yaşayan, bunu da sadece birkaç damla göz yaşı ile atlatan arkadaşlarım oldu. Ama hepsi bundan ibaret.
Ne yalan söyleyeyim, merak ediyor insan.
İnsanlar ölümü düşünecek kadar nasıl bir acı yaşadılar, nasıl bir psikolojiye sahipler, eskiden de böylemiydi karamsarlık halleri, sonradan mı hayattan soğudular?
Kafamda bi dünya soru.
Merak bu ya, hemen başladım araştırmaya.
Fecebook hesabımdan arama motoruna "intiharı düşünenler" diye yazdım ve tahmin ettiğimden çok daha fazla sayfayla karşılaştım.
En fazla göze çarpan bir kaç sayfayı inceledim. Dişe dokunur bir bilgiye ulaşamadım. Tam aramaktan vazgeçiyordum ki bir sayfa dikkatimi çekti. Ve hemen sayfayı tıkladım.
Sayfa tek bir kişi tarafından açılmış. Zaten başka üye de yok. Ama isyan dolu sözler tek kişilik sayfa da cirit atıyor. Sayfa sahibini merak ettim bu defa da. Bulursam o arkadaşı ve konuşursam intihar düşüncesinden vazgeçirebilirim diye düşündüm.
Aradım ve arkadaşı buldum.
Buldum bulmasına da, çok geç kalmışım. Geçtiğimiz Ekim ayında intihar ederek hayatına son vermiş. Gencecik bir adam. Anladığım kadarıyla hali vakti de yerinde. Üstelik Bilkent Üniversitesi mezunlarından.
Hayatının baharında genç bir adam neden ölümü seçmişti? Oysa önünde parlak bir gelecek onu bekliyordu.
Çok üzücü bir durum! Neyse.
Ne kadar ilginçtir ki insan yaşamının bu kadar değerli olmasına karşılık, hala bazı insanlar hayatlarına bir çırpıda son verebiliyorlar.
Bunun normal bir durum olmadığını, sağlıklı düşüne bilen insanların ölmeyi akıllarının ucundan bile geçirmeyeceklerini az çok hepimiz biliyoruz.
Buda demek oluyor ki intihar eden insanların büyük çoğunluğu psikolojik sorunları olan insanlardır. Psikolojik sorunları olanlar, altından kalkamayacaklarını düşündükleri durumda anlık ya da planlı bir şekilde ölümü tercih edebilirler.
İntihar ederler!
Ailesi, sevenleri için çok acıdır, her biri sorgular kendini. Böyle demeseydim, şöyle yapmasaydım acaba sonuç değişir miydi?
Ölüm acısı ile birlikte hep bir vicdan hesaplaşması kalır geride!.
Gece boyu intihar eden insanları düşündüm. Düşünmekle kalmayıp empati kurarak anlamaya çalıştım. Neresinden tutarsam tutayım mantık örgülerim örgü örmeyi öğrenen yeni yetme kızlar tarafından örülmüş gibi: bir-iki ilmek doğru, üç beş ilmek boşa gitmiş.
Dön dolaş düşünceler yine bana çevrildi. Bende olan dertlerin on da biri bile intihar eden bazı insanlarda yokken, neden onlar ölmeyi, ben ise ısrarla yaşamayı seçiyordum.
Neydi beni hayata bağlayan, onları ise yaşamdan kopartan?
Sanırım bu sorumun cevabını biliyordum.
Beni her şeye rağmen dimdik ayakta tutan içimde taşıdığım maneviyat ve kendi canımdan bile üstün tuttuğum dini inancımdı.
Zorluklardan kaçarak intihara sığınmak en kolayı. Keskin bir bıçağın şah damarıyla buluşmasına, kalın bir ilmeğin boynuna asılmasına veya bir kaç hapın mideye indirilmesine bakar. Sadece bir kaç dakikalık çekilen acıyla tüm dertler son bulur ve sonsuz ebedi huzura doğru yol alınır.
Bumu her şeyin sonu?
Değer mi?
Arkanızda gözü yaşlı analar, babalar bırakmaya.
Biliyorum.
Hayat inişli çıkışlı. bir yandan gülüyor, bir yandan ağlıyoruz bazen.
Bir gün tok, bir gün aç kalabiliriz.
Bazen severken, sevilmeyebiliriz.
Sorarım size; ölmekle bu sorunların hangi birine çözüm bulabildiniz?
Yaşamak direnmektir diyor bir şarkı.
Ölüme teslim olmak var mı hemen?
Yapmayın!
Allah ın verdiği canı, yine Allah alacaktır.
Bize biçilen ömrü çok kısa bile olsa yaşamalı. Hayat ne olursa olsun yaşamaya değer. Ama ne olursa olsun.
Son olarak yaşarken mutsuz olmanın bir erdem olduğunu sanıp, intiharı düşünenlere bir çift sözüm olacak. İntihar çözüm değil. Göz göre-göre ölmeyi tercih etmekte. İlle de hayatında bir şeyi terk edeceksen yaşamını değil seni mutsuz eden şeyleri terket.
Kaybettiğin her şeyin alternatifi vardır, alternatifi olmayan tek şey sensin. Kıymetini bil.
Toprak altında boylu boyunca uzanmak yerine sorunlarınızla mücadele etmeye devam edin.
Çok değil sizden beklenen. Biraz sabır, biraz Tevekkül, biraz dua ve çokça inanç.
Göreceksiniz her şey nasıl da yerli yerine oturacak ve beklentileriniz birer birer önünüze gelecek.